Ankara Sincan 1 No’lu Cezaevi’nde kalan Abidin Kahraman ve Özgür Çelik'in aileleri düzenledikleri basın açıklamasında, çocuklarının ağır tecrit altında olduğunu söyledi. Çocuklarının can güvenliklerinden endişe duyduklarını ifade eden aileler, "Bu çocukların başına gelebilecek en ufak bir olumsuzlukta başta Adalet Bakanlığı, cezaevi ve devlet yetkilileri sorumludur" dedi.

Abidin Kahraman ve Özgür Çelik ağır tecrit altında

Haber Merkezi

Ankara Sincan 1 No’lu Cezaevi’nde kalan mahkûmlar Abidin Kahraman ve Özgür Çelik’in aileleri, çocuklarının havalandırma dahil pek çok hakkının engellendiğini söyledi. Çocuklarının 30 Mayıs’ta kaldıkları koğuşları basılarak Sincan 1 No’lu Cezaevi’ne sevk edildiğini belirten aileler, İnsan Hakları Derneği Ankara Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. Aileler, çocuklarının ağır tecrit altında olduğuna dikkat çekti.

Kahraman ve Çelik’in 13 yıldır yalan ifadeler ve iftiralarla cezaevinde tutulduğu ifade edilen açıklamada, “Çocuklarımız suçsuz. Ne var ki çocukların suçsuzluğunu kanıtlayacak bir mekanizmayı şimdiye kadar bulamadık. Hukuk denen şeyin eserini bulamadık bu ülkede. Biz 9 Ekim 1993’te insanlık dışı bir katliama maruz kaldık. Evimiz yakıldı ve üç canımız alçakça katledildi” denildi.

'PERİŞAN DURUMDALAR'

Kahraman ve Çelik’in F tipi hücrelerde kaldıkları belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "30 Mayıs sabahı saat 7.30’da, 30-40 kişilik gardiyan grubu, üç kişilik hücreyi basıp zorla Sincan 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Hapishaneye götürdüler. Arada geçen 35 güne rağmen çocuklarımız ağır bir tecrit altındadırlar ve tek kişilik hücrelerde tutuluyorlar. Kafes olan bu izolasyon hücrelerinde sadece bir saatlik havalandırmayla sınırlı tutuluyorlar. Özgür ve Abidin’in kendi aralarında görüşmeleri ve ziyaret hakları engelleniyor. Geçen hafta kendilerini ziyaret ettik. Çocuklar perişan durumdalar. Özellikle Özgür’ün sağlık durumu bozulmuş durumda. Dişleriyle ilgili sorunları var ve tedavi edilmiyor. Çocuklarımıza özel bir tecrit uygulanıyor. Adalet Bakanlığı kendi koyduğu yasaları çiğniyor. Ağırlaştırılmış müebbet olmamalarına rağmen sadece ikisine bu özel uygulama yapılıyor. Can güvenliklerinde endişe duyuyoruz. Bu çocukların başına gelebilecek en ufak bir olumsuzlukta başta Adalet Bakanlığı, cezaevi ve devlet yetkilileri sorumludur."