Google Play Store
App Store

AB üyelik sürecinde en fazla yol kaydeden üye ülkeler belli oldu. Karadağ, Arnavutluk, Moldova ve Ukrayna'nın en fazla yol kaydeden aday ülkeler olduğu belirtildi. Rapora göre Karadağ, diğer ülkelerin önünde. Türkiye'ye ilişkin yargı bağımsızlığı üzerinden eleştiriler yapılarak, "Hukukun üstünlüğüne ilişkin diyalog AB-Türkiye ilişkilerinin merkezinde yer almaya devam etse de demokratik standartların, yargı bağımsızlığının ve temel hakların gerilemesi hâlâ giderilememiştir. Türkiye ile katılım müzakereleri 2018’den bu yana durma noktasındadır” denildi.

Kaynak: Haber Merkezi
AB'ye katılmaya en yakın 4 aday ülke açıklandı: Türkiye için hangi tespitler yapıldı?

AB Komisyonunun Genişlemeden sorumlu üyesi Marta Kos, AB Komisyonunun Türkiye, Sırbistan, Arnavutluk, Karadağ, Kuzey Makedonya, Bosna-Hersek, Kosova, Ukrayna ve Moldova'ya ilişkin son değerlendirmelerinin yer aldığı 2025 Genişleme Paketi'ni açıkladı.

Bazı aday ülkelerin iddialı hedefler belirlediğini, Karadağ'ın müzakereleri 2026, Arnavutluk'un 2027, Moldova ve Ukrayna'nın ise 2028 sonunda tamamlamayı hedeflediğini aktaran Kos, "Benim için yıllardan ya da tarihlerden çok bu hedeflerin kendisi önemlidir. Komisyon da bu hedefleri desteklemektedir" vurgusunu yaptı.

Kos, Karadağ, Arnavutluk, Moldova ve Ukrayna'nın hedeflerini somut adımlarla uyumlu hale getirdiğini ve en fazla yol kaydeden ülkeler olduğunu ifade etti.

TÜRKİYE’YE ELEŞTİRİ: MÜZAKERELER 2018’DEN BU YANA DURMA NOKTASINDA

Raporda Türkiye’ye yargı bağımsızlığı konusunda eleştiriler yapıldı. Muhalefet üzerindeki baskıların, demokratik değerlere bağlılık ve temel haklar konusunda endişe yarattığına dikkat çekildi:

“Türkiye, AB için aday ülke ve kilit bir ortak olmaya devam etmektedir. Avrupa Konseyi’nin Nisan 2024 tarihli sonuçları doğrultusunda AB, Türkiye ile ilişkileri aşamalı, orantılı ve geri döndürülebilir bir şekilde ilerletmiş, ortak öncelikler üzerinde iş birliği yapmıştır. Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlatılması, iş birliğinin temel unsurlarından biri olarak değerlendirilmektedir.

Buna karşılık, muhalefet temsilcilerine ve partilere yönelik artan hukuki işlemler ile çok sayıda gözaltı ve tutuklama, Türkiye’nin demokratik değerlere bağlılığı konusunda ciddi endişelere yol açmaktadır. Hukukun üstünlüğüne ilişkin diyalog AB-Türkiye ilişkilerinin merkezinde yer almaya devam etse de demokratik standartların, yargı bağımsızlığının ve temel hakların gerilemesi hâlâ giderilememiştir. Türkiye ile katılım müzakereleri ise 2018’den bu yana durma noktasındadır.”

KARADAĞ DİĞERLERİNİN ÖNÜNDE

Karadağ'ın AB üyelik sürecinde en ileri düzeyde olan ve aynı zamanda en hazırlıklı ülke konumunda olduğunu kaydeden Kos, ülkenin gerekli reformlarda somut sonuçlar elde ettiğini ve AB'ye yönelik stratejik yönelimini kararlılıkla sürdürdüğünü dile getirdi.

Kos, Arnavutluk'un, Ekim 2024'te yapılan ilk Hükümetlerarası Konferans'tan bu yana benzeri görülmemiş ilerleme kaydettiğine dikkati çekerek, 1 yılda 4 yeni fasıl kümesi açıldığını, kalan son kümenin de kasım ayında açılmasının beklendiğini belirtti.

