Mahkemeye çıkarılan Adnan Oktar, 3 bin lira aylık gelir bildirmesi üzerine sorulan "300 bin liralık saati nasıl aldınız" sorusuna saatin başkasına ait olduğunu söyleyerek yanıt verdi. Oktar, "Müslüman zavallıdır, güçsüzdür, hurafelere inanır' inancını yıktım. Sosyeteye İslam'ın hakim olmasını sağlamak için uğraştım," dedi.

Adnan Oktar hakim karşısında: Kalbimde coşkun bir sevgi var kadınlara ilişkin

Adnan Oktar organize suç örgütüne yönelik, aralarında Adnan Oktar'ın da bulunduğu 76'sı tutuklu 238 sanığın yargılandığı dava, Oktar’ın ek iddianamedeki iddialara karşı savunmasının alınmasıyla sürdü.

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısındaki salonda yapılan duruşmaya, Oktar'ın da aralarında bulunduğu bazı tutuklu sanıklarla bir kısım tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları katıldı.

Duruşmada Oktar'ın önceki celselerde birleştirilen ek iddianame ile kapalı oturumlarda dinlenilen mağdur, müşteki ve tanıkların beyanlarına karşı savunması alındı.

"KIZIL ELMACIYIM"

Sağlık sorunları nedeniyle oturarak konuşmasına müsaade edilen Oktar, "Ben yerli, milli, milliyetçi Türk-İslam birliğini savunan, devletine, milletine bağlı bir insanım. Örgüt iddialarını şiddetle reddediyorum. 40 yıldır bu milletin gözü önündeyim. Sevgi dolu bir insanım. Kızıl elmacıyım. Daima devletimin emrindeyim." ifadelerini kullandı.

Mahkeme Başkanı Mehmet Galip Perk, sanık Oktar'a, ilk savunmasında aylık gelirini 3 bin lira olarak beyan ettiğini hatırlatarak, "Bu kadar geliriniz var. Yayınlarınızda bahsettiğiniz üzere, dosyada siyah, ince altından çizgileri olan takım elbise giydiğiniz, altın tesbihli videolarınız mevcut. Ayakkabılarınızın deri, kaliteli, pahalı markalardan olduğunu söylüyor, hatta ahtapottan ve yılan derisinden imal edilmiş bir ayakkabınızdan bahsediyorsunuz. Şatafatlı lüks yaşamı sevdiğiniz hususlarını, 20 yıldır Dragos denen villada kaldığınızı da söylüyorsunuz. Aylık 3 bin lira gelirle bu yaşamı nasıl karşılıyorsunuz?" sorusunu yöneltti.

Oktar da bunun üzerine A9 Tv kanalında yapılan yayınların şov olduğunu ve orada şakacı bir üslup takındığını anlatarak, şunları söyledi:

"Lükse ve şatafata meraklı değilim. O kıyafetler şov içindir. Bankada 5 kuruş param yok, evim yok, arabam ve mal varlığım yok. Ben o evde kalıyorum, evet pahalı ama kirası ne kadar bilmiyorum. Ben ödemiyorum, arkadaşım ödüyor, misafir olarak kalıyorum. Güvenlik tehlikesiyle değişik yerlerde de kalıyorum. Suikast tehlikesi var."

İslam'ı dünyaya yaymaya çalıştığını öne süren Oktar, “Müslüman gariban olmaz, güçlü, kuvvetli olur. Eğlencenin ve lüks yaşamın meraklısı olmadım. Benim o evde kendi odam var, oraya kapanıp kitap okurum." diye konuştu.

Evde bulunan 69 bin TL’lik prezervatif ve çok sayıda doğu kontrol hapı sorulan Oktar, “Kadın doğum hapı cilt bozuklukları ve adet düzensizlikleri için de kullanılıyor. Prezervatif o kadar miktarda sanmıyorum. Genç çocuk, kadın arkadaşları vardır. Kullanıyordur” dedi.

300 BİN LİRALIK SAATİ SORULDU

Mahkeme Heyeti Başkanı Perk'in, yayınlarda taktığı 300 bin lira değerindeki saati nasıl aldığını sorduğu Oktar, saatin bir arkadaşına ait olduğunu emaneten alıp yayınlarda taktığı yanıtını verdi.

Mahkeme başkanının sorusu üzerine saati veren arkadaşını hatırlamadığın savunan Oktar, "Ben saatten hiç hoşlanmam zaten. Çok rahatsız edici. İslam'ın şerefini yükseltmek için taktım. 'Müslüman zavallıdır, güçsüzdür, hurafelere inanır' inancını yıktım. Sosyeteye İslam'ın hakim olmasını sağlamak için uğraştım." iddiasında bulundu.

Sanık Oktar'a, televizyon programlarında Türk aile yapısını dejenere eden programlar yapıp, bunları sosyal medyada paylaştıktan sonra kendilerine hakaret eden kişilere yüklü tazminat davaları açıp, örgüt içindeki hukuk grubu aracılığıyla gelir elde ettikleri yönündeki iddialar da soruldu.

