Türkiye ile ABD arasında Kabil Havalimanı’nın Ankara tarafından işletilmesine dair görüşmeler sürerken Taliban Türkiye’yi tehdit etti, ‘işgalci’ sayarız dedi. Taliban’ın Kabil kapılarına kadar geldiği ülkede Türkiye ateş hattına girebilir. Afganistan Hazaraları Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Muhammet Gül, “Afganistan Kabil’den ve havalimanında ibaret değil. Taliban Kabil etrafını ele geçirdiği takdirde oradaki havalimanının kim tarafından korunursa korunsun anlamı kalmayacaktır” dedi.

Afganistan ateş çemberi

Özde Çelikbilek

NATO birliklerinin Afganistan’dan çekilmesiyle birlikte Taliban’ın hızlı ilerleyişi sürüyor. Ülkenin yüzde 85'inden fazlasını kontrol altına aldığını duyuran Taliban yaptığı son açıklamada, Türkiye’nin başkent Kabil'deki Hamid Karzai Uluslararası Havaalanı'nın güvenliğini üstlenme yönünde attığı adımları “menfur” olarak nitelendirdi. Taliban sözcülerinden Zabihullah Mücahid tarafından paylaşılan resmi açıklamada, “Türk yetkilileri, her iki ülke için de zararlı olması nedeniyle kararlarını geri almaya şiddetle çağırıyoruz” dedi ve askerlerin Afganistan’da kalmasını ‘işgal sayacaklarını’ ifade etti.


Konuyla ilgili sekiz maddelik bir bildiri yayınlayan Taliban, Ankara'nın Washington yönetimi ile Kabil havaalanının güvenliğinin sağlanması için Afganistan'da kalmasına dair anlaşmanın yanlış bir tutum olduğunu, Afganistan'ın egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve ulusal çıkarlarına aykırı olduğunu belirtti. “Hangi bahaneyle olursa olsun yabancı kuvvetlerin yurdumuzda kalmasını işgal olarak kabul ediyoruz ve işgalcilere 2001 yılında bin 5 yüz âlim tarafından verilen fetvaya göre muamele edilecektir” ifadelerinin kullanıldığı metinde, Türkiye’nin bu adımlardan vazgeçmesinin altı çizildi. Türkiye’ye tehditler savuran Taliban’ın açıklaması sonrası Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Afganistan’daki Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nın işletilmesi ve güvenliğinin sağlanmasına yönelik görüşmelerin olumlu yönde devam ettiğini belirterek, "Biz Afgan kardeşlerimizin menfaatini düşünüyoruz. Havalimanı kapanırsa tüm AB, NATO üyeleri oradaki diplomatik misyonlarını çekmek zorunda kalacak. Çünkü güvenlik, iletişim ve ulaşım olmadığı zaman orada kalamazlar. Öbür türlü olduğu zaman orası izole bir devlet haline dönüşecek. Bu da kabul edilemez" dedi.

Taliban'ın ülkede kontrol altına aldığı noktaların her geçen gün artmasına ilişkin soruya da Akar, "Tacikistan, Özbekistan sınır güvenliği dahil oradaki tüm gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Türkiye'ye yönelik olası göç dalgasına bakıyoruz. Tüm ihtimalleri çok yönlü değerlendiriyoruz. Çok şükür şu an bir sıkıntı yok" yanıtını verdi.

TÜRKİYE’NİN İSTEĞİ ABD’Yİ MUTLU ETTİ

Kabil Hamid Karzai Havaalanı’nın korunması konusunda 7-8 Temmuz’da gerçekleşen Akar ile ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin arasındaki görüşmeden sonra havaalanının güvenli bir şekilde işletilmesine ilişkin çalışmalar devam ediyor. Günlük basın toplantısında değerlendirmelerde bulunan ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, Kabil havaalanında halen Amerikan askerlerinin bulunduğunu ancak çekilme tamamlandıktan sonra oradaki askerlerinin durumunun değerlendirileceğini belirtti. Kirby, “Havaalanında güvenliğin nasıl olacağı konusunda Türklerle hala görüşme halindeyiz, bu çabaya öncülük etmeye istekli oldukları için onlara minnettarız.” diye konuştu. Öte yandan Dışişleri Bakanlığının günlük basın toplantısında da Türkiye’nin vereceği destek gündeme gelirken, ABD Dışişleri Sözcüsü Ned Price ise “Geri çekilme ve Afganistan’daki daha geniş güvenlik durumuna ilişkin, Türkiye’nin yapıcı rolünü ve ayrıca diplomatik sürece desteğini kesinlikle memnuniyetle karşılıyoruz” dedi.

