Bugün 2 Temmuz. Bugün Madımak Katliamı’nın yıldönümü. Metin Altıokların, Nesimi Çimenlerin, Hasret Gültekinlerin, Asım Bezircilerin Muhlis Akarsuların katledildiği hepimizin alnının kara yazısı kara bir gün bugün. Henüz devlet tarafından hiçbir özrün dilenmediği tam tersi suçluların zaman aşımından dolayı hiçbir ceza almadığı bir katliam Sivas Katliamı. O gün orada hayatını kaybeden her can’ı saygıyla anıyor ve bunu gerçekleştiren ve buna göz yuman herkesi lanetliyorum.

Ben bu yazıyı 30 Haziran gece yarısı MESAM seçiminden hemen sonra yazıyorum. Bir yanda Madımak Oteli’nde sadece siyasi görüşleri yüzünden özgürlüğü, barışı, eşitliği, adaleti ve sanatı savunan; bu yüzden umutsuzca ölümü bekleyen şairler, edebiyatçılar, müzisyenler, sanatseverler, bir yanda da bir müzik meslek birliği seçimlerinde oylarını büyük bir coşkuyla alkışlarla harcırah adı altında verilen 2 bin 500 liralık “oy rüşveti”ni alabilmek için el kaldıran eser sahipleri…

MÜZİK EMEKÇİLERİNİN HESAPLAŞMA GÜNÜ

Birbirlerini dinlemeyen, anlamayan, birbirlerinin ortak hak ve çıkarlarını, mesleki menfaatlerini, yıllardır süregelen telif hakları çabasını alacakları üç kuruş paraya peşkeş çeken eser sahipleri. “Hak verilmez alınır” lafının yüceliğine, telif hakları mücadelesine hayatını adamış insanların anısına saygısızlık ederek sadece ve sadece verilen kişisel vaatlerin albenisiyle el kaldıran eser sahipleri. Hiçbir raporun okunmasına onay vermeyerek ama sonra o raporlar lehinde ve aleyhinde konuşmalar yapan eser sahipleri. İstedikleri yönergeler geçmeyince bir defa daha oylanması için baskı yapan kendi gibi düşünmeyenlerin de olabileceğini düşünemeyen eser sahipleri. Bugün gerçekten de müzik emekçilerinin örgütlü mücadelesinde bir özeleştiri bir hesaplaşma günü.

Kurulduğu günden bu yana genel kurullarda hiçbir zaman blok liste olarak seçime girmeyen MESAM üyeleri ilk kez bir genel kurulda blok liste için onay verdi. Ve de orada aday olmak isteyen birçok değerli isim bu sebepten dolayı seçime katılamadı. Ki aslında bu sefer çok renkli bir aday listesi vardı grupların. Hayko Cepkin’den Cahit Berkay’a, Aylin Aslım’dan Gökhan Şeşen’e, Sümer Ezgü’den Erdal Erzincan’a kadar mesleki kariyerleri ve güvenilirlikleri tartışılmayacak birçok değerli aday vardı MESAM yönetiminde hak sahibi olabilecek. Ama olmadı. MESAM üyeleri yıllar sonra ellerine geçen bu fırsatı değerlendiremedi. Yapacak bir şey yok.

MESAM’I BEKLEYEN TELİF GELİR KAYBI

Benim görüşüm, çok yakında MESAM’ın sadece geleneksel, arabesk ve fantezi diye adlandırdığımız müzik türlerinin ve eser sahiplerinin meslek birliği olarak varlığını sürdürecek olması yönünde. Telif hayatına ciddi katkı sağlayan pop, rock, hip-hop, caz, alternatif ve Türk halk müziği eser sahiplerinin ise yollarına yeni bir meslek birliği arayışı ile devam edeceklerini düşünüyorum. Bu da MESAM’ın büyük bir telif geliri kaybına neden olacak.

MESAM zaten yıllardır demokrat yönetim kurulu üyeleriyle iktidarın tepkisini çeken ve meslek birliklerinin kafasında Demokles’in kılıcı gibi sallanan “FSEK 42/B” maddesinin uygulanmasıyla sürekli kayyum atanan bir eser sahibi meslek birliğiydi. Son zamanlarda; görevden alınan Arif Sağ yönetimi de lisanslama ve telif tahsilatı yerine bu bürokratik ve antidemokratik uygulamalarla savaşıyordu. Onlara ve tüm geçmiş MESAM yönetimlerine teşekkür ediyor yeni seçilen yönetim kurulu ve üst kurullara da başarılar diliyorum.