Google Play Store
App Store

Çanakkale’de yapılmak istenen kurşun-bakır-çinko madeni kapasite artışı ve kompleks maden projesinin İDK toplantısı gerçekleşti. Daha önce fay hattı üzerinde olduğu gerekçesiyle reddedilen projeye AFAD, fay hattının 300 metre uzağında tekrar başvurulunca onay verdi.

AFAD şirket için kendiyle çelişiyor: 300 metre arayla farklı karar
Evrensel

İlayda SORKU

Çanakkale’nin Yenice ilçesi Kalkım Beldesi yakınlarında CVK Madencilik tarafından planlanan kurşun-bakır-çinko madeni kapasite artışı ve kompleks maden projesine karşı halkın mücadelesi sürüyor. Projenin 3’üncü kez başlatılmış olan çevresel etki değerlendirme (ÇED) süreci kapsamında, yaşam savunucularının katılımıyla İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı gerçekleştirildi. 
2019 yılında ÇED başvurusu İDK toplantısında reddedilen kapasite artışı için, ÇED alanını küçültüp fay hattını 300 metre uzakta bırakan şirket yeniden başvuru yaptı. Geçmişte fay hattı üzerinde olduğu gerekçesiyle projeyi reddeden Çanakkale AFAD İl Müdürlüğü, bu kez fay hattına 300 metre uzaklığındaki projeye onay verdi. Maden sahasının ruhsat alanının içerisinde orman ve Aygria Antik Kenti de bulunuyor. Öte yandan işletme Gönen-Yenice Barajı koruma havzasında kalıyor.
Gerçekleştirilen İDK toplantısında, CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan, Türkiye Ormancılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Özer ve Kazdağları Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği’nden Aykut Alyanak projeye itirazlarını sundu. Öte yandan toplantıya, Bakanlık komisyon görevlileri, CVK temsilcileri ve ÇED raporunu hazırlayan MİTTO temsilcileri dışında komisyon üyesi diğer kamu kurumları temsilcileri katılmadı.

Kazdağları Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, sonucu henüz yayınlanmamış olan toplantıya ilişkin yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi: “Heyetimizin sorularına yanıt verilmemiş ve heyetin dışarı çıkmasından sonra toplantı devam etmiştir. Projeye daha önce depremsellik nedeniyle olumsuz görüş veren Çanakkale AFAD ve ilgili diğer Bakanların görüş değişikliğinin nedeni soru işareti olmaya devam edecektir. ÇED sürecinin sonlandırılarak projeye olumsuz görüş verilmesi konusunda Bakanlığın gerekli sorumluluğu almasını bekliyoruz. “

DEPREM BEKLENİYOR

Toplantıya katılan Alyanak, toplantıyı BirGün'e değerlendirdi. İlgili kurumların neredeyse hepsinin onay verdiğini aktaran Alyanak, “Çanakkale AFAD İl Müdürlüğü, 2019 yılında gerçekleşen İDK toplantısında projenin deprem fayı üzerinde olması gerekçesiyle reddetmişti. Karşımıza aynı proje geldi ve AFAD, siyasi baskı ile projeye onay verdi. AFAD’ın geçmişte, madenin hayata geçirileceği fay hattı üzerinde 7 büyüklüğünde deprem beklendiğine dair uyarısı var” diye konuştu.
Bölgede başka madenler de bulunduğuna dikkat çeken Alyanak, “Bölgede halihazırda 100 bin metreküp büyüklüğünde bir atık barajı var zaten. Bu proje ile birlikte aynı alana 250 bin metreküplük bir atık barajı daha yapmak istiyorlar. Eğer proje onaylanırsa bölgede çok ciddi büyüklükte zehirli atık havuzu olacak” ifadelerini kullandı.
Bölgede neredeyse her köyün başında bir maden çalışması olduğunu vurgulayan Alyanak, şunları söyledi: “Kazdağları ekosistemi büyük tehlike altında. Birkaç şirket zenginleşecek diye ülkenin doğal varlıkları talan ediliyor. Bölge halkı projeye tamamen karşı, madene karşı mücadele edecekler.”

