24 Haziran 2018 seçimlerinin ardından ‘Türk tipi’ başkanlık sistemine geçişin tamamlanacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin ‘tek adam rejimi’ eleştirilerine cevaben, Türkiye’nin ‘şahlanış ve yeniden yükseliş’ dönemine geçeceğini savunmuştu. Yıl 2021. Halk, eve giren çiçek yağını kırmızı halı sererek karşılıyor. 2023, 2053, 2071 hedef ve vizyonlarına uzanan ‘şahlanmış’ Türkiye’nin gelecekte olduğu gibi 2018 seçim öncesinde de en önemli gündemi Kürtler’in kime oy vereceği, HDP’nin barajı geçip geçemeyeceğiydi.


***

Seçime 10 gün kala -12 Haziran 2018- Suruç’ta AKP Urfa milletvekili adayı İbrahim Halil Yıldız’ın seçim çalışması kapsamında gerçekleştirdiği esnaf ziyaretlerinin birinde gerginlik yaşanır. Tanıkların ifadesine göre oy istediği esnaftan olumsuz yanıt alan vekil adayı ve beraberindekiler sözlü tartışmadan sonra dükkândan ayrıldı. Ancak iki gün sonra Yıldız ve ekibi bu kez silahlı olarak yeniden dükkâna geldi. Bu kez grubu içeri almak istemeyen oğul Adil Şenyaşar, Yıldız’ın korumaları tarafından bacağından vuruldu. Kardeşinin vurulduğunu öğrenen Fadıl Şenyaşar’ın, silahla dükkana gelip ateş açması sonucu başlayan karşılıklı çatışmada AKP’li Yıldız’ın ağabeyi Mehmet Şah Yıldız ve diğer kardeş Celal Şenyaşar yaralanır. Şah Yıldız’ın hayatını kaybetmesi üzerine vekil yakınları Suruç Devlet Hastanesi’nin acil servisinde yatan Celal ve Adil Şenyaşar’ı sağlık çalışanlarının gözleri önünde bıçak ve silahla öldürür. Bu sırada oğulları için hastaneye gelen baba Esvet Şenyaşar da acil girişinde oksijen tüpünün başına vurulmasıyla hayatını kaybeder.

***

Görgü tanıklarının iddiasına göre, hastane kameraları vekil yakınları tarafından tahrip edildi, dolayısıyla cinayetlere ilişkin görüntülere ulaşılamıyor. Acil servisteki kan izlerinin de olay yeri inceleme ekipleri gelmeden önce temizlenip ortadan kaldırıldığı ve sağlık çalışanlarının konuşmamaları için tehdit edildiği bilgisi, yine tanıkların verdiği ifadeler doğrultusunda HDP tarafından raporlaştırıldı ve hâlâ izaha muhtaç. Polisin, saldırgan grubun hastaneye girişine engel olmadığı gibi, cinayetler sonrasında gözaltı yerine havaya ateş etmeyi tercih ettiği de raporda yer alan iddialar arasında.

***

2015 sonrası Türkiye siyaseti, özellikle vizyonu 2071’lere kadar uzanan seçimler öncesi provokatif saldırılarla pek çok kez karşılaştı. Önceden planlanmamış bile olsa, söz ve davranışlarla her an kışkırtılmaya hazır bir zeminin oluşturulduğu yadsınamaz bir gerçek. Korku ve gerilim siyasetini, bölme ve kutuplaştırma fikrini en hızlı gündeme taşıma yöntemlerinden biri de hiç kuşkusuz HDP seçmenini terörist ilan etmek. Saldırıya uğrayanın fail ilan edildiği, adaletin gerektiği gibi işletilmediği saraylardan biri olan Suruç Adliyesi önünde iki yüz güne yakın süredir oturuyor Emine Şenyaşar. Öldürülen iki oğlu ve eşi için, “belki bu toprağın altındadır” diye ağıt yaka yaka elleriyle kazdığı toprağın altında adalet arıyor. Kürtlerin saldırı ve kışkırtmalar eşliğinde, demokrasinin bütün kavşaklarında nasıl hareket edeceği dikkatle takip edilirken, ‘tehlike geçince’ yine ‘kendi’ dertleriyle baş başa bırakılması maalesef sürekli tekrarlanan iki yüzlü bir tavır. Önümüzdeki seçimde Kürtler kime oy verecek, diye anket yaptırmadan önce gidilecek ilk yer Emine Şenyaşar’ın adalet nöbeti tuttuğu kaldırımdır.