Trump destekçilerinin Kongre baskınında, QAnon adlı komplocu hareketin varlığı dikkatlerden kaçmadı. Birkaç yıl önce ortaya çıkan bu hareket, özellikle 3 Kasım’daki seçimlerin ardından Trump taraftarları içinde önemli bir konuma geldi. Peki hangi fikirleri savunuyorlar ve ne hedefliyorlar?

ABD’deki Kongre baskınında da ön saftaydılar: QAnon hareketi nedir, neyi amaçlamaktadır?

HABER MERKEZİ

ABD’de başkanlık seçimini kaybeden Donald Trump’ın destekçilerinin Kongre’yi bastıkları olaylarda bazı detaylar dikkat çekti. Bunlardan biri, çıplak vücudu, mavi yüz boyası ve boynuzu miğferiyle sosyal medyada da oldukça görünür olan ‘Q Shaman’ lakaplı Jake Angeli’ydi. Diğeri ise bazı göstericilerin elinde tuttuğu üzerinde ‘Q’ yazan bayraklardı.

Bu detaylar ABD’de Trump’ın yavaş yavaş kemik kitlesi haline dönüşen QAnon adlı komplo teorisi grubunun olaylar sırasındaki etkisine işaret ediyor. Zira eline aldığı mikrofonla protestocuları yönlendiren ‘Q Shaman’ lakaplı Jake Angeli, bu hareketin sosyal medyadaki öncülerinden ve tanınmış simalarından biri. Arizona’da düzenlenen aşırı sağcı mitinglerde de boy gösteren Angeli’nin Kongre baskınındaki varlığı ve belirleyiciliği, QAnon hareketinin Trump’ın seçimlerin ardından yürüttüğü propagandadaki rolü hakkında da önemli fikirler veriyor.

Olaylar sırasında QAnon’un varlığının tek işareti Angeli değildi. Bazı katılımcıların elinde üzerine ‘Q’ harfinin yer aldığı Birleşik Devletler renklerini taşıyan bayraklar da göze çarptı. Bu bayraklar Trump’ın mitinglerinde de fark ediliyordu. Özellikle Cumhuriyetçilerin, Joe Biden’ın kazandığı başkanlık seçimi sonrası düzenlediği karşı gösterilerde ‘Q’ bayraklarının yoğunluğu fazlaydı.

QANON TARAFTARLARI NEYE İNANIYOR?

Peki, QAnon hareketi nedir ve neyi amaçlamaktadır?

Savunduğu komplo teorisinin bir bölümü geçmişe dayansa da QAnon eski bir hareket değil. Hareket ilk olarak Ekim 2017’de 4chan adlı bir internet sitesinde imzasız bir mesajla ortaya çıktı. ‘Q’ rumuzunu kullanan bu ismi belirsiz kişi, yazdığı mesajda Trump’ın başkanlığındaki gizli bir soruşturma grubunun içinde yer aldığını iddia ediyordu.

Bu mesajın ardından, şifreli olduğu söylenen paylaşımlarla ilginç teoriler ortaya atılmaya başlandı. Mesajlarda Trump’ın politikalarını savunan ifadeler kullanılıyor ve faşizan düşünceler dile getiriliyordu. Kitle büyüdü ve kendini YouTube, Facebook, Twitter, Reddit gibi platformlara taşıdı.

QAnon takipçilerinin temel tezi şöyle: Donald Trump, devletin içindeki ‘şeytani, podofil ve insan kaçakçılarından’ oluşan elit bir gruba karşı savaş veriyor. Bu elit grubun sonunu sadece Trump gibi bir siyasetçi getirebilir.

QAnon’cular, bu teoriyi temellendirmek için ortaya hiçbir somut kanıt koyamamalarına rağmen etkilerini artırmayı başardılar ve hayli taraftar kazandılar. Bu ivmeyi siyasi başarıya bile tahvil ettiler. Hareketin ilk seçim zaferi Georgia eyaletinde geldi. QAnon’un Yahudilik ve İslam karşıtı görüşleriyle bilinen ırkçı önderlerinden Marjorie Taylor Greene, ABD Kongresi’ne girmeye hak kazandı.

SEÇİMLERDEN SONRA GÖRÜNÜRLÜĞÜ ARTTI

Tam olarak sayıları bilinmese de komplocuların ülke içinde yüzbinlerce yandaş bulduğu düşünülüyor. Bu oluşumun, başkanlık seçiminden sonraki süreçte Trump’ın ‘kemik kitlesi’ haline geldiği de yapılan değerlendirmeler arasında.

Koronavirüs sürecinde evlere kapanan QAnon fanatikleri, temelsiz iddialarıyla birlikte faaliyetlerini de yoğunlaştırdı. Trump’ın seçim sonuçlarını reddettiği süreçte, ‘sahte seçmen’ iddiaları hakkındaki sözde argümanlarının çoğu, QAnon hareketi kaynaklıydı. Hem Trump hem de oğlu Eric Trump, bu grubun içeriklerini retweet etti. Barack Obama da Trump'ı ve Cumhuriyetçileri komploculara alan açmakla eleştirdi.

abd-deki-kongre-baskininda-da-on-saftaydilar-qanon-hareketi-nedir-neyi-amaclamaktadir-826126-1.

QAnon’cular sıklıkla sosyal medyada ‘troll’ faaliyetlerinde de bulunuyor. Siyasetçi, gazeteci veya farklı meslek gruplarından ünlü simalara organize bir şekilde yükleniyorlar. Yazdıkları mesajlarda bu kişilerin pedofil olduklarını ileri sürerek, onlara ‘devlet ve millet düşmanı’ yaftası vuruyorlar.

Komplocu fanatiklerin topluma verdiği zarar bununla sınırlı değil. 2018'de eşiğinden dönülen facia, bunun en önemli kanıtlarından biri. Matthew Wright isimli bir QAnon fanatiği, ağır silahlarla Arizona-Nevada sınırındaki Hoover Barajı'nın üzerindeki bir köprü yolunu kapattı. Amacına ulaşamayan ve yakalanan Wright, ‘terör’ suçlaması ile yargılanarak hapse gönderildi.

FBI RAPORUNA DA GİRDİ

1-2 yıllık süreçte etkinliği iyice artan QAnon, kamuoyunda da daha tartışılır hale geldi. ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) geçen yıl hazırladığı raporunda, QAnon grubunu ‘potansiyel bir aşırıcı tehdit’ olarak tanımladı.

Twitter ve Facebook’un ardından YouTube da QAnon’un komplocu içeriklerine karşı ‘sert tedbirler’ alacağını, nefret söylemlerine izin vermeyeceğini duyurdu.

ABD’de Kongre baskını olayından sonra sular şimdilik durulmuş ve Biden’ın başkanlığı resmiyet kazanmış olsa da komplocu fikirler toplum içindeki etkisini kaybetmiş değil.

Sistemin işleyişinden mağdur olmuş, gündelik hayat koşuşturmasındaki insanların bilinçlerini saçmalık düzeyindeki teorilerle manipüle eden ve sağcı medyadan da destek gören bu akım, önümüzdeki yıllarda da gerek ABD’de gerekse de dünyanın farklı ülkelerinde adından söz ettirecek gibi duruyor.