AB’de savaş hazırlığı
ABD’de Trump’ın içe kapanma ihtimaline karşı AB, savaş hazırlıklarına hız verdi. Dış tehditlere karşı hazırlıkların yeterli olunmadığı belirtilen AB Komisyonu raporunda, savunma yatırımlarının artırılması gerektiği kaydedildi.

Dış Haberler
ABD’de Donald Trump’ın başkan olması halinde kendi başının çaresine bakmak zorunda kalacak olan Avrupa Birliği (AB), savaş hazırlıklarını sürdürüyor. Eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, Avrupa’nın sivil ve askeri hazırlığına ilişkin Avrupa Komisyonu’na sunduğu raporda, AB’nin giderek karmaşıklaşan krizlere yanıt verirken “daha proaktif olması” önerisinde bulundu.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Niinistö, Avrupa’nın savunma ve sivil hazırlıklarına ilişkin hazırlanan raporu ortak basın toplantısında sundu.
TRUMP PANİĞİ
ABD’de Cumhuriyetçi aday Trump'ın Ukrayna'ya yardımı kesebileceği ve NATO üyelerine verdiği ortak savunma taahhüdünden vazgeçebileceği ihtimali Avrupa'da paniğe yol açtı. ABD’deki kritik başkanlık seçimlerinden sadece bir hafta önce kaleme alınan raporda, AB’nin savunma konusunda üzerine düşeni yapmaya hazır olduğuna dair bir sinyal göndermesi gerektiği belirtildi. Raporda AB’nin şu anda yedi yıl için yaklaşık 1 trilyon avro olan bütçesinin yaklaşık yüzde 20’sini güvenlik ve krizlere hazırlık için harcaması gerektiği kaydedildi.
165 sayfalık raporda, AB’nin son yıllarda Koronavirüs salgını, savaş ve kayıtlara geçen en sıcak yıl gibi birçok krizle karşı karşıya kaldığı, ancak üye ülkelerin ortak çabalarına rağmen henüz çok boyutlu kriz senaryolarına tam olarak hazır olmadığı belirtildi.
“Tehditler azalmıyor, ekonomimizin birbirine bağlı sektörleri arasında yayılıyor” diyen Niinistö “Kendi güvenliğimiz için elimizden geleni yapmazsak, başkalarının bunu bizim için yapmasını bekleyemeyiz” diye ekledi.
AB bütçesinden savunma için harcanan fonun ihtiyaç duyulanın altında olduğunu kaydeden Niinistö, “Bu ABD ve diğer kilit ortaklara bir önemli bir sinyal niteliğinde” dedi.
Niinistö, AB’nin hazırlık stratejisinde iki temel boşluk olduğunu söyledi. Raporda bunlar üye bir ülkeye yönelik silahlı saldırı durumunda net bir planın olmaması ve AB’nin kurumsal ve operasyonel silolar arasında koordinasyon ve birlikte hareket etmemesi olarak sıralandı.
BAŞ TEHDİT RUSYA
Raporda “Ukrayna Savaşı’yla birlikte Rusya'nın oluşturduğu güvenlik tehdidinin Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana en yüksek seviyeye ulaştığı” belirtildi. Doğu Asya ve Ortadoğu'da artan gerilimlerin çok cepheli etkileri göz önüne alındığında bu durumun daha da belirginleştiği kaydedildi. Raporda, Rusya ve diğer dış tehditlerin AB içerisindeki “hibrit saldırılarına” karşı “caydırıcılığın” güçlendirilmesi gerektiği belirtildi.
Raporda ayrıca Ukrayna Savaşı’nın Avrupa'nın askeri ve savunma yeteneklerindeki önemli boşlukları ortaya çıkardığı, bunun önümüzdeki on yılda ABD veya Çin gibi küresel aktörlerle rekabette kalabilmek için potansiyel olarak yaklaşık 500 milyar avroya mal olabileceği belirtildi.
ORTAK İSTİHBARAT ÖNERİSİ
Raporda “AB düzeyinde hem stratejik hem de operasyonel ihtiyaçlara hizmet edebilecek tam teşekküllü bir istihbarat işbirliği servisi geliştirilmesi” önerisinde bulunan Niinistö, “AB kurumlarında casuslukla mücadele çalışmalarını geliştirmek” için daha fazla çabaya ihtiyaç olduğunu söyledi. Niinistö, bu doğrultuda hâlihazırda var olan AB'nin istihbarat birimi INTCEN’in faaliyetlerinin güçlendirilebileceğini ifade etti.
