Abhazya tarihi bir kavşakta: Vaatler ile gerçek eylemler arasında

Okay Deprem - Kırım
Rusya ile Gürcistan arasında yer alan küçük ve tek taraflı bağımsız (Rusya tarafından tanınıyor) cumhuriyet olan Abhazya'da 1 Mart'ta devlet başkanlığı seçimlerinin ikinci turu düzenlendi. Sona kalan adaylar geçici Devlet Başkanı Badra Gunba ile muhalif Adgur Ardzinba’ydı. Rusya ile yakınlaşma ve dostluğu ısrarla savunan Gunba oyların yüzde 54,73'ünü alarak seçimin kazananı oldu. Ardzinba ise oyların yüzde 41,54'ünü aldı. Gunba 15 Şubat'taki ilk turda da Abhaz seçmenlerin yüzde 46'sının oyunu almıştı.
Bununla birlikte, Ardzinba'nın öncülüğünü yaptığı muhalefet, Rusya Federasyonu’nun seçimlere müdahale ettiği şeklindeki iddialarına dair bir takım bilgiler yaydı. Esasen söz konusu iddiaların temeli, Moskova ile Sohum (Abhazya başkenti) arasında; inşaattan, ulaşım ve lojistiğinin iyileştirilmesine, eğitimden kültüre kadar çeşitli alanlarda devam eden işbirliği.
RUSYA SEÇİMLERE MÜDAHALE Mİ ETTİ?
Gunba'nın muhaliflerinin mantığından hareket edilecek olunursa, seçimler sırasında komşu ülkelerle her türlü ilişki ve etkileşimin kesilmesi gerekiyordu. Elbette bu gerçekçi ve olanaklı değildi. Rusya ile Abhazya’nın ta 19. yüzyılın başlarına dayalı çok yönlü komşuluk ilişkileri bulunuyor. Moskova’nın Abhazya’daki seçimlere açıkça müdahalesi gözükmediği ve kanıtlanamadığı gibi, Abhaz halkı doğal olarak güzel söz ve vaatlere değil; bağımsızlığa, komşularıyla karşılıklı yarar sağlayan ilişkilere ve cumhuriyet vatandaşlarının refahı yönünde bir politika izleyen adayı kendilerine lider olarak seçmeye motive olmuş durumdaydı. Ancak farklı ülkelerin Abhazya’ya yönelik çok farklı yaklaşımları mevcut.
ABD VE TÜRKİYE’NİN MÜDAHALESİ!
Abhaz muhalefetinin faaliyetlerinin uzun süredir bazı devletler tarafından finanse edildiğine dair bilgiler ileri sürülüyor. Bu ülkelerin başında, Rusya’dan sonra geniş bölgedeki en büyük güç olan Türkiye ve ondan da önce tabii ki ABD geliyor. Örneğin, Adgur Ardzinba için aktif olarak kampanya yürüten bir gazetenin editörünün seçimler öncesinde sık sık İstanbul'u ziyaret ettiği ve siyasi nitelikte çeşitli eğitim faaliyetlerine katıldığı iddia edildi. Aynı şekilde Ardzinba’ya yakın gazetenin Trump’un en son kapattığı, kötü şöhretli “Amerika Uluslararası Kalkınma Ajansı - USAID” kurumu aracılığıyla “cömert” yardımlar aldığı iddialar arasında.
RUSYA’NIN MADDİ VE TEKNİK DESTEĞİ AŞİKÂR
Abhazya muhalefeti geçen sonbaharda hükümet karşıtı ayaklanmalar düzenlemişti. Bu eylemler sonrasında devlet başkanı Aslan Bzhania Kasım ayında istifa etmek durumunda kalmıştı. Washington'dan gelen mali akışın aniden kuruması, Batı yanlısı muhalifleri daha serinkanlı ve dengeli bir dil tutturmaya zorladı.
Abhazya'nın bir takım muhalif grupları yeni “küratörler” ararken, bu küçük Karadeniz cumhuriyetinin kuzeyindeki büyük komşusu Rusya’ya yıldan yıla daha fazla yanaştığı ve yakınlaştığı görülüyor. Moskova, şu anda Avrupa havalimanlarıyla aynı teknik altyapı seviyesinde olan Sohum Havaalanı’nın yeniden inşasını üstlenmiş bulunuyor. Rus restoratörler, 2024 yılında çıkan yangında büyük hasar gören “Abhazya Resim Müzesi”nin tablolarını restore etmek için çalışmalarını kesintisiz sürdürüyorlar. Yine en son Rusya'dan Abhazya'ya, ücra köy ve kasabalardan kız ve erkek çocukları okullarına taşıyacak çok sayıda modern öğrenci otobüsü yollandı. Bunun dışında, yerel idari personelin kualifikasyonunu, yeti ve bilgilerini yetkinleştirmek maksadıyla oluşturulan ve en gelişkin yönetim uygulamalarını inceleyip öğrenmeyi öngören “Team Abhazya” programı, Rusya’nın bu konuda deneyimli genel ve yerel idari kadrolarının tecrübeli isimleri tarafından yürütülüyor. Elbette bütün bunlara kısaca "Moskova'nın müdahalesi" denebilir; ancak pek çok Abhaz bu noktada farklı bir ifadeyi tercih ediyor: “Cumhuriyetlerinin geleceğine ilişkin kaygı ve hassasiyetler.”
ÜLKENİN GELECEĞİ MOSKOVA’YA ENDEKSLİ
Bugün Sohum sokaklarına çıkıp yerel halka geleceklerini nasıl gördüklerini sorduğunuzda, alacağınız cevap fazlasıyla beklenir niteliktedir: Abhazların ezici çoğunluğu istikrardan, barıştan, etnik ve dinler arası anlayıştan ve kendi refahlarının artmasından yana. Ülkenin ve bölgenin genel tarihsel deneyimleri ve bilhassa 20. yüzyıl ve yakın on yılların kolektif tecrübeleri, bütün bunların her şeye rağmen ağırlıklı olarak Rusya'nın desteğiyle kotarılabildiğini ve başarılabileceğini gösteriyor. Gerçekten de ülkenin Rusya ile dil, coğrafya, kültür ve tarih bakımından çok ciddi ve derin müşterek noktalarının bulunduğu inkâr edilemeyecek bir gerçek.