Google Play Store
App Store

Çorlu Tren Katliamı’nın üzerinden 6 yıl geçti. Katliama ilişkin açılan davada Ulaştırma Bakanlığı ile TCDD yönetimi sanık sandalyesine oturmazken kazada kızı Bihter’i kaybeden Zeliha Bilgin, “Hesap sormaya devam edeceğiz” dedi.

Adaletin aralanan kapısını açacağız
Katliamda yakınlarını kaybedenler, karar duruşması öncesi yürüyüş gerçekleştirmişti. (Fotoğraf: Evrensel)
Deniz Güngör
Deniz Güngör
denizgungor@birgun.net

Bugün 8 Temmuz… Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinin Sarılar Köyü yakınlarında 8 Temmuz 2018’de 7’si çocuk 25 kişinin yaşamını yitirdiği katliamın üzerinden 6 yıl geçti. 25 Nisan’da Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında 4 sanık tutuklandı. Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında kaza sırasında TCDD Bölge Müdürü olan Nihat Aslan 15, Bölge Bakım Müdürü olan Mümin Karasu 17,5, Bölge Müdür Yardımcısı Levent Meriçli 9 yıl 2 ay ve Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat 13 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Ancak dava süresince Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile dönemin Türkiye Cumhuriyet Devlet Demiryolları (TCDD) üst yönetiminden kimse sanık sandalyesine oturmazken yakınları kaybedenlerse adalet mücadelesini sürdürmekte kararlı.

MÜCADELEMİZ SONUNA DEK SÜRECEK

Katliamda kardeşlerini, 6 aylık yeğenini ve kızı Bihter kaybeden Zeliha Bilgin, “TCDD’nin dönemin genel müdürünü, dönemin Ulaştırma Bakanını asla adaletin karşısında görmedik, ısrarla ilk günden itibaren korundular. Acılarımız ilk günkü gibi. ‘Suçlu yağmur’ denilmişti ancak TCDD’nin ihmallerine canlarımızı verdik hem de aileler olarak adalete kurban edildik. 6 yıllık adalet mücadelemizde söke söke ancak 4 kişiye bu cezaları aldırabildik” dedi.

Ailelerin ilk işaret ettiği ismin dönemin TCDD Bölge Bakım Müdürü Mümin Karasu olduğunu anımsatan Bilgin, “Ancak 1. bölge müdür yardımcılığına kadar çıkarıldı çünkü üst düzey yargılanamazdı. Bu dava başlı başına ihmal, adaletsizlikten ibaretti. Biz canlarımızı TCDD’nin ihmallerine, işini bilmeyen bir adalet sistemine kurban verdik. Adaletin kapısını araladık ama sonuna kadar açacağız. İsa Apaydın adalet karşısına çıkana dek mücadele edeceğiz. İstinaf süresi devam ediyor. Beraat alanlardan ve sanık sandalyesine oturmayanlardan hesap sormaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

“Bugün evladımla son günüm” diye konuşan Bilgin son olarak şunları söyledi: “2 hafta önce babamı sevdiklerimizin yanına uğurladık. Babamın kalbi evlat acısına dayanamadı ve son söylediği söz ‘Onların yanına elim boş gitmeyeceğim’ oldu. Elbet devran dönecek ve gerçek adalet herkese tecelli edecek. Bizler sevdiklerimizi sonsuzluğa uğurlarken onların yaptığı kutlamaları hiç unutmayacağız.”

BAKANLIĞIN HİÇ SUÇU YOK MU?

Katliamda 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden Mısra Öz, ANKA’ya verdiği demeçte, “Çorlu tren katliamı davası, tüm açıklığı ile ortada olan bir davaydı. Ne yazık ki savcıların TCDD üst yönetimine ellerinin hiç uzatamadığı bir dosya olarak kaldı. Davanın sonunda belki Türkiye’de ilk defa kamu çalışanları için hapis cezası verildi ama bu adaletin tam anlamıyla sağlandığı anlamına gelmiyor. Öncelikle dönemin TCDD Genel Müdürü olan İsa Apaydın’ın 25 kişinin öldüğü bir olayda bir kez olsun sorgulanmaması adaletin eşitliği konusunda normal olabilir mi? Ulaştırma Bakanlığı’nın hiç mi suçu yok?” diye sordu.

