ABD’de fırtına öncesi sessizlik
Suikast girişimi sonrası Cumhuriyetçi Parti’nin kongresine katılan Trump ve rakibi Biden’dan “birlik” açıklamaları geliyor. Ancak ABD’deki kutuplaşmanın derinleştiği ortamda siyaset sahnesinde fırtına öncesi sessizlik hâkim.
Umut Can FIRTINA
Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın seçim mitingi sırasında yaralı kurtulduğu suikast girişiminin yankıları sürüyor. Kasım ayındaki başkanlık seçimi öncesi kutuplaşmanın derinleştiği bir ortamda gerçekleşen saldırı sonrası ABD Başkanı Biden ve Trump’tan “sükûnet” ve “birlik” açıklamaları gelse de siyasi gerilim sürüyor.
FBI, Cumhuriyetçi partinin başkan adayı ve eski ABD Başkanı Trump’a yönelik silahlı saldırının “suikast girişimi ve iç terör eylemi” olarak soruşturulacağını açıkladı.
Suikast girişiminde bulunduğu bildirilen ve olay yerinde öldürülen şüpheli Thomas Matthew Crooks’un daha önce FBI’ın takibinde olmadığı belirtilen açıklamada, “zanlının tek başına hareket ettiğinin” değerlendirildiği belirtildi.
Trump’a düzenlene suikast girişiminin ardından gözler, 5 Kasım’da düzenlenecek ABD Başkanlığı Seçimlerinde adaylığının resmen ilan edileceği Cumhuriyetçi Ulusal Kongre’ye çevrildi. Dört gün sürecek kongrede Trump’ın başkan yardımcısının kim olacağı da belirlenecek.
Suikast girişiminden sonra seçim kampanyasını sürdüreceğini açıklayan Trump, kongreye katılmak üzere Wisconsin eyaletinin Miwaukee kentine gitti. ABD basınına açıklamalarda bulunan Trump, suikast girişiminin ardından kongrede yapacağı konuşmayı “baştan yazdığını” aktardı.
KONUŞMAYI BAŞTAN YAZDI
New York Post’a konuşan Trump, "ölmüş olması gerektiğini" söyleyerek suikast girişimini "gerçeküstü bir deneyim" diye nitelendirdi. Trump, saldırıda büyük ihmali olduğu eleştirilerinin odağındaki ABD Gizli Servisi’nin “harika bir iş çıkardığını” kaydetti.
Daha önce Demokrat rakibi ve ABD Başkanı Biden’ın “berbat yönetimi” hakkında bir yazı hazırladığını kaydeden Trump, “halkın bölünmüş olduğuna” dikkat çekerek “ülkeyi ve dünyayı bir araya getirmeye yönelik” yeni bir konuşma hazırladığını söyledi.
BIDEN’DAN ‘BİRLİK’ ÇAĞRISI
ABD Başkanı Joe Biden ise, Trump’a yönelik suikast girişimi ile ilgili yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında, “siyasette tansiyonun düşmesi gerektiğini” vurguladı. “Ulusal birliğin” altını çizen Biden, ABD’de “şiddete yer olmadığını” kaydetti.
Trump’ın güvenliğinin sağlanması için Gizli Servis’e gerekli tüm tedbirleri alma talimatı verdiğini kaydeden Biden, “Dünkü mitingde tam olarak ne olduğunu anlamak üzere ulusal güvenliğe ilişkin bağımsız bir inceleme yapılması talimatını verdim. Bu bağımsız incelemenin sonuçlarını da Amerikan halkı ile paylaşacağız” ifadelerini kullandı.
BÖLÜNME DERİNLEŞECEK
Trump ve Biden’ın “birlik” ve “sükunet” açıklamalarına rağmen son yıllarda iyice derinleşen siyasi gerginliğin hala sürdüğü değerlendirmeleri yapılıyor. Sydney Üniversitesi’nden Siyaset Bilimci Prof. Brednon O’Connor’a göre Cuhmuriyetçi Ulusal Kongresi başkanlık yarışındaki bölünmeyi daha da derinleştirecek.
