Sokakta satılan atıştırmalıklarından temizliğe uzanan süreçte Afgan kadınlar Kabil’de koronavirüs ile savaşıyor

Afgan kadınlar tabuları yıkıyor

Ruchi KUMAR

Oxfam International’ın raporuna göre de pandeminin Afgan kadınlar üzerinde orantısız bir etkisi var. Patriarkal normlar kadınların hareketlerini, sağlığa ve eğitime erişimlerini, kaynakları kontrollerini, hayatlarını etkileyen kararlarını ve şiddetsiz bir ortamda yaşama haklarını kısıtlıyor. Covid-19, Afgan kadınların karşılaştığı eşitsizlikleri derinleştirmede bundan farklı değil.
Rapor, “Kadınların pandemi dolayısıyla para kazanmadaki azalan imkânları onların ekonomik ve sosyal özgürlüğünü kısıtlıyor. İstihdam imkanlarının azalması çok endişe verici. Bunun nedenlerinden biri de kadınların genel olarak çalışmasının ancak eve ek bir gelir getirmesiyle kabul ediliyor” şeklinde devam ediyor.

Ekonomik krizin de etkisiyle koronavirüsten önce mobil araçlarla şehrin etrafında dolanıp işgücüne katılan Afgan kadınlar tabuları yıkıyordu. Kadınları motosikletle görmek nadir görülen bir durum olduğu gibi, Kabil’in yemek arabalarıyla dolu sokaklarında da kadın satıcılar olması alışıldık bir durum değildi.

TABULARI YIKAN AFGAN KADINLAR

Koronavirüs Afganistan’ı vurduğunda, Freshta aylar boyunca verdiği uğraşlar sonucu ailesine ekonomik olarak yardımcı olmak -ve aynı zamanda tabuları yıkmak- adına bayilikler kurmaya çalışıyordu. Mühendislik öğrencisi olan kadın, kasım ayında bu bayiliklerin kadın sürücülerinden biriydi. Kabil’de dolaşarak çoğunlukla erkek olan müşteri kitlesine hamburger ve pirinç satıyordu. Freshta, “Başlarda kadınları motosiklet sürerken ve yemek satarken gören erkekler şok oluyordu, ama birkaç ay sonra alıştılar” diyor.

26 Mart’ta şehir karantinaya alınınca Freshta’nın 19, günde 300 Afgan Afganisi (25 TL) ve kardan yüzdelik aldığı işi son buldu. 6 kişilik ailesinin geçimini sağlayan kişi olmasının yanı sıra, Afganistan’ın en pahalı şehirlerinden birinde eğitimini de kendisi ödeyen Freshta, “Ailemin ekonomik durumu çok iyi değil ve hiçbir iş utanılacak bir iş değil” diyor.

Neyse ki, Ebtakar adlı yerel sivil toplum örgütü, Freshta’ya ve 100 diğer kadına kendi mobil yemek araçları bayiliklerini almasında yardım ettiği gibi onlara bir plan da sundu: Araçları dezenfektan ünitelerine çevirip insanların pandemi esnasında korunaklı kalmalarına yardım etmek.

Freshta, nisan ayından beri kendi mobil aracını şehrin yoksul kesimlerine sürüyor; arabaları, toplu alanları, marketleri dezenfekte edip insanlara ücretsiz maske, eldiven ve temizlik ürünleri dağıtıyor.

Freshta, “Karantina nedeniyle bizim yemek araçlarımız da dahil olmak üzere şehrin neredeyse tüm iş yerleri kapatıldı. Biz motosikletlerimizi şehri dezenfekte etmek ve insanları, arabalarını ve toplumun tümünü korumak için kullanıyoruz” diyor.
Bu işin kendisi için hem ekonomik olarak bir rahatlama hem de bir davranış değişikli olduğunu belirten Freshta sözlerini şöyle sonlandırıyor:

Kadınların dışarıda çalışmasının hoş görüşmediği doğru. Ben mobil yemek işine başladığımdan beri birçok insan bizi taciz etti, rahat vermedi, fakat sonunda birçok kişi bizim burada çalıştığımızı kabul etmek zorunda kaldı.
İnsanlar kadınların sokakta çalıştığını görünce şok olurdu, şimdi ise bizi selamlıyor.”

KADINLARIN İŞGÜCÜNE KATILIMI İÇİN ADIMLAR

Ebtakar’ın kurucusu olan Farhad Wajdi “Kadınların işgücüne katılımını sağlayarak verilmek zorunda olan ücretsiz halk sağlığı hizmetini bu şekilde vermeye karar verdik” diyor. Kadınlar günlük olarak 500 Afgan Afganisi (50 TL) alıyor ve koruyucu ekipman giyerek çalışıyor. Sivil toplum kuruluşu Birleşmiş Milletlerden ve Afgan hükümetinden fon alarak bunun gerçekleştirilmesine katkıda bulunuyor” diyor.

Afganistan’ın virüsün yayılımını engellemekte zorlanan ülkelerden biri olduğunu belirten Wajdi, “Haziran başından beri 16 binden fazla vaka kaydedildi. Birleşmiş Milletler‘in çekincelerinden biri de ülkedeki tıbbi tesislerin ve kaynakların yetersizliğinin bu krizi daha da tetiklemesi” ifadelerini kullanıyor.

“Afganistan’da kadınların çalışmasına bir utanç damgası vurulmuş durumda. Bu da onların eşit ekonomik fırsatlara ulaşmasını, özellikle sokak yemeği gibi sektörlerde yasaklıyor” diyen Wajdi, sözlerini şöyle sonlandırıyor:

“Biz, Afgan kadınların kariyerlerini veya geleneksel olarak erkek işi olarak görülen işleri seçerken kısıtlanmış hissetmemelerini istiyoruz”

*The Guardian'dan çeviren: Tuana Bıldırcın