NATO’yla yapılacak olan insan kaçakçılarına karşı bir mücadele sorunu çözüme ulaştırmayacaktır. Bunun sonunda daha zorlu ve daha tehlikeli başka güzergahların ortaya çıkacağı daha fazla ölüme yol açılacağı açık

AB’den Türkiye ve NATO’ya sorumluluk devri

BAŞAK KALE *

Türkiye-AB külfet paylaşımı konusu gittikçe daha çetrefilli bir hal alıyor. AB samimiyetsiz, çifte standartlı ve uzun vadede oldukça tehlikeli bir oyun planı içerisinde. AB’nin Temel Haklar Şartının ilk maddesi: “İnsan şeref ve haysiyetine dokunulamaz” ifadesini içerir. Bu maddeyi, AB’ye tekrar ve tekrar hatırlatmak gerekiyor.


Bir yandan AB, Türkiye’ye sınır kontrollerinin daha da sıkılaştırılması konusunda baskı yaparken, daha çok Ege’deki Yunanistan’la olan deniz sınırının kontrolleri üzerinde duruyor. Binlerce kişi insan kaçakçılarının elinde sınırı geçmeyi uğraşırken sorunun nedenlerine odaklanmak yerine acil çözümler üzerinde konuşuluyor.


Türkiye, külfet ya da sorumluluk paylaşımında Birliğin halen üzerine düşeni yapmadığı konusunda ısrarlı. Söz verilen 3 milyar avro ciddi politik pazarlıklar sonunda geç de olsa onaylandı. Ancak nasıl ve ne şekilde geleceği henüz belirsiz. Bu maddi yardımın, mültecilerin refahını etkileyecek şekilde nasıl ve ne şekilde yansıyacağı konusu halen tartışılmakta.


Külfet paylaşımı konusu, içinde birçok karmaşık bileşenin olduğu uluslararası politik bir denklemin içerisinde karşımıza çıkıyor. Bir yandan Rusya Halep’i bombalarken daha fazla Suriyeli yerlerinden ediliyor. Bir yandan IŞİD’e karşı olan operasyonlar devam ediyor. Suriye, geleceğini, bir çözümsüzlük içerisinde bekliyor. Türkiye, Suriye sınırını kapatmayı ve Yunanistan ve Bulgaristan sınırını açmayı gündeme getiriyor. NATO ilk defa insan kaçakçılarıyla ilgili bir operasyon için göreve çağrılıyor.


NATO’yla yapılacak olan insan kaçakçılarına karşı bir mücadele sorunu çözüme ulaştırmayacaktır. Bunun sonunda daha zorlu ve daha tehlikeli başka güzergâhların ortaya çıkacağı, daha fazla ölüme yol açılacağı açık. Türkiye ev sahipliğinin sınırlarını yeterince uluslararası sorumluluk paylaşımı olmadan ne kadar yürütebilecek? Sorunun temeline inmek gerekiyor ki bu çok daha uzun vadeli, karmaşık ve çok seviyeli bir yönetişimi gerektiriyor. Öncelikli olarak; Suriye’nin geleceğine yönelik bir planın uygulamaya geçirilmesi, Suriye’nin daha fazla insanı evinden etmeyecek çözümlere odaklanılması, sığınmacıların güvenlikleri ve refahlarının sağlanması ve ayrıca da insan kaçakçılarıyla mücadelede güvenlik odaklı bakışı elden bırakmayacak olan bir savunma ittifakının göreve çağrılması yerine sivil bir çalışmanın, insani bir bakışla edinilmesi gerekiyor.

*Doç. Dr. ODTÜ