Af Örgütü’nün ‘yüz yüze’ çalışanları greve başladı

MUSTAFA KÖMÜŞ
Fotoğraf: Göksu Güncü

Uluslararası Af Örgütü’nün ‘yüz yüze’ çalışanları çalışma koşullarının iyileştirilmesi, ücret adaletsizliğinin giderilmesi, taşeron uygulamasının kaldırılması ve güvenceli çalışma talebiyle iş bıraktı. Çalışanlar, “İnsan hakları alanında çalışan bir kurumun taşeron çalıştırmasına karşıyız” diye konuştu.

Sokaklarda insanlara Af Örgütü’nün çalışmalarını anlatan ve kampanyaların devamı için destek toplamaya çalışan 15 ‘yüz yüze’ projesi çalışanından 13’ü, örgütün kendilerini taşeron olarak çalıştırdığını ifade etti. Çalışanlar, 1961 yılından beri insan hakları için tüm dünyada kampanyalar yürüten Af Örgütü’nün, kendi çalışanlarının haklarını ihlal ettiğini belirtti.

‘Saha çalışanlarına ayrımcılık yapılıyor’
Hem fiziksel hem de psikolojik olarak yıpratıcı bir iş yapmalarına ve belki de en emekyoğun görevi sırtlanmalarına karşın emeklerinin karşılığını alamadığını söyleyen çalışanlar, “Buna ilaveten Af Örgütü çalışanları arasında ücret dengesinin söz konusu olmadığını, saha çalışanlarına yönelik ciddi bir haksızlık ve ayrımcılığın yaşandığını belirtmek durumundayız” dedi.

İstanbul Beşiktaş’ta bulunan Abbasağa Parkı’nda dün basın açıklaması yapan çalışanlar şunları da kaydetti: “Yüz yüze projesinde çalışanlar güvencesiz bir şekilde çalıştırılıyor. Yüz yüze çalışanları, sendikalı (Sosyal-İş) Af Örgütü çalışanlarının sahibi olduğu birçok temel haktan ve yol, eğitim ödeneği gibi birçok sosyal haktan yoksun bırakılarak bir insan kaynakları şirketinde çalışıyor gibi gösteriliyor. Çoğunluğu üniversite öğrencisi olan insan haklarına duyarlı bireyler olarak bu durumun işçi haklarına, dolayısıyla insan haklarına aykırı olduğunu düşünüyoruz. Çalışanlar arası ücret adaletsizliğinin bir an önce giderilmesi, iş şartlarının iyileştirilmesi ve güvenceli çalışma talebimizi sizlerle paylaşıyoruz. Talebimiz yerine getirilene kadar iş bırakarak greve gitme kararı almış bulunuyoruz.”

‘Taleplerimiz dikkate alınmadı’
Çalışanlardan Felat Erkozan, BirGün’e yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Ben geçen seneden beri yüz yüze projesinde çalışıyorum. Darbe girişiminden sonra saha çalışmaları iptal edildi ve biz ağustosun sonuna doğru ofiste çalışmaya çağrıldık. Sonrasında ofis çalışanlarının bizden daha fazla sosyal hakkının olduğunu fark ettik. Bir süre sonra Uluslararası Af Örgütü ile Sosyal-İş arasında toplu sözleşme görüşmesi yapıldı. Taşeron olarak çalıştığımız için bu görüşmelere katılamadığımız gibi, eğitim ve yol ödeneğinden de mahrum kaldık. Biz toplantılarda ve koordinatörlerle görüşmelerimizde taleplerimizi dile getirdik, ama dikkate alınmadı.”