ABD’de Donald Trump’ın Kongre Baskını sonrası görevden alınması için Demokratlar, Temsilciler Meclisi’nde bugün oylamaya hazırlanıyor. Siyaset bilimci Doç. Dr. Utku Balaban, “Trump’ın başkanlığı sırasında yaşananlar ve son kriz 40 yıllık bir sürecin sonucudur” diyor.

ABD’de Kongre Baskını 40 yıllık sürecin sonucu


Özde ÇELİKBİLEK

ABD kamuoyunda Kongre Baskını ve Başkan Donald Trump’ın azledilmesi ile ilgili gündem yerini korurken gözler bugün Temsilciler Meclisi’nde yapılacak oylamaya çevrildi.

20 Ocak’ta başkanlık görevini devralacak Joe Biden, Trump’ın azledilmesine dair tartışmalarda Kongre’yi işaret ederken baskını gerçekleştiren çok sayıda Trump destekçisi ise gözaltına alınıyor.

Tüm bu gelişmeler, ABD’de yeni bir dönemin habercisi.


GÖREVDEN ALINIR MI?

ABD’de yayan siyaset bilimci Doç. Dr. Utku Balaban’la* son gelişmeleri konuştuk. Kongre Baskını’nın, Joe Biden’ı başkanlığa götüren süreç için bir engel teşkil etmeyeceğini savunan Balaban, “Yirminci yüzyıl ABD tarihinde böyle bir durum yaşanmadı, ancak Kongreye yönelik gerçekleşen bu şiddet eylemleri, orada bulunanların biriktirdikleri gücünü göstermesi açısından önemli bir yerde durdu” diyor. Balaban, Kongre Baskını’na dek 40 yıllık bir sürecin olduğuna işaret ederek, “Eğer Kongre’de olanları yalnızca Trump iktidarıyla değerlendirirsek, geçmiş bağlamından kopuk bir gözlem yapmış oluruz” görüşünü paylaştı.

Trump’ın azlinin önünü açan Anayasa’nın 25’inci maddesiyle ilgili tartışmalara da değinen Balaban, “Eski Başkan John F. Kennedy’nin suikastle öldürülmesinin ardından 1967 yılında bu madde Anayasa’ya eklenmişti. Aslında bu madde, ‘Biz olağanüstü durumlarda ne yapacağız?’ endişesiyle hazırlanmış bir maddedir. Ancak bu maddenin uygulanması için başkan yardımcısı ve kabinenin inisiyatif alması gerekiyor. Mike Pence bu konuda istenilen inisiyatifi alır mı bilmiyorum, ancak yollarını ayırdığını bildirerek yapabileceği en üst şeyi yapmış oldu” dedi.

abd-de-kongre-baskini-40-yillik-surecin-sonucu-827508-1.DEMOKRATLARIN AZİL OYLAMASI

Demokratların ağırlıkta olduğu Temsilciler Meclisi’nin yapacağı bir azil oylaması Senato’da ikinci bir davanın başlamasına neden olabilir. Daha önce Trump hakkında başlatılan ilk azil sürecinin Senato’da reddedildiğini hatırlatan Balaban, şöyle devam etti: “Azil süreci ile ilgili olarak şunu söyleyebilirim: Oldukça kısa bir süre içerisinde böyle bir şeyin gerçekleşmesi somut olarak çok kolay olmayabilir. Bunun için oturumlar, görüşmeler yapılması gerekiyor. Ancak, son bir iki gün içerisinde şöyle bir gelişme yaşandı. Minnesota’nın demokrat temsilcisi İlhan Omar gerekli yasal maddeleri içeren metni hazırladığını söyledi. Bernie Sanders de bu sürecin devam edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Eğer bu başlatılırsa, Trump görevini bıraktığında dahil bu süreç devam edebiliyor. Bunun bir örnek teşkil etmesi açısından da önemli bulunulduğunun altını çiziyor.”

DIŞ POLİTİKAYA DAİR BİLGİLENDİRMEYİN

ABD başkanlarının görevi bıraktıktan sonra belli hakları olduğunu vurgulayan Balaban, “Bu haklardan en önemlisi ABD’nin dış siyasetine dair bilgi alabilme hakları gibi kritik konu başlıkları içeriyor. Eğer Trump azil edilmezse, bu bilgileri edinebileceği, kötüye kullanabileceğine dair kuşkular da var. Bu kenarda köşede kalan bir ayrıntı ama azil sürecinin başlatılması görevi bıraktıktan sonra dahil sürecin devam etmesi açısından örnek teşkil edebilir” dedi.

FARKLI MUAMELE

Kongre Baskını'nın, Amerikan tarihinin "en karanlık" günlerinden biri olduğunu söyleyen Biden, saldırganların çoğunlukla beyaz olduğunu ve polisin saldırgan tutumuna maruz kalmadıklarını belirterek, "Dünkü göstericiler Siyah Hayatlar Değerlidir hareketine mensup bir grup olsaydı, Kongre binasını basan güruhtan farklı muameleye maruz kalmayacağını kimse iddia edemez" ifadelerini kullandı.

Utku Balaban, Kongre'ye yönelik saldırıyı gerçekleştirenlerin geçmiş profiline bakarsak, birçoğunun aynı zamanda Pentagon ile bağlantılı, eski bahriyeli yani ordu ile temasları olmuş kişiler olduğunu vurguladı. Baskını yapan kişilerin ayrıca ABD bürokrasiyle temasları olan kişiler olduğuna işaret eden Balaban, " Bir diğer mesele de şu: Ülkelerin küreselleşme gibi süreçlerinde, Türkiye gibi ülkelerde İslamcıların ortaya çıkmasında, otoriter bir yönetim anlayışına sahip olanlar nasıl önemli rol üstlenmişse aynı küreselleşme ABD gibi kapitalist metropollerde de bu tür eğilimleri güçlendirdi" ifadelerini kullandı.

***

TRUMP KİTLESİNİ CESARETLENDİRDİ

Doç Dr. Utku Balaban, Trump’ın seçmen kitlesini dikkate almak gerektiğine şöyle işaret ediyor: “Trump’ın kitlesi sonuç olarak ülkelerindeki küreselleşmenin kendi gelirlerine etkisi olduğunu biliyor. Bu küreselleşmenin bir parçası olmak isteyen daha küçük üreticilerin dünyadaki görünürlük isteği, siyasallaşmalarını ve dolayısıyla radikalleşmelerini beraberinde getirdi. Trump ise onların önünü açtı. Cumhuriyetçi Parti’yi daha fazla sağa kaydıran Trump, onların daha gözle görünür bir kesim olmasına olanak sağladı.”

*Doç. Dr. Utku Balaban, Amherst College'da misafir doçent. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden "Barış İmzacısı" olduğu için Şubat 2017'de ihraç edildi.