Gezi Davası’nda verilen cezalara tepki olarak başlatılan adalet nöbetinde 35. gün geride kaldı. Nöbete katılan oyuncu Nur Sürer, “Karanlık gider, Gezi kalır” dedi. Taksim Dayanışması’ndan Akif Burak Atlar ise “Yılmadan sonuna kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz” açıklamasını yaptı.

Adalet Nöbeti'nde 35. gün: Karanlık gider, Gezi kalır

SERCAN MERİÇ

Gezi Davası’nda verilen adaletsiz kararlara karşı Karaköy’deki Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nde başlatılan adalet nöbetinde 35. gün geride kaldı. Nöbeti sinemacılar devralırken, yarın Taksim’de saat 19.00’daki buluşmaya davet gerçekleştirildi. Nöbette Gezi Davası’nda 18 yıl ceza alan isimlerden yapımcı Çiğdem Mater için “Çiğdem Mater’in çekemediği filmleriz” yazılı de bir pankart açıldı.

Taksim Dayanışması’ndan Akif Burak Atlar adalet nöbetine devam edeceklerini kaydederek, “Adalet yerini bulana kadar devam edeceğiz. Bu hukuksuz kararlar geri çekilene kadar nöbeti sürdüreceğiz. Sadece İstanbul'da değil Ankara'da, İzmir'de, diğer kentlerde de bu toplumun demokrasi güçleri, başta TMMOB ve toplumun tüm demokrasi güçleri olarak tıpkı Gezi’de bu ülkenin geleceğine umut olan kurumların o dönemde ısrarı gibi bu adalet talebinde de ısrarcı olacağız. Yarın Gezi'nin 9. yıldönümü. O rengarenk ve dayanışmacı günlerin 9. yılını yine omuz omuza, yine dayanışma içinde kutlayacağız ve inanıyoruz ki arkadaşlarımızı geri alacağız. Bu mücadele bu ülkenin demokrasisi için, adaleti içindir. Gezi, bu toprakların eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi adına sönmeyecek umududur. Yılmadan haklı olduğumuz için sonuna kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.

YAŞAM HAKKINA MÜDAHALE

adalet-nobeti-nde-35-gun-karanlik-gider-gezi-kalir-1022313-1.

Nöbete katılan oyuncu Nur Sürer ise şunları söyledi:

“Çok güzel bir şey hatırlıyorum. Ben hep Şişli'de oturan biriyim. Elli yıl önce geldim İstanbul'a. Akşamüzeri böyle çok sıradan aileler, bayram yerine gider gibi çocuklarını giydirirlerdi. Gezi böyle bir güzellikti bizim için. Şimdiye kadar hiç böylesine bir yani İstanbul'u, Gezi'yi savunan bir hareket olmamıştı? Çocuklar öldü. Üç tane çocuk öldü Hatay’da. Her yerde kutlandı Gezi. Hatta ben Ankara'da bile indim sokaklara. 12 Eylül karanlığında bile böyle hukuksuz kararlar alınmıyordu. O dönemde biz de eften püften sebeplerle yargılanıyorduk. Gittikçe her şey daha karanlık olmaya başladı. Yani bunun daha kötüsü ne olabilir diye düşünüyorum! Burada Osman Kavala ile beraber 8 kişi ne yapmışlar? Mücella (Yapıcı) ablayı düşünüyorum. Bir mimarlar odası başkanı olarak şehrin korunması onların görevi. Can Atalay'ın şu anda içeride olmasının tek nedenini Gezi’yle alakalandırmıyorum ben. Çünkü bütün hukuksuz davaların yanında gönüllü avukatlık yapmış. Yanan çocuklar da, Soma'da… Bizi aptal zannediyorlar. Bir de bugün Gülsüm'ü (Elvan) de burada görünce Berkin'i düşündüm. Niye bu çocuklar öldü diyorum ya! Onların yargılanması gerekirken burada şehri ve çevreyi korumak isteyenler yargılanıyor. Yaşam hakkına müdahale de var. Ama söylendiği gibi; karanlık gider, Gezi kalır.”