RUSYA DİPLOMATLARI TAHLİYE ETTİ

Çatışmaların şiddetlendiği Afganistan’da Rusya, ülkenin kuzeyindeki diplomatlarını Özbekistan’a tahliye etti.

Konuya ilişkin açıklama yapan Özbekistan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yusuf Kabulcanov, “Şu anda Afganistan’ın Hayratan kentinde bulunan Rusya Federasyonu Mezar-ı Şerif Başkonsolosluğunda görevli diplomatlar güvenli şekilde Özbekistan’a tahliye edildi” dedi. Son dönemde Taliban’ın Özbekistan sınırı yakınındaki Afganistan’ın bazı bölgelerini ele geçirmesi üzerine iki ülke sınırındaki durum gerginleşti. Taliban saldırılarından kaçan 100’e yakın Afgan askeri Özbekistan topraklarına sığınmıştı.

***

afganistan-ates-cemberi-898850-1.
Muhammet Gül - Afgan Hazaralar Derneği Başkanı

Türkiye Afganistan’a ne pahasına gitmek istiyor?

ABD’nin 20 yıllık işgalin ardından çekildiği Afganistan’da Taliban’ın hızlı bir şekilde ilerlemesi, ülkede iç savaş ihtimalini de beraberinde getirdi. Çatışmaların şiddetlenmesiyle birlikte Birleşmiş Milletler (BM) yeni ve büyük bir göç dalgası konusunda uyarıyor. Taliban ilerledikçe ülkeden çıkmak isteyen on binlerce Afgan komşu ülkelere akın ederken ikinci durakları ise Türkiye. Avrupa ile geçiş noktasında bulunan Türkiye’ye son dönemde artan geçişlerle birlikte medyaya yansıyan “Binlerce Afgan Türkiye’ye girdi” haberleri ise şimdilik gerçeği yansıtmamakla birlikte, gelecek dönem Türkiye’yi ve Avrupa’yı bekleyen bir diğer kriz. Binlerce Afgan’ın Taliban tarafından öldürülmemek için göç etmek istediğini belirten Afgan Hazaralar Derneği Başkanı Muhammet Gül, Afganistan’daki son durumu ve göç tartışmalarını BirGün’e değerlendirdi.

Taliban’a karşı Yerel halk direnişi

Afganistan’da yaşanan son gelişmeleri iyi değerlendirmek için ülkeyi biraz daha yakından tanımak gerektiğinin altını çizen Gül, Afganistan hükümeti ve yabancı güçlerin Taliban’ı tamamen ortadan kaldırmak gibi bir niyetleri ve adımları olmadığını belirtti. Gül, “Taliban, El-Kaide, IŞİD gibi örgütlerin Ortadoğu ve Asya’daki varlıkları başta ABD olmak üzere diğer batılı güçlerin bölgeye müdahalesini kolaylaştıran unsurlar. Afganistan’da yaşanan çatışmalarda Taliban’a karşı hükümet güçleri değil, yerel halk örgütleri direniyor. Afganistan’ın güney bölgelerindeki kentlerde Taliban’a karşı bir halk direnişi söz konusu. Halk kendi inisiyatifiyle direnebildiği kadar direniyor. 20 yıl önce ABD işgale geldiğinde BM eliyle silahsızlandırma başlatıldı. Fakat Taliban silahlanmaya ve cephaneliğini büyütmeye devam etti. Bu nedenle yerel halk örgütleri, Taliban karşısında savunmasız. Afganistan’da yaşayan halkın 20 yıl öncesinden gelen acı travmaları var. Binlerce kadın, çocuk, sivilin Taliban eliyle katledildiği korkunç bir dönem. Son 2 aydır bu geçmiş travmalar yeniden aynı dönemin geleceği korkusunu yaşatıyor. Öte yandan kamusal hayata dair de büyük korkular var. Örneği Taliban son olarak ele geçirdiği bölgelerde 15 yaş ve 45 yaş arasındaki kadınların isim listelerini istedi. Bu isim listleleri Taliban üyeleri ile ‘cihad-ı evlilik’ için kullanılacağı belirtildi. Kız çocukları ve kadınlar evlenmezlerse öldürülmemek, bedenlerine sahip çıkmak için kaçmaya başlıyor” dedi.

