ABD’nin BM Temsilci Yardımcısı Yemen’deki insani krizin nedenini savaş olarak gösterdi. Peki sırada ne var? ABD, Yemen’i vurmaya devam eden Suudileri silahlandırmayı reddedecek mi?

ABD Yemen’i vuran Suudiler’i silahlandırmayı reddedecek mi?

Vijay Prashad

Bir yıl önce, 9 Ağustos’ta Suudi Arabistan’ın hava kuvvetleri Yemen’deki San’a Uluslararası Havalanı’nı bombaladı. Bu hamle Suudiler’in 2015’ten beri bombaladığı başkent San’a’ya yönelik geniş çaplı saldırıların bir parçasıydı. San’a, Husiler tarafından domine edilen şemsiye grup Ensarullah hareketinin elinde. Bombardımandan bir gün sonra, Ensarullah hareketinin Siyasi Konseyine başkanlık eden Salih el Samad, Suudi saldırılarının bir facia yaratacağını ifade etti. San’a Uluslararası Havaalanı kuzey Yemen’in sivil nüfusu için hayatiydi. Buradan yapılan gıda ve ilaç ikmali saldırıdan sonra duracaktı. Bir yıl sonra 15 yardım kuruluşu bir araya gelerek havaalanının yıkımını kınadı: “San’a Havaalanı’nın resmen kapanması milyonlarca Yemenli’nin kapana kısılmasına neden oldu, ticari ve insani malların serbest hareketini önledi.” Yemen Sağlık Bakanlığı en az 10 bin Yemenli’nin uluslararası tedaviye ulaşamadığı için hayatını kaybettiğini tahmin ediyor. Savaştan önce her yıl 7 bin Yemenli tedavi için yurt dışına gidiyordu. Pek çoğunun hareket noktası San’a Uluslararası Havaalanı’ydı. Şimdi ise ölüme mahkumlar. Bahsettiğimiz 15 yardım kuruluşuna göre uluslararası tedaviye ulaşamadığı için ölenlerin sayısı savaşta ölenlerden daha fazla. Bu sayılar, “Yemen’de savaşın gizli kurbanlarını gösteriyor”.

Bu gizli kurbanlardan biri Yemen’deki Norveç Mülteci Konseyi’nin Direktörü Mutasım Hamdan’ın babası. Bu yardım kuruluşu mektubu imzalayan 15’in içinde yer alıyor. Hamdan’ın babası Muhammed’in savaşın yıktığı bu ülkede mümkün olmayan acil tıbbi bakıma gereksinimi var. “Babamın hayatını kurtarmanın tek yolu onu yurt dışına götürmek” diyor Mutasim Hamdan. San’a’nın doğusundaki Seiyun Havaalanı’na gitmek için 24 saat kara yoluyla gitmişler. “Doktorlar onun bütün bu yolu gitmesinin tehlikeli olduğunu söylediler, yolda ölebilir, dediler, fakat bu tek seçeneğimizdi.” O korkunç seyehat sonrasında, uçağının kalkmasına yarım günden az kala Muhammed Hamdan hayatını kaybetti.

İmzacılardan bir başkası Care International’dan Wael İbrahim, ablukanın “Yemen halkı için kolektif cezalandırma” olduğunu söyledi. Diğer havaalanlarına giden yolların kontrol noktalarındaki silahlı adamlar ve Suudi uçaklarının arabalardaki sivilleri vurma olasılığı nedeniyle tehlikeli olduğunu söyleyen İbrahim, “San›a Havaalanı’nın kapalı olması için hiçbir mazeret üretilemez” diyor. Yemen kitlesel ölümlere neden olacak bir seviyedeki kolera salgını ve kıtlığın eşiğinde. Bu mezalim Batı medyasında çok az konu ediliyor. İnsan Hakları İçin Doktorlar örgütünden Dr. Homer Venters, Yemen’in “hastalıkların silah haline getirilmesi” konusunda ön cephe olduğunu söylüyor. Ortalık savaş suçu kaynıyor.

Ortaçağ kuşatması
Bu sırada, BM Güvenlik Konseyi, Yemen halkının hayatını boğan bu Ortaçağ kuşatması karşısında dilsiz. BM bu süreç içinde çeşitli Güvenlik Konseyi kararları çıkardı, fakat hiçbiri Yemen’i soykırıma götüren bu ambargo nedeniyle Suudi Arabistan’ı kınamıyordu. Sadece haziran ayında, Güvenlik Konseyi Başkanı Bolivya’nın Elçisi Sacha Sergio Llorentty Solíz, Suudiler’in bombaladığı Hudeyde limanına vinçlerin yerleştirilmesini ve San’a Uluslararası Havaalanı’nın yeniden açılmasını destekledi. Yemen halkına karşı ambargonun İnsan Hakları Bildirgesi’nin 13’üncü maddesi olan özgür dolaşım hakkının ihlali olduğu belirtilmedi. 2016 Haziranı’nda BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon Suriye’deki koşullarla ilgili “Açlığın bir silah gibi kullanılması savaş suçudur” demişti. Suudi Arabistan’ın kuşatmasıyla ilgili böyle bir açıklama yapılmadı.

BM’nin Yemen İnsani Yardım Koordinatörü Jamie McGoldrick, Suudi hükümeti ve onların Yemenli müttefikleriyle temas halinde olduğunu söyledi. Suudiler’den havaalanını tam olarak açmasını istedi. (Şu anda sadece çok az uçuşa izin veriliyor.) BM Suudiler’den San’a’dan her hafta bir ya da iki insani yardım uçuşuna izin verilmesini istedi. İzin verilmedi. McGoldrick “Bu kendi içinde bir savaş taktiği haline gelmiş ve bence bu adil değil” dedi. Fakat durum adil olmamanın ötesinde: Bu bir savaş suçu.
Mart ayında, ABD’nin BM Temsilci Yardımcısı Büyükelçi Michele Sison, sivil ölümlerinin, koleranın ve kıtlığın sebebi olarak doğrudan savaşı gösterdi. “Hudeyde Limanı ve San’a Uluslararası Havaalanı’na yönelik kısıtlamalar kıtlık riskini artırıyor. Yemen’e yardımın önündeki engeller kaldırılmalı” dedi. Bunların hepsi söylenmesi iyi cümleler. Fakat sırada ne var? ABD insani yardım uçuşlarının yapılması için açıkça Suudiler’e açıkça baskı yapacak mı? ABD, Yemen’i vurmaya devam eden Suudileri silahlandırmayı reddedecek mi? Kuşatmanın bir savaş suçu, en azından ‘adaletsiz’ olduğunu söylemek ne demek?

ABD’nin Suudi savaşına desteğini kesmesi olası değil. Yemen’de İran’ın rolüne ilişkin paranoya hâlâ Trump yönetiminin elinde. İran’a tek boyutlu bakış onu boğuyor. Suudi ve Birleşik Arap Emirlikleri destekli Yemen güçlerinin Yemen’in Hadramut bölgesindeki El Kaide kalelerine operasyonu savaşa yeni bir soluk getirdi. Suudi destekli güçler sadece El Kaide’ye değil aynı zamanda İran’a karşı da savaşıyor gibi görünüyor. Tuhaf bir şekilde, İran ve El Kaide’nin aynı tarafta olduğuna inanan Trump, durumu zevkle izliyor olmalı. Gerçek onun gördüğünden çok uzakta. Suudi Arabistan zarar görmeden yırtacak. Silahların korkunç öfkesi susmayacak.

Çeviri: Ömür Şahin Keyif