Dile egemen olan dünyaya egemen olur.

CHP’nin başlattığı Adalet Yürüyüşü’nün ilk kazanımı gasp edilmiş dili zorbalardan geri alma adımı oldu. Küfür etmek ve rabia işareti yapmaktan başka ellerinden/ dillerinden bir şey gelmeyenlere “hak, hukuk, adalet” diye alkışlarla yanıt veriyor yürüyüşçüler. Yolun/ yolculuğun büyüsünde her gün biraz daha çoğalıyor, her molada biraz daha değişiyor ve güçlerini keşfetmeye başlıyorlar.

Gerçekte az olan, çaldığı dili istismar ederek kendisini çok diye yutturuyordu. Adalet, demokrasi, eşitlik, özgürlük gibi insanlığın ortak değeri olan kavramları, insanlıkdışı amaçları için kirletiyordu. Şimdi yürüyüş önce dili zorbalardan kurtarıyor. Kavramlar, zorbaların tahakkümünden kurtuldukça zalimlerin ne denli vasıfsız oldukları gün yüzüne çıkmaya başladı.

Adalet yürüyüşü RTEakp-mhp blokunda bir bölünmeyi de açığa çıkardı. Bölünme iki düzeyde kendini gösteriyor. Basitçe seçmenler ve yöneticiler diye ikiye ayrılabilecek blokta yürüyüşe verilen tepkiler hakikati her gün biraz daha ortaya çıkarıyor.

Seçmenler düzeyinde yürüyüşü protesto edenlerin vasıfsızlıkları hemen kendini gösteriyor. Kaba küfür, öldürme tehdidi, taş atma gibi tepkilerin en sembolik olanı ise Düzce’de kamp alanına gübre dökmek olabildi. Bu halleriyle Eminönü’nde giyimine laf etmeye kalktığı kadınların tepkisi karşısında sinip “ben cahilim” diye mızıldanan sefilden öte olmadıklarını kanıtlıyorlar. Muadillerinin sosyal medyada yazdıkları da daha farklı değil. Ama aslında onlar azlar, hem de çok azlar. Asıl çok olanlar ise aynı rezillik için belediye başkanını, AKP il başkanını arayan ve onları azarlarken “Tayyip’i arayacağım” diyen insanın vicdanına sahip olanlar. O insanlar yürüyüşü saygıyla izliyorlar ve bir yandan da olup bitenler üzerine düşünüyorlar. Yürüyüş onları da değiştirecek.
Yöneticiler grubunun verdiği tepkiler ise yekpare. Bu grupta öyle nitelik, ahlak, vicdan gibi vasıflara sahip olan nerdeyse kimse yok. Mideniz bulanmadan ne kadar dayanabilirseniz AKP medyasında yürüyüş hakkında yazan köşe yazarlarını okumaya çalışın. Çaldıkları dili kullanamadıklarında, adaleti istismar edemediklerinde düşünsel sefaletlerini, ahlak ve vicdan yoksunu rezilliklerini nasıl da faş ettiklerini görebilirsiniz. Ne söyleyebilecekleri bir fikircikleri var, ne savunabilecekleri bir ahlakları. “Bölücüsünüz, teröristsiniz, ‘FETÖ’cüsünüz”den öte yumurtlayabildikleri bir şey yok. Ellerinde bir tane silah kaldı, onu da yakında kullanırlar. Yürüyüşü dinsizlikle suçlamalarına ramak kaldı. Yaparlar mı yaparlar, ellerinde, zihinsizliklerinde başka bir şey kalmadı çünkü.

Demem o ki, yürüyüş yola çıkanları her adımda nasıl değiştiriyorsa, yürüyüşe karşı olanları da başka bir anlamda değiştiriyor. Yürüyüşü seyredenler her adımda biraz daha düşünmeye başlıyorlar. En çok da RTEakp-mhp blokunun yürüyüşe verdiği tepkileri seyrediyorlar. Adalet getirsin diye oy verdikleri blokun, adalet isteyen ve yalnızca hak, hukuk, adalet diye seslenenlere ne yanıt verdiğine bakıyorlar. Gördükleri sefil, rezil sözler ve eylemler onları biraz daha düşündürecek. RTEakp-mhp blokunun yürüyüşe karşı yapabilecekleri tek şey gerçekten de gübre dökmeye çalışmaktan öte değil. Bunu insanların görmemesine ve gördüklerinin onları değiştirmemesine olanak yok.

Adalet Yürüyüşü çaldırdığı dili geri almayı başardığında Türkiye’nin bir seçimle yüz yüze gelmesi kaçınılmaz olacak. Yürüyüşün Maltepe’de ya da Edirne’de bitmesinin önemi olmayacak. Ankara’dan yola çıkanlar, ne dönecekleri Ankara’yı, ne kendilerini ne de Türkiye’yi yola çıktıkları gibi bulamayacaklar. Yürüyüşe çıkarken üstlendikleri sorumluluğu daha ileriye taşımayı becermeleri gerekecek. Yoksa yola çıkanlar yürümeye devam ederler.

Yürüyüş, sadece yola çıkanları değil, memleketin tümünü özgürleştirme imkânının önünü açtı çünkü.

Not: Saygıdeğer Aziz Sancar, Türkiye’de bir tür sözcüsü işlevi üstlenen Cumhuriyet’ten Orhan Bursalı aracılığıyla evrimin bir inanç konusu değil, bilimsel bir gerçek olduğunu açıkladı. Açıklamasına Bakü konuşmasının çarpıtıldığı ve bilerek yanlış yansıtıldığını eklemiş! Bakü’de yaptığı konuşmanın orijinali YouTube dahil çok sayıda mecrada var. Bu görüntülerin tümüne videomontaj aracılığıyla bir çarpıtma eklenmiş olma olasılığı için, olmamıştır diyecek kadar bilgi sahibi değilim! Ama önemli olan onu rol model olarak gören binlerce öğrenciye “evrim bilimsel gerçektir” diye seslenmiş olması. Sağolsun, var olsun.