Yarattıkları silahlar onlara çevrildi

Batı’nın ‘demokrasi’ ve ‘insan hakları’ şiarıyla Afganistan’a geldiklerini ve geride bıraktıkları ülkeye dönüp bakmalarını belirten Gül, kendi menfaatleri için destekledikleri örgütlerin namlusunun onlara döneceğini beklemediklerini ifade etti. Gül, “Demokratik Halk Partisi’nin perçem kanadından Babrak Karmel Sovyetlerin de desteğiyle ülke yönetiminin getirildikten sonraki rejim karşıtı direniş de çeşitli İslamcı gruplara ABD’nin verdiği desteği hatırlamak gerekiyor. Fakat batılı güçler müttefik sayıp kullandıkları ve destekledikleri bu örgütlerin namlusunun onlara döneceğini hesap etmemişlerdi. Taliban’ın sadece kendileri için faaliyet göstereceklerini düşündüler ama öyle olmadı. Şimdiye geldiğimizde ise Taliban’ın içinde farklı Rusya, İran ve ABD yanlısı olan gruplar var. Sesleri çok yüksek çıkmıyor olsa bile gelecek dönem kendi aralarında yaşayacakları olumsuzluklar, şiddetli iç savaş ihtimalini büyütecektir” ifadelerini kullandı.

Ülkemiz ne için Savaşa gidiyor?

Türkiye’nin Hamid Karzai Havalimanı’nın güvenliği ve işletmesi için Washington ile görüşmeleri sürerken Taliban, Kabil’in kapılarına kadar yaklaştı. Afganistan’ın Kabil’den ve havalimanında ibaret olmadığını ifade eden Gül, “Eğer Taliban Kabil etrafındaki il ve ilçeleri ele geçirdiği takdirde artık oradaki havalimanının kim tarafından korunursa korunsun bir anlamı kalmayacaktır. Batılı güçlerin çekildiği Afganistan’da Türkiye, havalimanının güvenliğini ve işletmesini üstlendikten sonra Taliban ve IŞİD gibi örgütlerin hedef tahtası haline gelebilir. Bu örgütlerin uluslararası bağlantıları ve geçmişte yaptıkları şiddet eylemleri ortadadır. Ben Afganistan kökenli bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak belirtmek istiyorum. Bu örgütler zamanla ülkemizi (Türkiye) rahatsız edebilir. Bizler Afganistan’da bir şey yapacaksak ne pahasına yapacağız, ne vereceğiz, ne alacağız bunların hepsini oturup düşünmemiz gerekiyor”

Herkes elini Vicdanına koymalı

Bir süre önceye kadar Afganistan’da yaşayanlara “Can tehlikeniz yoksa ülkenizi terk etmeyin” dediğini belirten Gül, bugün böyle bir durumu söyleyecek uygun koşulların olmadığını belirtti. Herkesin insan hakları için özellikle batılı ülkeler ve uluslararası kurumlara çağrı yapan Gül, gerçekleşmesi muhtemel olan büyük göç dalgası için sorumluluk almaya çağırdı. Taliban’ın Afganistan’ı 500 yıl önceye götürebileceğini belirten Gül, “İnsanlara gelmeyin demek ne vicdana sığar ne de insanlığa. Göçmenlere karşı önyargılı davranırken bir kez daha oturup düşünmeliyiz. Evlerinden edilmiş milyonlarca insan, binlerce ölü ve sakat, tecavüze uğramış kadınlar… Onları düşünmeliyiz” şeklinde konuştu.

Türkiye’de çıkan her gün binlerce göçmen geliyor haberlerinin doğruluk payı olmadığını belirten Gül, bu sayının çok daha düşük olduğunu bildiğini, fakat bu konuda kesin bir şey söyleyemeyeceğini dedi ve ekledi: “Fakat on binlerce Afgan göçmen önümüzdeki dönem yeni bir yaşam umudu ve hayatta kalmak için Avrupa’ya doğru geçerken Türkiye’ye gelebilir.”