Google Play Store
App Store

Lübnan’da ABD ve Suudi destekli Genelkurmay Başkanı Aoun, iki yıldır boş duran cumhurbaşkanlığı koltuğunun sahibi oldu. Hizbullah’ın etki alanının kısıtlanacağını belirten Sezer, bu tablonun İsrail’e yarayabileceğini kaydetti.

ABD’nin adayı Lübnan cumhurbaşkanı oldu
Aoun “İsrail işgalini ortadan kaldırma ve saldırıları püskürtmeye yönelik entegre bir savunma politikası” çağrısı yaptı. (Fotoğraf: AA)

Umut Can FIRTINA

Farklı din ve mezheplerin siyasi gücü paylaştığı Lübnan'da iki yılı aşkın süren cumhurbaşkanlığı boşluğu ve siyasi krizin ardından Mecliste yapılan oturumun ikinci turunda başta ABD ve Suudi Arabistan olmak üzere uluslararası aktörlerin de desteğini alan Genelkurmay Başkanı Joseph Aoun, ülkenin 14. Cumhurbaşkanı seçildi.

Aoun’un seçilmesi, Lübnan’daki kilit aktörlerden İran destekli Hizbullah’ın zayıflarken Suriye’de Beşar Esad yönetiminin devrilmesinin ardından gerçekleşti.

ŞİİLERİ İKNA ETTİ

Başkent Beyrut’ta düzenlenen ilk turda sonuç alınamayan oturumun ikinci turunda yapılan oylamada Genelkurmay Başkanı Aoun, 128 oyun 99’unu alarak cumhurbaşkanı seçildi. Oylamada 18 geçersiz, 9 çekimser, 2 de farklı bir aday için oy kullanıldı.

Lübnan’da bir adayın ilk oturumda cumhurbaşkanı seçilebilmesi için 86 oy alması gerekiyor. Lübnan’da üst düzey yetkililerin istifalarından iki yıl sonrasına kadar seçilmeleri Anayasa’ya göre yasak.

Öte yandan Şii Hizbullah ve Emel Hareketi’nin oturuma verilen arada yapılan görüşmeler sonrası Aoun’a destek verdiği belirtildi. Şii grupların desteklediği aday Süleyman Franci de önceki gün adaylıktan çekilerek Aoun’a desteğini açıklamıştı.

BATI DESTEKLİ ADAY

Aralarında Hizbullah’ın da olduğu Lübnan'daki tüm siyasi güçleri ziyaret eden Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Özel Lübnan Temsilcisi Jean-Yves Le Drian, ABD, Fransa, Suudi Arabistan, Mısır ve Katar'ı içeren ‘Beşli Komite’nin Aoun'ın cumhurbaşkanlığını “Lübnan için en iyi seçenek” olarak desteklediğini söyledi.

İsrail ile Hizbullah arasında 8 Ekim 2023'te başlayan kontrollü çatışmalar, İsrail'in Eylül 2024'te başlattığı şiddetli saldırıları sınır hattında karadan işgale dönüştürmesi Lübnan siyasetini de olumsuz etkilemişti. ABD aracılığıyla Hizbullah ve İsrail arasındaki çatışmalara son veren ateşkes, cumhurbaşkanlığı seçimini hızlandıran etkenlerden biri oldu.

Lübnan ile İsrail arasında ateşkesin ilan edilmesinden bir gün sonra 28 Kasım 2024'te Meclis Başkanı Nebih Berri, cumhurbaşkanı seçimi için 13. oturumun 9 Ocak'ta yapılacağını açıklamıştı. Siyasi gücün farklı din ve mezheplere paylaştırıldığı Lübnan’da Cumhurbaşkanlığı görevi bir Maruni Hristiyan tarafından üstleniliyor.

∗∗

HİZBULLAH’IN AOUN’DAN BAZI GÜVENCELER ALDIĞI GÖRÜLÜYOR

İstanbul Gedik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Dr. Öğretim Üyesi Selim Sezer, Lübnan’daki gelişmeleri BirGün’e değerlendirdi:

“Düne kadar Emel Hareketi ve Hizbullah hariç mecliste Aoun’a yönelik bir konsensüs oluşmuş gibiydi, zaten Süleyman Franci'nin çekilmesiyle birlikte Aoun tek gerçek aday haline gelmişti.

Aslında bu seçimin iki işlevi var. Birinci işlevi, 2 yıldan uzun süredir devam eden bu siyasi krize son verilmesi. Yani, Ekim ayında, 2022'nin Ekim ayında önceki Cumhurbaşkanı Michel Aoun'un görev süresi bittikten sonra bir daha cumhurbaşkanı seçilemedi ve bu istikrarsızlığı artıran bir durum oldu. Bir taraftan da bir iktisadi kriz durumu da olduğu için bunlar birbirini karşılıklı besleyen şeylerdi. Keza savaş sürecinde de bir yani devlet başkanının olmaması da yine ciddi bir istikrarsızlık unsuruydu. Bütün bunların aşılabilmesi için aslında bir Cumhurbaşkanı ihtiyacı olduğu konusunda bir konsensüs vardı. Şiiler dâhil bütün taraflar bir an evvel bir Cumhurbaşkanı seçilmesini savunuyordu. Hatta Emel Hareketi’nin lideri olan Meclis Başkanı Berri ‘9 Ocak'ta ne yapıp edip de Cumhurbaşkanı seçeceğiz’ demişti. Bu mesele artık kapandı ve bazı konularda yeniden yapılanma sürecine gidilmesi gerekiyor.