İslam'ın yok olmasını önlediği için İngiliz derin devletinin kendilerine saldırdığını öne süren Oktar, "Biz İslam'ın şehirli dini olduğunu göstermek için bu kadar çabaladık. Asrımızda insanlar çok bozuldu, azgınlar, saldırganlar, onları düzeltmek için davalar açılmıştır." şeklinde konuştu.

Oktar, Mahkeme Başkanının, "Akıl sağlığınız tespiti için mahkemeden bir talebiniz var mı?" sorusu üzerine "Gayet akıllıyım, aklım başımda." ifadelerini kullandı.

FETÖ ile bağı ve Fetullah Gülen'i A9 yayınlarında neden övdüğü sorulan Oktar, FETÖ elebaşının kendisini sevmediğini, kendisinin de onu sevmediğini iddia etti. Oktar, "Bu yayında ona karşı gizli bir aşağılamam var. Onun için ‘kahtanidir’ diyorum. Kahtani kan döker, zalimdir, deccal gibidir." dedi.

Oktar, 14 Şubat 2015 tarihli Gülen'e yazdığı iddia edilen mektubu da kabul etmeyerek, "İlk defa böyle bir şey duyuyorum. Yazı hiç benim üslubum değil. Birileri koymuştur." savunmasını yaptı.

Duruşmada 1 milyon 50 bin avro karşılığında mason olduğu iddiaları da sorulan Oktar, şunları söyledi:

"Masonluk belgesi aldım ama parayla değil. Bir grup şahıs İtalya'dan geldi, 'Sizi mason ilan ediyoruz.' dediler. Beni canlı yayında 33. derece mason ilan ettiler. İtiraz etmedim çünkü onlarla yakınlaşmak istedim, sayemde Müslüman oldular. Ben onlardan para almadım, onlar benden para almadı."

İsrail'in Filistinlilere zulmünü durdurmak için İsrail ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini savunan Oktar, "İsrail ile Türkiye'nin barışık olması, İsrail'in Türkiye'ye zarar vermemesi, radikallere ve terörizme karşı desteklerimizi ilettik. Mavi Marmara Gemisi olayı için tazminat ödemiyorlardı. Biz konuştuk, tazminatlar ödendi." iddiasında bulundu.

'MEHDİYİM' DEMEMİŞ

Başkan Perk, mağdurların Adnan Oktar’ın mehdi olduğunu düşündükleri için ne derse kabul ettiklerini beyan ettiklerini aktararak sanığa, "Yanınızdakilere mehdi olduğunuzu mu söylerdiniz?" sorusunu yöneltti. Oktar da soruya, "Ben Allah’ın aciz bir kuluyum. Kimseye 'Mehdiyim' demedim. Alimlerden, hocalardan bir çoğu benim mehdi olduğumu söylüyor ama bu bir iltifat. Ben Allah’ın aciz bir kuluyum. Mehdiyi hepimiz bekliyoruz. Müslüman alemi için bir umut kaynağıdır. Ben seyyidim. Peygamber soyundan geliyorum. Hz. Ali’nin neslinden geliyorum. Genetik olarak seyyidlerde benzerlik görülür. Efendim mehdinin alnı geniş olur, omuzları geniş olur, sırtında ben olur gibi." yanıtını verdi.

Oktar, "Siz seçilmiş kişi misiniz?" sorusu üzerine “Hayır, Allah’ın herhangi bir kuluyum. Hiçbir zaman mehdilik iddiam olmadı. Neşeli, dışa dönük, yerli ve milli bir vatandaşım." karşılığını verdi.

FETÖ'nün darbe girişiminin hemen ardından çevresindekilere telefonlarına reset attırdığı iddiaları sorulan Oktar, bu iddiayı reddederek, sabaha kadar televizyonda darbe karşıtı yayın yaptığını öne sürdü.

Örgütsel faaliyetlere başladığı ilk yılları anlatması istenilen Oktar, ilk zamanlar üniversitede okurken camilerde ve annesinin evinde toplanıldığını, buralarda tebliğ yaptığını, sonrasında çeşitli evlerde toplandıklarını, en son Kandilli'deki villaya geçtiğini söyledi.

Sanık Oktar, örgüt evlerinde ele geçirilen doğum kontrol haplarının cilt bozukluklarında ve adet düzensizliklerinde kullanılmış olabileceğini savundu.

Oktar, "fıtık rahatsızlığı nedeniyle, cinsel ilişkiye giremediği, bu nedenle kadınları elle taciz ettiği iddiaları"nın sorulması üzerine, "Yalan söylüyorlar. Cinsel gücüm çok yerinde. Olağanüstü bir güce sahibim. Cinsel ilişkiye engel bir halim yok. Ben sağlamım, hiçbir şeyim yok. Elhamdülillah koç gibiyim." diye konuştu.

EK İDDİANAME

Yargılama sürerken, aralarında örgüt elebaşı Adnan Oktar ile ana davadan tutuklu bazı sanıkların da bulunduğu 18 kişi hakkında ek iddianame düzenlenmiş, iddianame ana dava dosyasıyla birleşmişti.

Ek iddianamede, 18 sanığın "nitelikli cinsel saldırı", "örgüt üyeliği", "hürriyeti tahdit", "tehdit" ve örgüte yardım" suçlarından değişen miktarlarda hapis cezasına çarptırılması isteniyor.