Adaletin tam anlamıyla yerini bulmadığını söyleyen Öz son olarak şunları aktardı: “İsa Apaydın, 25 kişinin ölümünden bir kez olsun sorgulanmazken, kurmuş olduğu şirket üzerinden 35 kamu ihalesi alıp, ihale rekortmeni olabiliyorsa bunu biraz sorgulamak gerekir. Biz davamızın ve bu olayın yaşanmasına sebep olan kararlara imza atan kişinin de yargı önünde hesap vermesini istiyoruz. Bu cezasızlık politikası, liyakatsizliğe, para hırsına, yandaşlığa cesaret veriyor. Olan ölen ve ölenin arkasında yarım kalana oluyor.”

∗∗∗

6 YILDA NELER YAŞANDI?

• Bilirkişi tanıdıktı: 22 Temmuz 2004’te Sakarya’nın Pamukova ilçesinde meydana gelen ve 41 kişinin yaşamını yitirdiği tren kazasını aklayan bilirkişi Mustafa Karaşahin,  Çorlu Katliamı’nın bilirkişi olarak atandı. Karaşahin, Pamukova tren faciasının sorumluluğunu makinistlerin üzerine bırakmıştı. Karaşahin, 2012-2014 yılları arasında Çorlu faciasının meydana geldiği Trakya Demiryolu Hattı Yenileme Projesi’nde danışmanlık hizmeti de verdi.

• Üst düzey sorumlular hiç yargılanmadı: Kazanın ardından Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma sonrası hazırlanan iddianamede Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile TCDD’nin üst düzey yöneticilerine yer verilmedi. Savcılık 19 Şubat 2019’da yetkililerin yargılanmasına ilişkin kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Dört kişi hakkında hazırlanan iddianame mahkemeye sunuldu. Ailelerin ısrarlı mücadelesi sonucu 9 kişi daha yargılamaya dahil edildi.

• Katliam göz göre göre geldi: Katliama ilişkin davanın soruşturma ve yargılama süresince ortaya çıkan bilgiler kazanın göz göre göre geldiğini gösterdi. Kaza öncesinde menfez bakımı için açılan ihalenin ödenek tahsisinin yapılmadı, bu nedenle bakım işi iptal edildi. Menfezler ve boru geçişlerinin kapasitesi yetersizdi, toprak altındaki boru geçişleri işlevsizdi. 138 kilometrelik mıntıkada 5 bekçi olması gerekirken yalnızca 1 bekçi bulunuyordu. Trene ise kapasitenin üzerinde ayakta yolcu alındı.

• AYM başvuruyu reddetti: Aileler Bakanlık yetkilileri ile TCDD üst düzey yöneticilerin yargılanması talebine verilen ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ ilişkin kararı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdı. Ancak AYM verdiği kararda iç hukuk yollarının tüketilmediğini belirterek başvuruyu reddetti.

• Tek bir tutuklu sanık vardı: Yargılama sürecinde 13 sanıktan yalnızca dönemin TCDD Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu tutuklandı. Ancak Karasu yalnızca 50 gün cezaevinde kaldı. Başsavcılık dahil hattın hizmete hazır olmadan açıldığı defalarca söylense de suç niteliği bilinçli taksirle sınırlı kaldı, olası kasttan yargılama talebi yok sayıldı.

• Üst düzey yönetici ödüllendirildi: Katliamın yaşandığı dönemde TCDD Taşımacılık A.Ş. Genel Müdürü olan Veysi Kurt, 24 Şubat’ta AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla kurumun başına atandı. Sanık sandalyesine hiç oturmayan Kurt, faciadan 14 ay sonra görevden alınmıştı.