Moldova'nın devam eden hibrit tehditlere ve ülkenin istikrarını sarsmaya yönelik girişimlere rağmen AB ile işbirliğini derinleştirerek üyelik yolunda hızla ilerleme kaydettiğini ifade eden Kos, "Moldova, sadece bir yıl içinde en fazla ilerleme kaydeden ülke oldu" bilgisini verdi.

Kos, Rusya'nın "saldırgan savaşı" nedeniyle yaşanan zorluklara rağmen Ukrayna'nın, AB yolundaki kararlılığını gösterdiğini ve kilit reformlarda ilerleme kaydettiğini belirtti.

Atılan adımların ekonomik toparlanmanın temellerini atarken özel sektörün daha fazla katılımının da önünü açtığını kaydeden Kos, "Bu ivmenin sürdürülmesi ve özellikle yolsuzlukla mücadele alanında gerileme riskinin önlenmesi hayati önem taşıyor" uyarısında bulundu.

Kos, Moldova ve Ukrayna ile tarama sürecinin tamamlandığını ve Komisyonun kasım ayına kadar tüm kümelerin açılabilmesi için Konseyle çalışmalarını sürdüreceğini bildirdi.

"SIRBİSTAN'DA REFORM SÜRECİ YAVAŞLADI"

Kos, Sırbistan'da yetkililerin AB üyeliğini stratejik hedef olarak dile getirmeye devam etmesine karşın, ülkede reformların uygulanma hızının belirgin şekilde yavaşladığını bildirdi.

Bazı olumlu gelişmeler kaydedilse de Sırbistan'ın özellikle "temel konular" alanında inandırıcı reformlar gerçekleştirmesi gerektiğinin altını çizen Kos, "Sırbistan'ın, AB süreci konusunda daha aktif ve nesnel bir iletişim yürütmesi, AB karşıtı söylemlerden, özellikle Avrupa Parlamentosu üyelerine yönelik olumsuz ifadelerden kaçınması gerekiyor. Ülkenin, yargı ve temel haklar alanındaki tıkanıklığı aşması, ifade özgürlüğü ve akademik özgürlükteki gerilemeyi acilen tersine çevirmesi, ayrıca seçim sisteminde ilerleme sağlaması bekleniyor" ifadelerini kullandı.

Kos, Bosna-Hersek'in ise koalisyon hükümetinin sona ermesi ve reform sürecinde yaşanan kilitlenme nedeniyle siyasi gerilimlerle karşı karşıya kaldığını belirterek, "Ancak, Eylül 2025'te, ülke reform gündemini Komisyona iletti" bilgisini verdi.

Bosna-Hersek'teki son kurumsal değişikliklerin ardından ülkenin AB yolunda ilerleme kaydetmesi için yeni bir fırsat doğduğuna dikkati çeken Kos, "İlk aşamada yargı reformu yasalarının kabulü ve baş müzakerecinin atanması öncelikli adımlar olarak öne çıkıyor" dedi.

Kos, Kuzey Makedonya'nın Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası'yla tam uyumunu sürdürdüğünü ancak son 1 yılda katılım müzakereleri sürecinde ilerleme kaydetmek için kararlı adım atmadığını belirtti. Kos, Kuzey Makedonya'nın AB üyelik yolunda ilerleyebilmesi için anayasada değişiklik yapması gerektiğini anımsattı.

GÜRCİSTAN’IN DURUMU OLUMSUZ

Marta Kos, Kosova'nın ise Avrupa yoluna olan bağlılığını koruduğunu ancak iç siyasi gelişmeler nedeniyle ilerleme kaydedemediğini söyledi.

Kos, "Gürcistan'da ise durum ciddi biçimde kötüleşti" uyarısında bulunarak, "Demokratik gerileme ciddi boyutlara ulaştı. Komisyon Gürcistan'ı sadece 'ismen aday ülke' olarak değerlendiriyor" ifadelerini kullandı.

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NDAN AÇIKLAMA: MESNETSİZ İDDİALARI REDDEDİYORUZ

Dışişleri Bakanlığı, Türkiye Raporu'na ilişkin açıklama yaptı ve "mesnetsiz iddiaları reddediyoruz" dedi. Bakanlık açıklamasında, "Avrupa Komisyonu tarafından bugün yayımlanan Türkiye Ülke Raporu’nun yargı ve temel haklar ile iç siyasi gelişmelere ilişkin taraflı, ön yargılı ve mesnetsiz iddialarını reddediyoruz. Söz konusu yorumlar, Türkiye ile AB arasında olumlu bir gündem oluşturmaya yönelik çabalarla uyumsuz olmalarının yanı sıra tarafların uzun dönemli çıkarlarına da aykırı bir dille kaleme alınmıştır" denildi.

