Şehir Plancısı Akif Burak Atlar, Galataport İstanbul için, “Tarihsel kimliğiyle uyuşmayan bir dokunun içinde yürüyoruz” diyor. İlk kadın makinist Burcu Karakaş ise Yeşilçam Sineması’nın taşınmasını şu sözlerle anlatıyor: “Ya kapatacaktık ya da AKM’ye taşınacaktık”

Acıklı bir telaşla çizilen kültür rotası

Filiz GAZİ

İddialı bir gösterişle duyurulan “Beyoğlu Kültür Yolu Festivali” başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Beyoğlu Belediyesi desteğiyle düzenlenen festival 29 Ekim ile 14 Kasım tarihleri arasında AKM’den Galataport'a kadar 64 farklı kültür sanat noktasında gerçekleşecek çeşitli sanatsal faaliyetleri kapsıyor. Beyoğlu Kültür Yolu’nun rotasını Galataport, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, Atlas 1948 Sineması, Emek Sineması, Taksim Camii Kültür ve Sanat Merkezi, Atatürk Kültür Merkezi gibi yerler oluşturuyor.

Beyoğlu Kültür Yolu Festivali'nin tanıtım toplantısı ise Galataport İstanbul'da gerçekleştirildi. Biz de Galataport’tan başlayarak “Kültür Yolu” rotalarının bugün nasıl göründüklerine baktık. Galataport İstanbul’un tanıtım sitesinde “Mahalle konseptinde tasarlanmış”, “bölgenin tarihi dokusuyla uyum içinde” gibi akla yatan, hoş tutan özellikler sıralanmış.

Projenin vaadi Karaköy Vapur İskelesi ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi arasındaki 1,2 km’lik alanı kapsayan sahil şeridindeki çeşitli düzenlemelerdi. Karaköy rıhtım girişinden uzun bir hat boyunca kıyıya ulaşmak halen mümkün değil. Sonrasında ise devasa ebatlarıyla liman bölgesi olarak yük gemilerine ayrılan yere geliniyor. O alana da girilemiyor. Galataport, Tophane Meydanı’yla başlıyor.

acikli-bir-telasla-cizilen-kultur-rotasi-940893-1.
Galataport AVM’den bir görüntü

Meydanın hemen sol tarafında Mimar Sinan’ın erken dönem yapılarından biri olan Kılıç Ali Paşa Camii ve hemen biraz ileride ise Krikor Balyan’a ait Nusretiye Camii yer alıyor. Yine bölgeye adını veren yüksek duvarlı, kubbeli, kâgir Tophane-i Amire binası da burada bulunuyor. Bu derece tarihi bir bölgede yapılacak yeni yapıların tarihi dokuya uyum içerisinde olması beklenir. Ancak durum hiç öyle değil.

acikli-bir-telasla-cizilen-kultur-rotasi-940894-1.
Taksim Atlas Pasajı

AVM KOMPLEKSİ OLMAMALIYDI

Şehir Plancısı Akif Burak Atlar’la tam da saat kulesinin orda buluşuyoruz. Adımlarımızı “projenin” olduğu alana atmışken “Nasıl buldunuz?” diye soruyorum. “Biraz sindireyim önce” diyor. Açık hava alışveriş merkezi denilebilecek tarzda yapılmış, lüks mağazaların, yeme içme mekânlarının olduğu kıyı şeridinden yürüyüşümüze başlıyoruz.

“Bölgenin tarihsel kimliğiyle uyuşmayan bir dokunun içinde yürüdüğümüzü söyleyebilirim. Vapurla yanaşırken kurduğumuz ilişkinin dışında bir hissiyat var üzerimde. Karşımızda tarihi yarımada var. Ben İstanbul’a 1999’da geldim. Mimar Sinan mezunuyum. Şu an bulunduğumuz yerden ilk kez yürüyor, İstanbul’a ilk kez burdan bakıyorum ama buruk bir hissi var. Bu yolu yıllarca duvarların arkasından yürüdük, Beyoğlu’nu kıyıyla buluşturan nokta alelade bir AVM kompleksi olmamalıydı.”

acikli-bir-telasla-cizilen-kultur-rotasi-940895-1.
Şehir Plancısı Akif Burak Atlar

Atlar, yıllarca mesleki mücadele verdikleri yerin sarsıcı etkisinden sıyrıldıktan sonra anlatmaya başlıyor: “Burası projede ‘karma kullanım’ olarak sunuldu. Bu şu demek, birden fazla fonksiyonu tanımlayıp, geniş bir kullanım alanı tanımlıyorlar. Alanın fonksiyonunun belirlenmesi tamamen yatırımcıya bırakıldı.”

“Kültürle anılan projenin başlangıç noktası olarak Galataport’un belirlenmesi tartışılır. Burası kentsel sit alanı. Sit alanının bağlı olduğu prosedürler delindi. Bakın şu an özel güvenlik gözetiminde kıyıda yürüyebiliyorsunuz (O esnada yanımızdan güvenlik geçiyor).”

