Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyon sonrası başlatılan Adalet Nöbeti’ni başlatan avukatlardan Kemal Aytaç ile 55 haftalık süreci ve bundan sonra neler yapacaklarını konuştuk

Adalet Nöbeti'nin önde gelen isimlerinden Kemal Aytaç: 55 haftadır direniyoruz direnişimiz devam edecek

Kardelen Kocatürk

55. haftayı geride bırakan Adalet Nöbeti’nin önde gelen isimlerinden Avukat Kemal Aytaç ile 55 haftalık süreci ve bu süreçte neler yaşadıklarını konuştuk. Cumhuriyet’te gerçekleşen gözaltı işlemlerinin ardından bu fikrin ortaya çıktığını ve bu kararı verdiklerinde önce iddianamenin de hazır olamadığını dile getiren Aytaç şunları söyledi: “Ancak şöyle bir tesadüf oldu biz adalet nöbeti karar verdiğimizi duyurduk ve 1-2 kala dava ile ilgili iddianame açıklandı. Ama biz iddianame çıksın diye Adalet Nöbeti’ne kalkışmadık. Buradan doğan bir şeydir.”

OHAL’in etkisi var
OHAL’in kararlarında etkisi olduğunu belirten Aytaç “Cumhuriyet davasında tutuklu 3 avukat nezdinde başladık ama ilk çıkış bildirgesinde tutuklanan akademisyenler, gazeteci, milletvekili, görevden alınan belediye başkanları daha doğrusu tüm adaletsizlikleri hedef alan bir yapısı” ifadelerini kullandı.

Davada sadece tutuklu olarak Akın Atalay kaldığını hatırlatan Aytaç, “Adalet Nöbeti sadece 3 tane avukat için değil tüm adaletsizlikler için yürütülen bir etkinliktir biz buna böyle bakıyoruz. Akın Atalay tahliye olsa da nöbet bitmeyecek. OHAL kalkana kadar devam edeceğiz” dedi.

Herkes için adalet
“Herkes için adalet talep ediyoruz” diyen Aytaç şöyle devam etti: “Böyle olunca özellikle işçiler, gençler, öğrenciler, yoksullar haksızlığı yaşayarak görüyorlar. Bu uçurumu fark etmemek için kör olmak lazım bu ülkede gelir dağılımı, paylaşım adaletsiz dolasıyla her şey adaletsiz. Adalet nöbeti ile bir meşale, bir çoban ateşi yakıyoruz.”

‘Fırsata çevirdiler’
Aytaç şöyle devam etti: Türkiye’de bir darbe girişimi oldu. Bunu bahane eden iktidar OHAL ilan ederek muhalefeti sindirme girişimini netleştirdi. Yaşananların demokratik ilke ve esaslarla en ufak ilgisi yok. FETÖ diyor FETÖ ile alakası olmayan solcu, sosyalist, ilerici gazete, yayın ve dernekler kapatılıyor, demokrat insanlar tehdit ediliyor. OHAL’e dayanarak KHK’leri çıkarılıyor. Bunun yasal kriteri de yok. Yapıyor ve uyguluyor. OHAL elinde bir silah. CHP’yi bile tehdit ediyor. Örneğin CHP’nin bir milletvekili hapiste, HDP’nin eş genel başkanlarından tutun birçok milletvekili, yöneticisi hapishanede. Aydın, çağdaş demokrat ne kadar insan varsa hedef gösteriliyor, üzerinde baskı kuruluyor. OHAL, AKP’nin iktidarını sürdürebilmesi için gerekli bir silah. OHAL toplumsal muhalefetin mücadelesiyle kaldırılabilir. Elbette kalkacak ama biz bu mücadeleyi veremezsek OHAL yokken bile OHAL varmış gibi yönetiliriz, geçmişte de bunun örneğini yaşadık. OHAL kendi iktidarlarını devam ettirmek için var.

Aytaç sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Biz adalet derken bize saldırının olacağını , tehdit edileceğimizi gözaltı uygulanacağını, gerekirse daha ileri şeylere maruz kalacağımızı hesap ederek 55. haftadır oraya çıkıyoruz. Korkmuyoruz diyerek topluma örnek olmamız gerekiyor. Çünkü toplumun öncüleri, aydınları, hukukçuları korkarsa toplum susar, siner. Bunun için bizim sesimizi çıkarmamız lazım. Onun için çıkıp adalet diyoruz.”