Dışişleri Bakanlığı'nın konuyla ilgili açıklaması şöyle:

"No: 224, 4 Kasım 2025, Avrupa Komisyonu 2025 Türkiye Raporu Hk.

Avrupa Komisyonu tarafından bugün (4 Kasım) yayımlanan Türkiye Ülke Raporu’nun yargı ve temel haklar ile iç siyasi gelişmelere ilişkin taraflı, ön yargılı ve mesnetsiz iddialarını reddediyoruz.

Söz konusu yorumlar, Türkiye ile AB arasında olumlu bir gündem oluşturmaya yönelik çabalarla uyumsuz olmalarının yanı sıra tarafların uzun dönemli çıkarlarına da aykırı bir dille kaleme alınmıştır.

Rapor’da ortaya konan AB müktesebatına uyum düzeyi, katılım sürecinde karşılaştığımız siyasi ve haksız engellere rağmen, AB üyeliği stratejik hedefine olan bağlılığımızın en açık ifadesidir.

Rapor’da, Türkiye’nin, işleyen piyasa ekonomisine yüksek uyum düzeyinin ve sağlam makroekonomik politikalarının vurgulanmasını, olumlu ve yerinde tespitler olarak değerlendiriyoruz.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki yapıcı tutumuna, Yunanistan’la ilişkilerde sağlanan iyileşmeye ve AB’yle artan diyaloğa Rapor’da yer verilmesini memnuniyetle not ediyoruz. Bu olumlu gelişmelere istinaden, 15 Temmuz 2019 tarihli Dış İlişkiler Konseyi kararlarının ivedilikle kaldırılması yönündeki meşru beklentimizi bir kez daha vurguluyoruz.

Türkiye’nin aktif ve çok katmanlı dış politika vizyonuna, stratejik ortaklıkları güçlendirme yönündeki kararlı çabalarına, bölgesel barış ve istikrara yönelik yapıcı rolüne yapılan atıfları da olumlu değerlendiriyoruz. Keza Türkiye’nin, bölgesel ve küresel sınamalar karşısında, AB açısından taşıdığı stratejik önemin ve ortak çıkar alanlarındaki sorumlulukların vurgulanmasını anlamlı buluyoruz. Bu çerçevede, Türkiye ve AB arasındaki ortaklık organlarının ve yerleşik mekanizmaların işletilmesi ile Türkiye’nin, AB’nin savunma ve güvenlik alanındaki girişimlerine ve programlarına aktif olarak dahil edilmesi önemlidir.

Rapor’da her zaman olduğu gibi Yunanistan ve Kıbrıs Rum tarafının gerçeklerle bağdaşmayan, hukuk dışı ve maksimalist görüşlerine yer verilmesi ve Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin meşru kaygılarının görmezden gelinmesi, AB’nin Kıbrıs konusunda taraf tuttuğunu ve Kıbrıs meselesinin çözüm çabalarına katkı sunmasının mümkün olmadığını bir kez daha ispatlamaktadır.

AB'nin Türkiye’yle olan ilişkilerini ahde vefa ilkesi çerçevesinde, üyelik perspektifini güçlendiren bir yaklaşımla yürütmesi, ilişkileri çıkmaza sokan politika ve söylemlerden kaçınması ve tarafsız bir tutum benimseyerek ilişkileri ikili düzeydeki meselelere rehin bırakmaması hayati önem taşımaktadır.

Türkiye ile AB arasında daha güçlü, kurumsallaşmış ve karşılıklı güvene dayalı bir iş birliğinin geliştirilmesi hem Türkiye’nin hem de Avrupa’nın ve geniş coğrafyamızın menfaatinedir.

Ülkemiz, bu anlayış ve vizyonla çalışmalarını kararlılıkla sürdürmekte ve AB’den de aynı stratejik iradeyi ve yapıcı yaklaşımı göstermesini beklemektedir."