3. kez seçilen AKP’li Erdoğan, yarattığı ekonomik enkazla başbaşa kaldı. Hazinenin kasası boşaldı, rezervler eksiye düştü. Ekonomistlere göre iktidar para bulmak için vergilere zam yapacak. Acı reçetenin faturasını yurttaş ödeyecek.

Acı reçetelerin faturası yurttaşa

Ekonomi Servisi

AKP iktidarı seçim öncesinde devletin tüm kaynaklarını Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesi için seferber etti. Hazine ve Merkez Bankası'nın kaynakları sonuna kadar kullanıldı. Merkezi Yönetim Bütçesi yılın ilk 4 ayında 382.5 milyar TL açık verdi. Merkez Bankası'nın rezervleri 21 yıl sonra eksiye düştü. 3. kez Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan yarattığı ekonomik enkazla başbaşa kaldı. Ekonomistlere göre, iktidar para bulmak için vergilere zam yapacak ve acı reçetenin faturasını yurttaş ödeyecek.

AKP'li Erdoğan seçim sonrası yaptığı balkon konuşmasında öncelikli meselelerinin ekonomi olduğunu vurguladı. Erdoğan, "Enflasyonun yol açtığı fiyat artışlarından kaynaklanan sıkıntıları gidermek, refah kayıplarını telafi etmek, önümüzdeki günlerin en acil konu başlığıdır" dedi. Mevcut ekonomi politikalarının süreceği mesajını veren Erdoğan, "Evet şu anda faiz 8,5'a indirildi ve enflasyon da inecek" dedi. Eroğan "Yaparsak yine biz yaparız" demesine karşın mevcut tabloya göre ekonomi yönetiminin işi kolay olmayacak.  

Yeni dönemde en kritik koltuklardan biri Nureddin Nebati’den boşalan Hazine ve Maliye Bakanlığı koltuğu olacak. Erdoğan, eski Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten yeniden yararlanmak istediğini her fırsatta dile getiriyor. Seçim kampanyası döneminde Erdoğan ile görüşen, AKP’nin bazı mitinglerine de katılan Şimşek’in, kararlarıyla ilgili rahat çalışacağı yönünde garantiler verilmesi halinde bakan olabileceği belirtiliyor. Bir başka formül ise Şimşek'in ekonomiden sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı olması olarak gösteriliyor.

FATURA HALKA ÇIKACAK

Piyasalar yeni ekonomi yönetimi ve açıklanacak politikalara odaklanırken ekonomistler iktidarın para bulmak için acı reçetelere başvurmaktan başka yolu kalmadığını belirtiyor.

Ekonomim yazarı Alaattin Aktaş, seçim sonrasında yaptığı değerlendirmede faturanın şirketlere ve halka çıkacağını yazdı. Aktaş, yazısında şu ifadelere yer verdi: “Seçimden önce bir dizi vaat dile getirildi. Şimdi onlar tutulacak ya da bakalım ne ölçüde tutulacak. Bunun için para lazım. Hele deprem bölgesi için milyarlarca liraya gerek duyuluyor. Onun için de para lazım. Bu para nereden mi bulunacak? İlk bilgiler üç kaynağa başvurulacağı yönünde…Biri şirketlerin aktiflerine vergi getirmek. Artık oranı ne olur bilinmez. Bir taslak olarak bu konu üstünde duruluyor. Diğer iki kaynak olarak gündemde motorlu taşıtlar vergisi ve emlak vergisini artırmak var. Özellikle ikinci ve daha fazla olan konut ve araçlar için daha çok vergi uygulamak. Sonuçta fatura vatandaşa çıkacak; hem doğrudan, hem şirketlere getirilecek vergi nedeniyle dolaylı olarak. Şirketlere binecek yük ister istemez fiyatlara yansıyacak."

DAHA BÜYÜK TEHDİT 

Ekonomist Prof. Dr. Daron Acemoğlu da Erdoğan'ın seçilmesinin Türkiye demokrasisi açısından "iyi bir haber olmadığını" belirtti. Sosyal medya hesabından ekonomiye dair değerlendirmelerde de bulunan Prof. Dr. Acemoğlu, kısa vadede yabancıların Erdoğan'ın zaferini istikrarın sürmesi açısından "iyi bir durum" olarak yorumlayabileceğini, ancak mevcut politikaların devamının herkesi etkileyeceğini kaydetti. Prof. Dr. Acemoğlu, şöyle devam etti: "Negatif reel faiz, kurumların bağımsızlığını tamamen yitirmesi ve geniş çaplı kötü yönetimin artan maliyetleri olacaktır. Bunlar Merkez Bankası'nın tükenen rezervlerinde de görülebilir. Daha büyük tehdit, mevcut üç ana sorunun pekişmesi: Üretkenlik artışı ve verimlilik iyileştirmelerinin olmaması; kurumsal ve mali bilançolar ile kötüleşen mali durum. Üçü de çok maliyetli." 

***

Swap hariç net rezervler: -60,3 milyar dolar

Dış ticaret açığı: 120,4 milyar dolara

Kısa vadeli dış borç: 161,4 milyar dolara

KKM’nin Hazine’ye yükü: 92,5 milyar TL

Yılın ilk 4 ayındaki bütçe açığı: 382,5 milyar TL 

***

DOLAR HAFTAYA REKORLA BAŞLADI

Seçim sonuçlarının ardından Dolar/TL kuru 20,065 ile yeni bir rekor kırdı. TL bu yıl yüzde 7 değer kaybederken, son 10 yıldaki değer kaybı yüzde 90’ı aştı. Türkiye’nin uluslararası borç tahvilleri istikrarlı giderken, beş yıllık kredi temerrüdüne dayalı swap sözleşmesi, Cuma günkü kapanış seviyelerinde seyrediyor. Borsada ise pazartesi günü yüzde 4,5’lik yükseliş oldu. Bankacılık hisselerinde ise yüzde 3,17’lik artış görüldü.