Selim SEZER
Dr. Öğretim Üyesi

ABD VE SUUDİ DİZAYNI

Ama diğer taraftan Amerika ve Suudi Arabistan, Lübnan'daki siyaseti yeniden dizayn etmeye çalışıyor. Aoun zaten bu iki devlet tarafından açıkça destekleniyor. Katar, Mısır destekliyor. Hizbullah'ın en büyük düşmanı diyebileceğimiz aşırı sağcı Hristiyan hareket Lübnan Kuvvetleri’nden Samir Caca da Aoun'un en büyük destekçilerinden bir tanesi. Aoun'un Cumhurbaşkanlığı konumuna getirilmesiyle birlikte, hem Lübnan siyasetinin dengelerini değiştirmeyi düşünüyorlar hem de Amerika özellikle ordunun her anlamda daha fazla güçlendirilmesini, yani bir ‘normalleşme’ istiyorlar. ABD ve Suudi projesi ve özellikle Caca’nın desteklediği şey, orduyu Hizbullah aleyhine güçlendirerek siyasetteki rolünü de artırmak.

ALANI DARALACAK

Bu ‘normalleşme’ aslında Hizbullah'ın, etki alanının daraltılması. Orta ve uzun vadede Hizbullah'ın silahsızlandırılması gibi meseleler de konuşulabilir. İsrail'le varılan ateşkesin bir unsuru da bütün Güney Lübnan'ın Lübnan ordusu kontrolüne bırakılmasıydı. Bütün bunlar birbirini tamamlayan şeyler.

Ancak bunlar Hizbullah’ın aleyhine olsa da Lübnan’da ordu ile Hizbullah arasında bir karşıtlık, çatışma yok. Yıllardan beri birbiriyle paralel hareket eden yapılar bunlar, siyasi açıdan da karşı karşıya gelmezler.

Öte yandan Hizbullah’ın oturuma verilen arada Aoun ile yaptığı görüşmenin olumlu sonuç verdiği görülüyor. Bu görüşmede ne konuşulduğunu bilmiyoruz ama Hizbullah’ın Aoun’dan askeri kapasitesi ve ülke içindeki siyasi dengeler yönünden birtakım güvenceler aldığını görüyoruz. Aoun’un aldığı 99 oy da Şii blokun olduğu gibi desteklediğini gösteriyor. En azından ilk dönemlerde Aoun’un kimseyle karşı karşıya gelmeyeceği görülüyor. Tabii ki Samir Caca’nın, ABD’nin, Suudi Arabistan’ın desteği baki ama bir denge sağlanmış gözüküyor. Aoun’un da yaptığı ilk açıklamalar, Lübnan’ın bağımsızlığına işaret ediyor.

Bu siyasi tablo, doğrudan ve kısa vadeli olmasa da İsrail’in lehine oldu. Aoun kimseyle ters düşen birisi değil. Ayrıca ABD ve Suudi Arabistan’ın desteklediği biri olması ve Güney Lübnan’ın ordu kontrolüne geçecek olması ve Hizbullah’ın buradaki varlığının zayıflayacak olması, doğrudan dahil olmasa bile son tahlilde İsrail’in memnun olacağı bir tablo.

∗∗

İSRAİL GÜÇLERİ GÜNEYDEN ÇEKİLİYOR

İsrail ile Hizbullah arasındaki 60 günlük kırılgan ateşkesin sona ermesine günler kala cumhurbaşkanlığı seçimine gidilirken İsrail’in Lübnan’ın güneyindeki bazı köylerden çekildiği ve Lübnan ordusunun güvenliği devralacağı aktarıldı. Lübnanlı güvenlik kaynakları Xinhua'ya yaptığı açıklamada, Lübnan ordusunun Lübnan'da konuşlu Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) ile koordinasyon içinde daha sonra belirlenecek bir tarihte bu köylere mevzileneceğini söyledi.

Kaynaklar ayrıca Lübnan ordusunun güneyde ateşkesi denetleyen komiteye, sınır hattında bulunan birkaç silah deposuna el koyduğunu ve bunları imha edeceklerini bildirdiğini sözlerine ekledi. İsrail ile Hizbullah arasında yaklaşık 14 aydır devam eden çatışmaları durdurmak amacıyla ABD ve Fransa'nın arabuluculuğunda sağlanan ateşkes 27 Kasım 2024 tarihinde yürürlüğe girmişti. İsrail anlaşmayı birçok kez ihlal etmişti.