ABD’nin hedefinde ‘rejim değişikliği’ var

ÖMÜR ŞAHİN KEYİF @omurkeyif

Trump yönetimi Latin Amerika’daki solcu yönetimlere karşı tehditlerini artırıyor. Küba’yı ve Venezuela’yı yaptırımların hedefine koyan Beyaz Saray, bölge politikalarını uygulama konusunda Brezilya ile işbirliği istiyor. Lula da Silva’nın devre dışı bırakıldığı seçimlerde, “Tropik Trump” olarak anılan sağcı Jair Bolsonaro’nun galibiyeti, ABD için ‘fırsat’ olarak görülüyor.

George W. Bush döneminde Ulusal Güvenlik Konseyi’nde görev yapan José Cárdenas’ın McClatchy’de yer alan açıklamasına göre Trump-Bolsonaro ilişkisi yarımkürede dengeleri “kökten sarsma” potansiyeline sahip. İki ülkenin yakın ittifakına dair beklenti sadece Bolsonaro’nun bölgeye ilişkin sözlerine değil aynı zamanda ülke içinde özelleştirmeleri destekleyeceğine dair vaatlerine dayanıyor. Bolsonaro henüz görevi devralmadı, ancak Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’un bu hafta kendisini ziyaret etmesi bekleniyor. Görüşmede, Küba ve Venezuela karşıtı politikaların gündeme gelecek. Beyaz Saray’a göre ikili, aynı zamanda Çin’e karşı politikaları da konuşacak.

LATİN AMERİKA HEDEFTE
Trump yönetimi açıkça, Latin Amerika’da “askeri müdahaleyi devre dışı bırakmadığını” ifade ederken, Bolton son olarak, ABD’nin Venezuela, Küba ve Nikaragua hükümetlerinin düşüşünü izlemek istediğini belirtmişti. Bolton aynı konuşmada, bu üç ülkeyi “tiranlık troykası”olarak nitelemişti. Monthly Review bu sözleri, George W. Bush’un 2002’de Irak işgali öncesi yaptığı ‘şer ekseni’ tanımına benzetiyor.

VENEZUELA PLANI
Öte yandan Washington Post, geçen hafta, Trump yönetiminin Venezuela’yı terörizmi destekleyen ülkeler listesine alacağına dair bir haber yayımladı. Listede İran, Kuzey Kore, Sudan ve Suriye bulunuyor. Kimi analistlere göre, Cumhuriyetçi Kongre üyelerinin uzun zamandır desteklediği bu hamlenin ABD yönetimi için “ters tepme” riski var; çünkü böylesi bir iddiayı kanıtla desteklemek kolay değil. İddialar akla, Trump’ın görevden aldığı Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Flynn’in kitabını getiriyor. “Radikal İslam ve müttefiklerine karşı savaşı nasıl yeneriz” isimli kitabın girişinde Flynn, “Radikal İslamcıların Kuzey Kore, Rusya, Çin, Küba ve Venezuela gibi ülkelerce desteklendiğini” ileri sürmüştü.

***

‘Dünyanın en zengini’ne devlet yardımı

Dünyanın en zengin kişisi olan Jeff Bezos’a ait e-ticaret devi Amazon, ikinci genel merkezi açmaya hazırlanıyor. Genel merkez 2, iki farkı noktaya bölünerek açılacak. Meselenin geniş kesimlerce tartışılmasının nedeni, New York ve Virginia eyaletlerinde açılacak genel merkezler için, şirkete 3 milyar doların üzerinde vergi kesintisi ve teşvik verilecek olması.

Öyle ki Bezos’un helikopterinin ineceği pist dahi vergi mükelleflerinin cebinden karşılanacak. Ücretsiz sağlık, eğitim ve barınma hakkı için bütçe ayrılamazken, özel sektöre verilen teşvik tepki yaratıyor.

ABD’de ekonomik büyüme ve işsizlik oranının düşmesi, seçmen gözünde yönetimin başarısına ilişkin önemli göstergelerden biri. Bu bağlamda, özel sektöre verilen devlet teşviği, siyasetçiler tarafından iş imkanı yaratacağı ileri sürülerek savunuluyor. Amazon’un iki genel merkezinin 50 bin kadar iş yaratacağı ifade ediliyor. Muhalifler ise Amazon nedeniyle bu güne kadar 85 bin küçük iş yerinin kapandığını hatırlatıyor.

Konunun bir başka boyutu ise genel merkezlerin açılacağı bölgelerde yaşanacak mutenalaştırma. New York’ta bulunan Long Island’da, Amazonun kurulacağı bölgede işçiler, siyahlar ve göçmenler çoğunlukta. Amazonun varlığının emlak fiyatlarını artırırken bölgenin demografisini değiştireceği öngörülüyor. Hamleye sadece halktan değil yerel siyasetçilerden ve Bernie Sanders gibi Kongre üyelerinden sert tepkiler mevcut.