İnfazı karma karışık hale getiren, verilen cezaların etkin şekilde uygulanmasını önleyen, üstelik hükümlünün iyileştirilmesi için hiçbir yenilik getirmeyen bu düzenleme ile infaz sorunlarımızın giderilmesi mümkün değildir

Adaletsiz teklif geri çekilmeli

MURAT AYDIN / HUKUKÇU

adaletsiz-teklif-geri-cekilmeli-714749-1.

İnfaz hükümleri deyince herkesin aklına ceza alan kişinin cezaevinde ne kadar kalacağı geliyor. Kural olarak kişi ne kadar ceza aldıysa o kadar süre cezaevinde kalır. Yani 5 yıl ceza alan birinin cezaevinde kalma süresi 5 yıldır. Ancak bunun her zaman böyle olması istenmez. Zira cezalandırmanın iki temel amacı vardır. Bunlardan ilki suç işlenmesi ile bozulan toplum düzenini yeniden tesis etmek, bunu sağlamak için suç işleyen kişiyi cezalandırmak, suçunun karşılığında bedel (kefaret) ödetmektir. Bu amaç son tahlilde caydırıcılık etkisi sağlamayı amaçlar. Suç işleyene ceza verileceğinin bilinmesi kişileri suç işlemekten alıkoyar. Böyle suç işlenerek toplum düzenin bozulması önlenmek istenir. Buna cezanın genel önleme amacı diyoruz.

Cezalandırmanın ikinci amacı suç işleyen kişiyi iyileştirmek böylece yeniden suç işlemesini önlemektir. Buna da cezanın özel önleme amacı diyoruz.

Suç işleyeni iyileştirmeyi, tekrar suç işlemesini önlemeyi ve topluma yeniden kazandırmayı amaçlamayan bir infaz sistemi kabul edilemez. Böyle bir sistem sadece intikam duygusuyla hareket eden bir ceza sisteminin sonucudur ki modern ceza hukuku cezayı bir intikam aracı olarak görmez.

Cezanın ikinci temel amacı hükümlüyü iyileştirmek olduğu için infaz kurumuna alınan kişi bazı iyileştirme programlarına tabi tutulur. Kişi istemedikçe, zorla dayatılan bu programlar bir işe yaramayacağından hükümlünün bu programlara etkin katılmasını, iyileştirme sürecinin olumlu sonuçlanmasına katkı vermesini sağlamak ve disiplini sağlamak için bir ödüllendirme gereklidir. İnfaz kurumunda bulunan bir hükümlü için en önemli ödüllendirme erken tahliyedir.

İşte şartla tahliye kurumu temelini buradan alır. Yani cezasını infaz eden hükümlü, infaz kurumundaki iyileştirme programlarına etkin katıldığında ve bu programlar işe yarayıp hükümlü iyi halli hale geldiğinde erken tahliye edilmelidir. Ancak bu şekilde tahliye edilen hükümlü bir süre izlenmeli, tahliyesi bazı şartlara, koşullara (suç işlememe, iyileştirme programlarına katılma vb.) tabi tutulmalıdır. Hükümlü belli şartlar altında tahliye edildiğinden bu tahliye biçimine şartla veya koşulla tahliye demekteyiz.
Görüldüğü gibi şartla tahliye sistemi infaz bakımından önemli ve gerekli bir sistemdir ancak içeriği olmayan, hükümlüyü iyileştirmeyen bir infaz sisteminde hükümlülerin cezaevinden erken çıkmasından ve tekrar suç işleyip cezaevine dönmesinden öte bir sonuç doğurmaz.

TEKLİF ŞARTLI TAHLİYE BAKIMINDAN NELERİ GETİRİYOR?

Görüşülen teklif oldukça karmaşık ve kanun yapma tekniği bakımından birçok hata içeriyor. Ayrıntılara girmeden, kısaca özetleyelim.

Öncelikle istisna tutulan suçlar hariç, kişi aldığı cezanın yarısını infaz kurumunda çekmiş ve bu süre sonunda iyi halli sayılmış ise şartla tahliye edilebilecektir. Şartla tahliye öncesi infaz kurumunda geçirmesi gereken sürenin beşte dördünü infaz kurumunda geçirmiş ise öncelikle denetimli serbestliği tabi tutulmak üzere tahliye edilecektir.

