AFAD’ın idari yapılanmasına ilişkin konuşan Yapı Yol Sen Örgütlenme Sekreteri Erbil Karakoç, kurum içinde liyakat olmadığını söyledi. Karakoç, “Atamaları kriter olarak il müdürlerini, birlik müdürlerini ve daire başkanlarını yandaş sendikanın referansıyla yapmayı ya da kurum dışından afet konusunda deneyimi olmayan atama şeklini bir kural olarak benimsediler” dedi.

AFAD gerçekleri: “Yandaş sendikaya üye olmadan yükselemezsiniz”

HABER MERKEZİ

Yapı Yol Sen Örgütlenme Sekreteri Erbil Karakoç, örgütlü oldukları Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nı (AFAD) ve deprem sürecinde yaşananları değerlendirdi.

AFAD’ın yapılanmasına ilişkin konuşan Karakoç, “Kurumsal ve liyakatli bir yapılanma için yıllarca mücadele ettik. Liyakatli ve fırsat eşitliğine dayanan bilimsel bir yapılanma için hem hukuksal mücadele yürüttük hem de gücümüzün yettiği yere kadar fiili mücadele verdik. Afet yönetiminin bir bütün olarak afet öncesi ve afet sonrası çalışmalar diye iki grupta örgütlenmesi gerektiğini savunduk. Önceliğimiz kamucu ve nitelikli hizmet üretme bütünlüğünü savunmak oldu. AFET işlerinin gönüllü derneklere havale edilemeyecek kadar hayati derecede önemli olduğunu savunduk” dedi.

“EMEKÇİLER İDARİ KADROLARA ATANMIYOR”

Yüzlerce öneri ve çözümlerini AFAD’a iletmek için randevu talep ettiklerini hatırlatan Karakoç, “Onlar yandaş sendikalarla fotoğraf çektirmeyi yeğlediler. Atamaları kriter olarak il müdürlerini, birlik müdürlerini ve daire başkanlarını yandaş sendikanın referansıyla yapmayı ya da kurum dışından afet konusunda deneyimi olmayan atama şeklini bir kural olarak benimsediler. Liyakati ve CV’si fazlasıyla yetmesine rağmen bir tek Yapı Yol sen üyesi ya da AFAD emekçisi idari kadrolara atanmamıştır” ifadelerini kullandı.

2021 yılında yazılı sınavdan başarılı olan arkadaşlarının sözlü sınavda puanlarının düşürüldüğünü belirten Karakoç, “Bunların bir kısmı Meclis’e ve basına yansıdı. Atamalarda AKP il teşkilatları devreye girdi. Bizler ve görevinde liyakatli olan AFAD emekçileri pasif görevlere ya da 112 gibi kurumlara görevlendirilerek kurum içinde tecrit edilmişlerdir. Geldiğimiz noktada yaşadığımız acı deneyim maalesef bizi haklı çıkarmıştır” dedi.

“HİÇ BİR STK’NİN ÖNÜNE GEÇMEDİK”

Son yaşanan büyük depreme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Karakoç şu ifadeleri kullandı:

“Büyük felakette tüm AFAD emekçileri sorumluluğunun bilinciyle hareket etmiştir. Üzerine düşeni sahada yapmışlardır. Elbette bizlerin de eksikliği vardır. Ancak bu eksiklikler sahada sorumluluk alan arkadaşlarımızdan değil, idari kadroların yetersizliği ve inisiyatif alamamasından kaynaklıdır. Medyada çıkan bir kısım haberler objektif olmaktan uzaktır. Bizler kamusal görevini yürütürken hiçbir medya organına yönelik çalışma yapmadığımız gibi bizimle yan yana çalışan bir çok STK’nin de önüne geçme gibi bir düşüncemiz asla olmadı. Ancak arama ve kurtarma teknikerlerini kuralına uygun yürütebilmek adına inisiyatifler aldık. Bu inisiyatifler emeği geçen bizimle tozun toprağın içinde çalışan hiçbir kurum ya da kişilere karşı değildir. Tam tersine alınması gereken yüksek riskleri görev sorumluluğumuzdan kaynaklı almış olmamızdan kaynaklıdır.”

Karakoç son olarak AFAD içinde afetle mücadelede yapılması gerenleri şöyle sıraladı:

* İlk öncelik olarak konusunda uzman akademisyen, bilim insanları ve afetin tarafı olan sendika meslek odaları ile ortaklaşa çalıştayların düzenlenmesi bütünlüklü bir afet müdahale programıyla birlikte gerçekten ihtiyaca cevap veren afet hizmetleri teşkilatının yeniden yapılandırılması hedeflenmelidir.

* Afet hizmetlerinde çıkarılacak yasa ile kurum ve kuruluşların bütünlüklü ortaklaşa çalışması sağlanmalıdır.

* AFAD personelinin tüm kadrolarının görevleri ve sorumlulukları net bir şekilde belirlenmeli yoruma dayalı yönetmenlikler ve yasalar iptal edilmelidir. Atama ve yükselmelerde sendikal referanslar vb değil, liyakat ve yeterlilik kriter olmalıdır. Afetler de arama ve kurtarma çalışmaları ile lojistik de ihtiyaç duyulacak araç gereç gıda ve benzeri alımlar şeffaf ve kamuoyuyla paylaşılarak yapılmalıdır.

* Afet sonrası zarar gören insan harici canlıların da hayatlarını idame ettire bilmeleri için önlemlerin alınması gerekmektedir.

* Gönüllüğe dayalı eğitimlerde yeterlilik kriteri olmalı ilk yardım eğitimi gibi sertifikalandırılmalı, bu sertifika her yıl sözlü ve yazılı sınavlarla yenilenmelidir.

* Toplumsal afet davranış bilincini geliştirmek için mahalle afet gönüllüleri merkezleri kurulmalı. Bu merkezler STK ve kişilerce tüzel kişiliğe kavuşturulmalı. Her üç yılda bir yönetimi seçimlerle yenilenmelidir.

* Bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Kamusal, nitelikli arama ve kurtarma hizmetleri indirgemeci bir anlayış ile yürütülemez. Teşkilât içinde nitelikli arama ve kurtarma hizmetleri yürütecek kadrolar ve deneyimli personeller fazlası ile vardır. Önemli olan bu kadroların gerçek bir liyakat sistemiyle göreve getirilmeleridir.