KRİZE HAZIRLIK YASASI
Von der Leyen ise, Birlik’in herhangi bir krize hazır olma durumunun güçlendirilmesi için çok sayıda alanın güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, ülkelerin işbirliği yapması gereken “ilkeleri, standartları ve hedefleri” belirleyecek bir “AB Krizlere Hazırlık Yasası” oluşturmayı da önerdi.
“Üye devletler Avrupa savunması konusundaki işbirliklerini güçlendirmeli, askeri ve savunma sanayi hazırlığımızdaki uzun süredir devam eden boşlukları kapatmak için ortaklaşa daha fazla yatırım yapmalıdır” diyen Komisyon Başkanı, Ukrayna sanayisinin uzun vadede desteklenmesi gerektiğini söyledi.
∗∗∗
BİRLİK’İN GENİŞLEME RAPORLARI: TÜRKİYE VE GÜRCİSTAN’A UYARI
Avrupa Birliği'nin (AB) yürütme organı olan Avrupa Komisyonu; Batı Balkanlar ile Ukrayna, Moldova, Gürcistan ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 10 ülke için genişleme raporlarını açıkladı.
DEMOKRASİDE GERİLEME
Türkiye’ye ilişkin 96 sayfalık raporda üyelik müzakerelerinin 2018’den bu yana ilerlemediği ve AB’nin demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı ile temel haklar konusunda geriye gidişle ilgili kaygılarının giderilmediği kaydedildi. “Türkiye, AB için kilit bir ortak ve aday ülkedir” cümlesiyle başlayan raporda “Türkiye’yle işbirliğinin AB’nin stratejik çıkarına olduğu” söylendi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin parlamentoyu zayıflattığı belirtilen raporda, Türkiye’de demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı ve temel haklarla ilgili ciddi endişeler olduğu belirtildi. Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını uygulamaması yeniden raporda eleştiriler arasında yer aldı.
Raporun dış politikaya ilişkin kısmında ise Türkiye’nin BRICS’e üyelik çabalarına isim vermeden değinilerek “Türkiye, AB üyeliğine bağlılığını sürdürdüğünü iddia ederken diplomatik, ekonomik, güvenlik ve savunma alanlarında ortaklıklarını çeşitlendirmiştir” denildi.
Dışişleri Bakanlığı’nın Komisyon’un Türkiye raporuna ilişkin yaptığı açıklamada ise ‘’2024 yılı Türkiye Raporu’nda, AB’nin özellikle siyasi kriterler ve iç siyasi dinamikler konusundaki haksız değerlendirmelerini reddediyoruz’’ denildi.
TİFLİS ROTA DEĞİŞTİRMELİ
Komisyon, Gürcistan raporunda ise ülkenin katılım sürecinin “fiilen durduğunu” söyledi ve gerekçe olarak tartışmalı “yabancı ajan” ve LGBTİ+ karşıtı yasalarını gösterdi. Raporda, Gürcü Rüyası (GD) Partisi'nin seçimi kazandığının açıklanmasıyla usulsüzlük ve hile iddialarının gündeme gelmesinin ardından “ülke rotasını değiştirmedikçe Gürcistan ile AB üyelik müzakerelerinin başlatılmasını tavsiye etmeyeceğini” söyledi.
∗∗∗
BRÜKSEL VE NATO’DAN ORTAK GÜÇ
Avrupa Birliği ve NATO, artan küresel tehditlere karşı mevcut işbirliğini güçlendirecek yeni bir üst düzey görev gücü kurulması konusunda anlaştı. 1 Ekim’de göreve gelmesinin ardından Rutte, salı günü NATO Genel Sekreteri olarak ilk kez von der Leyen ile Brüksel’de bir araya geldi. Rutte, görüşme sonrası yaptığı açıklamada von der Leyen ile mutabık kaldıkları "üst düzey ortak görev gücü"nün ilk toplantısının yapılması için çalışmalara gelecek haftalarda başlanacağını dile getirdi. “Rusya'nın Avrupa topraklarındaki saldırganlığı, kıtadaki barış ve güvenliğe yönelik en büyük tehdittir” diyen von der Leyen ise, “giderek tehlikeli hale gelen dünyada AB-NATO ortaklığının hayati önem taşıdığını” kaydetti.