ABD Kongresi F-16 satışı konusunda temkinli
Fotoğraf: Depophotos

Haber Merkezi

Bu yıl 32’ncisi düzenlenen NATO Liderler Zirvesi ardından dönüş yolunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, iç ve dış politikaya dair değerlendirmelerde bulundu. İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girişinin önünü açan ve "taviz" yorumlarına neden olan üçlü mutabakatla ilgili konuşan Erdoğan, "Biz bu noktada en başından beri ortaya koyduğumuz ilkeli ve dirayetli tutumu Madrid’de de sürdürdük" dedi. Erdoğan ve yandaşlar üçlü görüşmeyi ‘zafer’ olarak nitelendirse de ABD Başkanı Joe Biden’ın "Türkiye’ye F-16 satmalıyız" açıklaması, Amerikan Kongresi’nde tereddütlere neden oldu.

Türkiye ile ilgili zaman zaman kritik açıklamalar yapan Senatör Shaheen, Türkiye’nin 40 adet F-16 ve 80’e yakın F-16 modernizasyon kiti alma talebine ilişkin Ciner Medya ABD Temsilcisi Ali Çınar’a konuştu. Senatör Shaheen açıklamasında "Biden yönetimi tarafından sunulan F-16 paketi - tıpkı herhangi bir yabancı silah satışı gibi - ortak güvenlik çıkarlarımıza fayda sağlayacağından emin olmak için Senato Dış İlişkiler Komitesi tarafından kapsamlı bir incelemeden geçmek zorunda kalacak. Bu komitenin bir üyesi olarak komiteyle birlikte çalışacağım ve taleplerini iyice gözden geçirmek için yönetime sorular soracağım” ifadelerini kullandı.

DİPLOMATİK ZAFER DEĞİL

Öte yandan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, üçlü muhtırayla ilgili “Yapıcı belirsizlik adı altında herkesin kendine göre çekebileceği bir metin ama içinde somut anlamda YPG’nin terör örgütü olduğu, FETÖ’nün terör örgütü olduğu, ‘biz şu iadeleri yapacağız’ gibi bir taahhüt bulunmamaktadır” dedi. Meclis’te basın toplantısı yapan Çakırözer, “Bu metinde. O yüzden bir diplomatik zafer asla değildir” diye konuştu. Çakırözer, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerine ilişkin TBMM onayının geciktirilmesinde fayda olduğunu söyledi. Çakırözer sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu üçlü muhtıranın en büyük eksiği bunu denetleyecek olan bir tarafın olmaması. Bir NATO belgesi değildir bu. NATO’nun taraflarının İsveç’e ya da Türkiye’ye ya da Finlandiya’ya yönelik ‘siz bunu söylediniz ama bunu yapmadınız’ diye söyleyebilecek bir denetim yoktur bu tür anlaşmalarda…Yapıcı belirsizlik adı altında herkesin kendine göre çekebileceği bir metin ama içinde somut anlamda YPG’nin terör örgütü olduğu, FETÖ’nün terör örgütü olduğu, ‘biz şu iadeleri yapacağız’ gibi bir taahhüt bulunmamaktadır bu metinde. O yüzden bir diplomatik zafer asla değildir.”