CVK BÖLGEYİ KUŞATTI

Öte yandan yaşam savunucuları, İDK toplantısının gerçekleştiği gün aynı saatlerde bir başka proje için de bir aradaydı. CVK Madencilik tarafından Balıkesir’in İvrindi ilçesinde hayata geçirilmek istenen altın madeni projesi için ikinci kez bilirkişi keşfi yapıldı. 
Keşfe katılan TEMA Vakfı Kıdemli Savunuculuk Koordinatörü Onur Küçük, BirGün’e şunları aktardı: “Bu proje bizim için tamamıyla kabul edilemez durumda çünkü projede pek çok önemli eksiklikler var. 913 hektar büyüklüğünde bir ÇED alanına kurulacak olan projenin ÇED raporunda birçok hata, çelişki ve eksiklik olduğunu tespit ettik. Öncelikle mevzuata göre, raporda kümülatif etki değerlendirmesi yapılması gerekirken hiçbir şekilde kümülatif etki değerlendirmesi yapılmadığını görüyoruz. Raporda 7 farklı maden işletmesi daha olduğu ifade ediliyor, ancak bu işletmelerle alakalı unsurların hiçbirisinin değerlendirilmesi yapılmamış.”

YAŞAM KALMAYACAK

Ayrıca bölgede bulunan Çamköy köyünün, ÇED alanının içerisinde kaldığını vurgulayan Küçük, “Maden faaliyete başlandıktan sonraki yıllarda o bölgede yaşamın süremeyeceğini, biteceğini göreceğiz. Dolayısıyla raporun hazırlanmasında mevzuata aykırı hareket edildiği açıkça ifade edilmiştir. Bu değerlendirmemizi mahkeme heyeti ve bilirkişilerle detaylı bir şekilde paylaştık” dedi.
Bölgede ciddi bir orman varlığı olduğunun altını çizen Küçük, “ÇED raporunda ise değerlendirmeye esas orman varlığı  ‘0,1 hektar’ olarak belirtiliyor. Raporda yapılan bu teknik hata sebebiyle de çok kısıtlı bir alanda ağaç kesileceği ifade edilmiştir. Bu hata nedeniyle ormana ilişkin değerlendirme yapılmamıştır. Bu teknik yanlışlık sonuçta önemli bir hataya dönüşmüştür." diye konuştu.
Raporda ayrıca bölgedeki canlı çeşitliliği ile ilgili de eksik değerlendirme yapıldığını aktaran Küçük, şunları söyledi: “ÇED raporunu hazırlayan uzmanların sadece 3-4 gün saha çalışması yaptıklarını ve  tür çeşitliliğini eksik tesbit ettikleri görülmektedir. Bölgede 4 tane  endemik tür bulunmaktadır. Raporda, ‘Bu türler geniş yayılımlı endemik türler olup inşaat öncesi ya da sonrası türün korunması için herhangi bir önlem alınmasına gerek yoktur’ deniliyor. Doğa koruma yaklaşımından tamamıyla uzak bir anlayışla sürecin yürütüldüğünü üzülerek görüyoruz ve projenin  hayata geçmesi halinde  bölgede yaşayan canlı varlıkların korunamayacağını görüyoruz.’’

PROJE DEPREM BÖLGESİNDE

Bölgenin birinci derece deprem bölgesi olduğunu ifade eden Küçük, “Bölgedeki fay hattı ciddi bir risk barındırmaktadır. Fay hattına en yakın yer ise maden atık depolama tesisidir. Yaşanacak bir kaza halinde  tesiste depolanmış  olan maden atıkları çok ciddi bir doğal tahribata sebep olacaktır. ÇED raporu aslında gerçeği yansıtmamakta, hatalar barındırmakta ve birçok bölümünde çelişkiler içermektedir.Şirket bölgede çalışma yapmaya başlamış ve ciddi doğa tahribatını şimdiden yaratmıştır. Umuyoruz ki bu tahribatı ikinci bilirkişi keşfiyle durdurabiliriz” diye konuştu. 
Son olarak bölge halkının tepkisini aktaran Küçük, “Burada yaşayan vatandaşlarımız bu projeyi istemediklerini açıkça belirtiyorlar. Bölgede yaşayan kişilerin tarlalarına, meralarına tel örgüler çekilmiş durumda; kendi tarlalarına giremiyorlar. Bölgede bir dram yaşanıyor, yaşlı başlı insanlar, büyüklerimiz, kendilerini ifade edebilmek için alanda 45 dakika boyunca yürümek zorunda kaldılar. Yaşam alanlarını vermek istemiyorlar" şeklinde konuştu.