“2004 yılında burası özelleştirme kapsamına alındı. Liman projesi için imar planları yapıldı. Kıyı kanunda yaptıkları düzenlemeyle Galataport’un önü açıldı. Şehir Plancılar Odası’nın açmış olduğu dava ile imar planları iptal edildi. 2013 yılında bu sefer özelleştirme idaresi tarafından yeni bir imar planı yapıldı. Ticaret fonksiyonu geliştirilmiş alışveriş mağazaları, restoranlar, hotel alanı gibi bir alan sunuldu. 2013’te açtığımız davada Danıştay tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilmişti. O dönem Erdoğan yürütmeyi durdurma kararı veren hâkimler hakkında vatan haini gibi bir ifade kullandı. Çok kısa bir süre içinde Danıştay’da bazı değişiklikler oldu. Sonra yürütmeyi durdurma kararı kaldırıldı.”

Atlar, yürüyüşümüz bittiğinde “Bir daha büyük olasılık gelmem. Burası için mesleki mücadele vermiştik. Bu alan ve daha pek çok yere yapılan müdahaleler bizim açımızdan, evrensel kabuller açısından kente karşı işlenmiş suçlardır” diyor.

Hakikaten de bir gün bu şehirde deniz havası almak isteyenlerin müşteriye dönüşeceğini kim tahmin ederdi?

GAZETESİNİ ALMAYAN OKURA BENZİYOR

Galataport’tan sonraki durak, 29 Ekim’de açılışı yapılan Atatürk Kültür Merkezi. Mimari yapısıyla yıkılan AKM’nin hemen hemen aynısı olan binaya girdiğinizde kötü bir manzarayla karşılaşmıyorsunuz. Çoğu için bu beğeniyi ifade etmek, Muhsin Ertuğrul Sahnesi, Venüs Tiyatrosu gibi pek çok kültür sanat alanı kapatılmışken “hafızasızlık” olarak değerlendiriliyor.

Binanın müteahhiti yandaş iş insanlarından Fettah Tamince. Mimarı ise Murat Tabanlıoğlu.

acikli-bir-telasla-cizilen-kultur-rotasi-940919-1.
Burcu Karakaş

AKM’de Türkiye’nin ilk kadın makinisti Burcu Karakaş’la buluşuyoruz. 20 yıla yakındır İstiklal’de olan Yeşilçam Sineması’nda çalışan Karakaş’ın yeni adresi AKM binası. Nostaljik bir sinema mekânından içinde dev bir kürenin olduğu, modern bir yapıya geçmenin nasıl bir his verdiğini soruyorum ona. Şöyle yanıtlıyor: “Nostaljiyi bilmeyen insanların bir şeyi özlemesini, sevmesini beklemek safdillik olur. Ya kapatacaktık ya da buraya gelecektik. İstiklal’e gelenler de değişti. Eski İstiklal severlerin hepsi Kadıköy’e gitti. Biz ne yapacaktık? Neye benziyor biliyor musun… Gazetesini almayan okura. Gazete iflas eşiğindeyken, ‘kapanamaz’ deniyor. E sen gazeteyi alıyor musun? Olaylara gerçekçi yaklaşmak zorundayız. Bir şeyler değişir, değişebilir. Şimdi burada da aynı etkinlikler devam edecek. Film seçkimizde hiçbir değişiklik olmayacak ve umarım burada birçok insanla buluşuruz. Çünkü eski salonumuza uzun bir dönemdir gelen giden yoktu.”

acikli-bir-telasla-cizilen-kultur-rotasi-940896-1.

VİRANE BİR AVM İÇİNDE EMEK

Bir sonraki durak AKM’den sonra yıkılıp, 2016’da Cercle d’Orient kompleksini adı altında Grand Pera projesi kapsamında AVM içine taşınan Emek Sineması. İlk katta bilet satılıyor ama kimse yok. Bomboş, sanki ışıklarının söndürülmesinin unutulduğu bir AVM’nin 5. katında Emek Sinema’sı. “Akşam gösterim var, şimdi kimse yok” diyor görevli.

Sonraki durak, Kültür Yolu rotalarından biri olan Atlas 1948 sineması. Led ışıklandırmanın hakim olduğu sinema salonunun alt katı meşhur Atlas Pasajı. “Eski ilişkilerle yürüyoruz. Yerli esnaf gitti zaten. Paraları da yok. Turistlerden para kazanıyoruz. Avro, dolar uçtu gitti. Onlar ayakta tutuyor bizi. Uygun, ucuz mallar getiriyoruz artık” diyor bir esnaf. Bir başka esnafa Kültür Yolu’nu soruyorum. Pek haberdar değil durumdan. Oysa hemen pasajın girişinde daha çok takım elbiseli erkeklerin olduğu bir kültür yaratma telaşı var.

İstiklal Caddesi’nin sonuna doğru Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nin önünde akşam verilecek konser için hazırlıklar var. Rota üzerindeki kültür arama ya da yeniden yaratma telaşı, alelacele, umarsız çaba gibi duruyor. Karaköy’de hırdavatçının yanında açılmış fahiş fiyatlı dükkânlar, bohem tarz mekânlar, led ışıklarla süslenen tarihi yapılar, dünyanın her yerinde tıpatıp aynı tasarıma sahip kahve içme mekânları derken buralara gelindi. Bütün özgünlükler hızlıca süpürülmüşken acıklı bir telaşla yapılan “Beyoğlu Kültür Yolu Festivali” sizleri bekliyor.