Bunu bir örnekle açıklamam gerekirse;

Yağma (gasp) suçundan 20 yıl ceza alan, cezasının yarısının (10 Yıl) beşte dördü olan 8 yılını infaz kurumunda çektikten sonra denetimli serbestlikle tahliye edilecektir. Tahliye edildikten sonra 2 yıllık denetimli serbestlik, 10 yıllık şartla tahliye süresinde yeni bir suç işlemez ve denetim tedbirlerine uygun davranırsa cezasını çekmiş sayılacaktır.

Özetle teklife göre istisna tutulan suçlar dışındaki suçlardan 20 yıl ceza alan bir kişi cezaevinde 8 yıl kalacaktır.

Örneğin; kasten öldürme suçundan 20 yıl hapis cezası alan kişi bu sürenin 2/3’ünün (13 yıl 4 ay) beşte dördü olan 10 yıl 8 ayını cezaevinde geçirdikten sonra denetimli serbestliğe tabi tutularak tahliye edilecektir.

Cinsel dokunulmazlığa karşı suçların bazıları (TCK m. 102/2, m. 103, m. 104/2-3) ile uyuşturucu ticareti suçundan (TCK m. 188) dolayı hapis cezasına alanların şartla tahliye edilmesi için cezalarının dörtte üçünü infaz kurumunda geçirmeleri gerekir.
Örneğin; çocuğun cinsel istismarı suçundan 20 yıl hapis cezası alan hükümlü bu cezasının dörtte üçü olan 15 yılının beşte dördü olan 12 yılını cezaevinde geçirdikten sonra denetimli serbestlikle tahliye edilecektir. 3 yıl denetimde 5 yıl şartla tahliyede olmak üzere 8 yılı dışarıda iyi halli olarak geçirdiği takdirde cezası infaz edilmiş sayılacaktır.

En basit anlatımı bile oldukça karmaşık olan düzenlemenin ayrıksı hükümlerini, çocuk mahkumlara ilişkin hükümlerini ve geçici maddelerini hiç anlatmadım.

Görüldüğü gibi infazı karma karışık hale getiren, verilen cezaların etkin şekilde uygulanmasını önleyen üstelik hükümlünün iyileştirilmesi için hiçbir yenilik getirmeyen bu düzenleme ile infaz sorunlarımızın giderilmesi mümkün değildir.

Yapılan bu düzenleme cezaevleri dolduğu ve toplumun bazı kesimlerinde af beklentisi oluşturulduğu için cezaevlerinin bir süreliğine boşaltılması düzenlemesidir.

Gündemdeki teklif sorunlara çare getirmediğinden günü kurtaracak, bu düzenleme ile tahliye olanların büyük bir kısmı tekrar suç işleyerek cezaevlerine geri dönecek ve cezaevleri yine ve yeniden dolup taşacaktır.

NE YAPMALI?

Öncelikle infaz sistemini daha karmaşık hale getiren; cezanın genel önleme amacını da özel önleme amacını da ortadan kaldıran bu teklif geri çekilmelidir.

Yaşanan salgın hastalık nedeniyle infaz kurumlarındaki kalabalığı azaltmak için kısa bir kanun teklifi sunulmalı ve derhal yasalaşmalıdır.

Buna göre;

Üzerine atılı suçun kanunda öngörülen cezasının alt sınırı 10 yıl olan tutukluluklar hakkındaki tutuklama kararı, suç ayrımı yapılmaksızın, kendiliğinden kalkmalı bu kişiler CMK’nın 109/1-l maddesi uyarınca konutta adli kontrol altına alınmalıdır.

Kesinleşen cezalarının toplamı 10 yıldan aşağı olan tüm hükümlülerin cezalarının infazı salgın hastalık nedeniyle bir yıl süreyle ertelenerek hükümlüler tahliye edilmeli, bir yıllık süre Adalet Bakanı tarafından hastalığın seyrine göre 6 aylık sürelerle iki kez uzatılabilmeli, süre bitiminde hükümlüler cezaevine alınıp kalan cezaların tamamlamalıdır.

Adli para cezasını ödeyemediği için infaz kurumunda bulunan tüm hükümlüler tahliye edilmeli, ödeyemedikleri para cezaları ya uzun taksitlere bölünmeli ya da kamu yararına işlerde çalışarak ödenme imkanı getirilmelidir.

Salgına yönelik bu önlemler alındıktan ve cezaevi mevcudu salgın riskini en aza indirecek hale getirildikten sonra; infaz sistemini bütüncül olarak ele alan, hem süreleri hem iyileştirme mekanizmalarını ortaya koyan yepyeni bir infaz kanunu oluşturulması için bilimsel kurul oluşturulmalı, bu kurulun ortaya koyacağı teklif tartışıldıktan sonra Meclis’in önüne getirilmelidir.