***

Avukatlardan Cumhuriyet davasına çağrı

24 Nisan’da görülecek Cumhuriyet davası karar duruşması öncesinde avukatlar ve gazeteciler 55. defa Çağlayan’daki Adalet Sarayı önünde Adalet Nöbeti’nde bir araya geldi. 24, 25, 26 ve 27 Nisan günlerinde Silivri’de görülecek olan duruşmalara katılım çağrısı yapılan nöbette 55. hafta açıklamasını Dışarıdaki Gazeteciler’den Nazan Özcan okudu.
“Demokrasinin dördüncü kuvveti olan basına parmak sallamak, tehdit etmek, tutuklamak ya da cezalandırmak kimsenin haddi değildir” diyen Özcan, “Çabanız boşuna! Korkunun verdiği güçle ne kadar zorbalık yaparsanız yapın, inadına gazetecilik yapanlar çıkar ve hakikat akacak yolunu bulur. O yüzden 24 Nisan’da başlayacak Cumhuriyet Davası’nda kararınız ne olursa olsun, şimdiden söyleyelim ki yok hükmündedir. Bir kez daha: Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!” dedi.

Adil yargının kuralı
Daha sonra söz alan Anayasa Profesörü ve BirGün gazetesi yazarı İbrahim Kaboğlu da adil yargının 7 ana kuralı olduğunu, bunların mahkeme hakkı, silahların eşitliği ilkesi, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme hakkı, açık usul ve çabukluk ilkesi, yargı kararlarının uygulanması, suçsuzluk karinesi ve savunma hakları olduğunu hatırlattı. Kaboğlu şunları söyledi:

“Seçim güvenliği ilkesi hukuk güvenliği içinde yer alır ve hukuk devletinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu açıdan bakıldığında Türkiye son 2 yılda tam bir anayasasızlaştırma süreci yaşanıyor. 16 Nisan referandumunda anayasa fiili duruma uyduruldu. Üzerinden 1 yıl geçti, ‘bizim yaptığımız anayasa değişikliği ülkeye yeterli değildir. Ülke gerek ekonomi gerek güvenlik bakımından gerekse hukuk bakımından derin bir krize girmiştir bu nedenle seçimi yenileyelim’ dendi. 24 saat içinde 24 yalan söylendi fakat hukukçular olarak yalanları teşhir etme hakkımız bile elimizden alınıyor.”

***
Avukat Damla Atalay: Adalet Nöbeti hepimizin sesi oldu

Adalet Nöbeti’nin örgütleyicilerinde Avukat Damla Atalay, “Tutuklu bulunan bütün meslektaşlarımız için 55 haftadır nöbet tutuyoruz” dedi. Atalay şöyle konuştu: Aslında biz bu nöbetin bu kadar uzun süreceğini düşünmüyorduk ancak öyle bir hale geldi ki adalet nöbeti hem bir simge oldu 55 haftadır insanlar gelip destek veriyorlar gazeteciler meslektaşlarımız milletvekilleri başka barolarda konuk olarak gelen meslektaşlarımız aynı şekilde kendi baroları çerçevesinde başka adalet saraylarında adalet nöbeti tutuldu bizim ile beraber. Bu çoban ateşi gibiydi, büyük bir alev aldı ve sardı etrafı.

Mümkün değil…
Adaleti aramak yerine korumayı umut etmeyi istediklerini dile getiren, günümüzde bunun mümkün olmayacağını söyleyen Atalay “Hem mesleğimizi hem de biz avukatlar olarak savunma makamı olduğumuz için hukuku korumak da bize düşüyor” dedi. Yargının bağımsızlığını yitirdiğini söyleyen Atalay, Adalet Nöbeti’nin bu tabloyu değiştirmek için de bir fırsat sunduğunu belirtti. Adalet Nöbetinde yaşadıkları en büyük zorluğun tutuklu yargılanan meslektaşlarının manevi yükün olduğunu ifade eden Atalay “Bizler onların haklarını savunurken bu konu da mücadele ederken onların içerde oluşunu gördüğümüzdeki manevi zorluk yaşıyoruz” dedi

Herkes sahip çıktı
Son olarak Adalet Nöbetinin haksızlığa uğrayan herkesin sahip çıktığını ve 55 haftadır adalet mücadelenin büyüyerek devam ettiğini söyleyen Atalay biz birbirimizle paylaşıyoruz ve güç alıyoruz aldığımız desteğinin sadece kendi meslektaşlarımızdan değil diğer meslek grupları ve halkın verdiği destekler sayesinde bugüne kadar gelindiğini açıkladı.