20 yıllık vejetaryen Yaşar Gökoğlu’na göre Adana’da kebap kokusu yüzünden sokakta yürümek bile zor. Ama onun rahat yürümesi için, hepimizin ‘klişelerden’ kurtulması da şart

Adana’da  vejetaryen olmak

SEÇİL TÜRKKAN - secilturkkan@gmail.com

KLİŞE YANIT: DÜRÜM

‘Adana denince akla ilk ne gelir?’ sorusuna verilen klişe yanıttan kurtulmak umuduyla bunu bir de gazete binasındakilere sorduk. 15 kişiyle konuştuk, başka türlü bir popüler cevap aradık. Aralarında vejetaryen olmasa da, bu fikre yakın duran kişilerin olduğu topluluğun 10’u klişeden kaçmayıp ‘Adana dürüm tabii ki’ dedi, ikinci sıradaki yanıt ‘Şalgam’ oldu. Yaz ayında olmamıza rağmen ‘Karpuz’ demeyi bir kişi aklına getirdi. Bunun dışında Seyhan Nehri ile Adana Opera ve Bale binası yanıtları şaşırtmayı seven arkadaşlarımızdan geldi. Google’a sorduğumuzda ise manzaradan sonraki ilk görsel ‘Adana dürüm’ oldu.

'ET YEMEYEN HASTADIR' FİKRİ

Peki ‘etin’ ana unsur olduğu şehirde bir vejetaryen günlerini nasıl geçirir? 64 yaşındaki, Adanalı ve 20 yıllık vejetaryen Yaşar Gökoğlu’na göre bu hiç kolay değil. Nedeni ise şehrin etle yaşamaya alışkın doğal yapısı. Et yemeyenlerin hastalığı olduğu düşünülüyor ya da bu kişiler en azından ‘tavuk’ yemeye zorlanıyor. “Burada vejetaryen olmanın başka yerlerden daha zor olduğunu düşünüyorum. Vejetaryen lokantası olduğunu duymadım hiç mesela, olsa bilirdim. Etsiz yemek yapan lokanta azdır. Bir arkadaş gurubuyla birlikte yemek yerken görmek istemediğiniz manzaralara, duymak istemediğiniz kokulara tahammül etmek zorundasınızdır.”

20 YILLIK VEJETARYEN: YAŞAR BEY

Gökoğlu 1980-1990 yılları arası hariç hep Adana’da yaşamış. Üç yıldır emekli, boş zamanlarında ise okuyor, yürüyor, bisiklete biniyor, politika yapıyor, müzik dinliyor. Festival zamanlarını kaçırmazken, “Sinemaya da doyarım” diyor.

Uzun zamandır vejetaryen olma sürecinin getirilerinden biri anlaşılan o ki vegan olmaya da bir yaklaşmak. Gökoğlu bunun samimiyet ve hayatta savunduklarıyla ilgisi olduğunu söylüyor, şöyle anlatmaya başlıyor: “İnsanların diğer türler üzerindeki egemenliği çok açık, çok çirkin ve acıtıcı bir gerçek. Eşitliği ve özgürlüğü sadece insanlar için savunmak da çok tuhaf. Sırf biz yiyelim diye bin bir eziyet altında yaşatılmış, sonra da vahşi usullerle öldürülmüş hayvanların cesetlerini yiyerek, bir yandan da ‘Ne olacak bu dünyanın hali, ekolojik felaketi nasıl önleyeceğiz?’ diyemezdim. Şu sıralar ise veganlığın eşiğinde hissediyorum kendimi.”

'ÇOK ET YENİYOR, NEDEN BİLMİYORUM'

Adanalılar’ın çok et yediğini de anlatıyor Yaşar Bey. Nedenini o da bilmiyor. “Sabahları kahvaltı yapmak yerine ciğer kebap yiyenler vardır. Fazlası da var: Akşam olup, dükkanlar kapanınca kaldırımlara seyyar tezgahlar kurulur ve büyük tencerelerde kaynatılan, adına ‘Şırdan’ denen, hayvanların bir iç organından yapılan yiyecek satılır. Etrafa dayanması zor, ağır bir koku yayılır.”

ADETA KEBAPTAN TEZGAH

Kimse kimseyi vejetaryenlik ya da veganlığa zorlayamaz belki ama en kötü senaryo yolda yürümenin bile zorlaştığı bir şehirde yaşamak. “Sokakta rahat yürüyemezsiniz çünkü adım başı kebapçı dükkanı vardır ve döner, kebap tezgahları filan hep kaldırıma bakar. Kocaman döner tezgâhının yarım metre yakınından geçmek zorundasınızdır yani.” diyerek zorluklarını anlatıyor.

'HASTA MISIN PEKİ?'

Trajikomik anılar da var elbet. Örneğin Adana’da vejetaryen olduğunu insanlara söylediğinde inanmamalarının yanı sıra, 20 yıldır et tüketmeyen Gökoğlu’na ‘bir zavallıya bakar gibi bakanlar’ ve durumuna üzülenler ya da ne çeşit bir hastalığı olduğunu anlamaya çalışanlar da az sayıda değilmiş.

TABİİ Kİ MORAL ÜSTÜNLÜK

En büyük tartışma ise yakın çevreyle yaşanıyor. Yaşar Bey’e göre et yemeyi bırakmak bir nevi rahatından vazgeçmemek demek. “Arkadaş çevremle bu konuyu konuşuyorum. Belli etmeseler de bana hak verdiklerine eminim. Çoğunluğu şimdilik alışkanlıklarından vazgeçemiyorlar ve rahatlarını bozmak istemiyorlar. Ama moral üstünlük bende.” diyor.

PEKİ YA TAVUK?

Adana’da vejetaryenlik ne demek? Son kez Yaşar Bey anlatsın: Toplantı sonrası toplu yemeğe gidiyoruz mesela. Gelen garsona sırayla ne istediğimizi söylüyoruz. Vejetaryen olduğumu, et yemediğimi söylediğimde şu cevapla çok karşılaşıyorum: ‘Tamam, balık veya tavuk yaptırayım size!’ Balık ve tavuk hayvandan sayılmıyor yani.

Adana’da vejetaryen olmak demek başka şehirlere kıyasla yemek konusunda daha çok insanı ikna etmek anlamına geliyor. Bu durum klişe yanıtlardan kurtulmaktan da geçiyor.