Trump’ın mevcut yönetimle Amerika’nın “şu ana kadarki en kötü halinde” olduğu iddiasıyla kitleleri kışkırttığını belirten O’Connor, “Trump’ı çevreleyen bu duygusal siyaset anlayışı, Cumhuriyetçi Parti’nin bir siyasi partiden çok bir ‘tarikat’ olarak görülmesine yol açıyor” diyor.
‘TRUMP’IN PARTİSİ’
ABD merkezli Politico gazetesinden Jonathan Martin imzalı makaleye göre ise Cumhuriyetçi Parti’nin “Trump’ın partisi” olarak yeniden düzenlenmesi, suikast girişimiyle iyice perçinlendi. Makalede Trump’ın yaklaşık on yıldır Demokratlar arasında birliğin ve kendi partisi Cumhuriyetçiler içinde bölünmenin en büyük kaynağı olduğu, ancak suikast girişimi ile birlikte bunun tersine döndüğü belirtiliyor. Makalede Trump’ın Cumhuriyetçi Parti içindeki eski BM Büyükelçisi Nikki Haley gibi önemli muhalif isimleri “pes ettirdiğinden” bahsedilirken, Haley’in Milwaukee’deki parti kongresine katılacağını açıkladığına dikkat çekiliyor.
Öte yandan Demokrat Parti ve Biden’ın “2017’den bu yana seçim başarılarının neredeyse tamamını Trump’a ve Trumpizm’e karşı oluşan tepkiye borçlu olduğu” kaydediliyor.
∗∗∗
KONGREDEKİ KONUŞMA BELİRLEYİCİ OLACAK
Eski Los Angeles Başkonsolosu ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Dış Politika Programı Direktörü Gülru Gezer, kutuplaşmanın derinleştiği ABD’de Trump’a yönelik suikast girişiminin etkilerini BirGün’e değerlendirdi:
“27 Haziran’daki münazara da gördük ki, taraflar arasında son derece gergin bir ortam vardı. Birbirlerine selam vermediler, el sıkışmadılar. Bu zaten toplumda var olan gerginliği daha da artırdı. Suikast girişimiyle beraber, var olan kampanyaları durdurdu. Biden’ın ulusa sesleniş konuşmasında siyasal şiddete hoşgörülü yaklaşılmaması çağrısı, gerilimin azalması için önem arz ediyor.
İKİ SEÇENEK
Trump da benzer şekilde birlik çağrısında bulunsa da ‘kötülüğe karşı mücadeleden’ bahsetti. Kötülükten kastı nedir bunu anlamamız lazım. Başkanlığından önce de sonra da halkı birleştiren değil ayrıştıran söylemleri oldu. Fakat saldırıdan bir gün sonra ‘olanları yavaş yavaş idrak ettiğini’ ve Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kongresi’nde ‘farklı bir konuşma’ yapacağını belirtti.
Burada hem seçim süreci hem de sonrası için iki seçenek var: Müesses nizamın işleyiş biçiminden rahatsız olduğu için, 50 bin kişiyi işten çıkaracak, ya da bu olaylardan ders çıkartıp, ülkede yıkıcı, yıpratıcı, ayrıştırıcı bir üslup değil, birleştirici bir üslup sergileyecek. 6 Ocak 2021’deki Kongre baskını travmasını birçok insan hâlâ atlatamadı, dolayısıyla benzer olayların yaşanmaması için, siyasetçilerin, örnek kişiler olarak daha iyimser açıklamalar yapması gerekiyor. Tarafların hiçbir suretle siyasal şiddete teşvik edecek hiçbir suretle açıklama yapmamaları lazım.
Trump daha önce yaptığı gibi suikast girişimini kendine yönelik avantaja çevirmeye çalışırsa, Amerikan toplumundaki fay hatlarının derinleşmesine ve kırılmasına vesile olabilir. Trump söz konusu olunca bundan emin olunamıyor. Suikast girişimini atlattıktan sonra, yine aynı meydan okuyan, ayrıştırıcı söylemlerine devam ederse, Amerikan halkının istikrarsızlığa sürüklenmesi mümkün olabilir. Kongre’de yapacağı konuşma, seçimlerin seyrine ve bu meselenin daha da tırmanacağına ya da sönümleneceğine karar verecek.”