Şüphesiz CHP, Türkiye’yi zora sokan birçok yanlışın altına imza attı. Kemal Kılıçdaroğlu bir ana muhalefet partisi liderinden beklenen performansı gösteremedi.
Tabandan gelen enerjiyi kullanamadı. Endişelerine yenik düştü.

Her kesimden oy koparma düşüncesi toplumun genelinde ve tüm seçmenlerde antipati yarattı.

Gezi’deki güçlü muhalefeti fırsata çeviremedi.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde MHP ile belirlenen ‘çatı adayı’ Ekmelettin İhsanoğlu her anlamda gerçek bir fiyaskoydu. Gezi dinamizmini yaratan büyük kitlelerin önüne ‘Ekmek için Ekmelettin’ gibi absürt bir senaryo koymak tarihi anlamsızlıklardan biriydi. Zaten kimse yemedi!

CHP’nin Fikri Sağlar, İlhan Cihaner, Ali Şeker, Eren Erdem, Şenel Sarıhan gibi vicdan sahibi ve öngörülü vekillerinin karşı duruşlarına rağmen dokunulmazlıkların kaldırılmasına onay vermek de büyük ve vicdansızca hatalardan biriydi.

Artık tamamına erdirmeli
Ne yazık ki CHP’nin, dolayısıyla toplumun kaçırdığı trenlerden biri de şaibeli, hileli 16 Nisan Referandumu’nda YSK’nın önüne toplanmaya gönüllü milyonları elinin tersiyle itmesiydi. CHP lideri halkla bütünleşmek yerine sonucu kabullendi. Dahası endişelerini anlatmadı, bunların üzerine gitmek yerine sünger çekti. Kulağına, ‘iç savaş çıkar’ diye fısıldayanları, kendisini arayıp gözdağı verenleri kamuoyuyla paylaşmadı. Hakkımız olan bilgiyi eksik bıraktı. Tıpkı, ‘kontrollü darbe’ iddiasını yarım bıraktığı gibi.

Sıra geldi
Buraya kadar, Kılıçdaroğlu’nu eleştirmek en doğal hakkımız. Ancak IŞİD’e silah taşıyan MİT TIR’ları dosyasını, kamuoyuna adil davranarak paylaşan CHP Vekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından Kılıçdaroğlu ilk kez doğru bir hamle yaptı. Buranın ‘inceldiği yerden kopsun’ coğrafyasına dönüştüğünü, ‘sıranın geldiğini’ anımsadı.

Kimin için adalet?
‘Adalet Yürüyüşü’ iyi bir tanım. Ancak sloganın altının doldurulması elzem. Adaletin; vatan millet edebiyatıyla, yasama, yürütme, yargıyı tamamen kendine bağlamakta olan hukuksuz, arabesk, İslam soslu bir sultanlık isteyen Erdoğan’a karşı istendiği malum.

Önemli soru, bu adaletin kimleri kapsayacağı...

Adalet; işlerine geri dönmek için açlık grevinin 100. gününü geride bırakıp ölümün kıyısında olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’yı kapsıyor mu?

Adalet, sadece Berberoğlu’nu değil 6 milyonun iradesini temsil eden tutuklu HDP vekillerini de içine alacak mı?

Adalet, vicdansızlık kimi vuruyorsa ona da set çekecek mi? Sözgelimi Kılıçdaroğlu, CHP’li Sezgin Tanrıkulu ve Mahmut Tanal özgüveni ve tutarlılığıyla, ‘acaba FETÖ’cü etiketi yapıştırırlar mı?’ diye düşünmeden, kucağındaki bebeğiyle gözaltına alınan Elif, Ayşe için de harekete geçecek mi?

Kılıçdaroğlu’nun duruşu önemli
Soruların cevabı, daha da ötesinde Türkiye’nin yolu CHP liderinin iki dudağı arasında. Halklar ve ülke açısından önemli bir fırsat. Bu nedenle somut bir şekilde Sultan’a karşı olan ‘Adalet yolu’ mağdur olan herkesi kapsamalı. Tekrarla hareketin büyümesi Kılıçdaroğlu’na bağlı. Sözgelimi; “Edirne’ye kadar adalet” cümlesi tarihin akışını değiştirebilir.

Ancak CHP liderinin attığı adımlar başlı başına yeterli değil. Mağdur kitlelere de büyük iş düşüyor. Tarihi fırsata sırt çevirmemek önemli. Hesaplar, kitaplar şimdilik bir kenara bırakılmalı. Elbette vakti geldiğinde tekrar gözden geçirmek, eleştirmek kaydıyla.

Bahçeli suç işledi
Öte yandan halkın, kitlelerin haklı çekinceleri var. Diyarbakır’da, Suruç’ta, Ankara’da patlayan/patlatılan bombalarla korku imparatorluğu pekiştirildi. Adalet Yürüyüşü’nün ilk günü İstanbul’daki bir AVM’ye yapılan bomba ihbarı, MHP liderinin, savaş çığırtkanlığı -ki bunun hesabını vakti geldiğinde yargı önünde verecektir- boş değil.

Ölü toprağından kurtulmak
Korkuyu besleyip, halkın demokratik taleplerini engellemek AKP’nin uzun dönemdir başvurduğu bir yöntem. Kitlelerin kaygısı bu açıdan anlaşılır. Ne var ki ‘Adalet Yürüyüşü’ son dönemeçlerden biri.

‘Korku nedeniyle demokrasi meydanını boş bırakmak, meydan boş kaldığı için korkmak’ kısırdöngüsü kırılmalı. Bir kurtarıcı yok, kurtuluş hepimizde.
Maalesef Ahmet Şık tutuklandığında 30, dört yıl önce alçakça, hedef gözetilerek vurulan Berkin Elvan’ın ilk duruşmasında 200 kişi vardı. Toplum bu anlamda kendi muhasebesini de yapmalı.

Adalet Yürüyüşü önemli...
Gerçekçi olmak lazım. Adalet Yürüyüşü’nden müspet sonuçlar alınmazsa hepimiz sonucunda neler olacağını kestirecek kadar AKP ve Erdoğan uzmanıyız.