ABD’nin Afganistan stratejisindeki değişikliğin işareti olan anlaşma hiç şüphesiz, Taliban’ın başarısı. Söz konusu bu cihatçı grup, terör grubu olmaktan çıkarak ABD’nin masaya oturup pazarlık yaptığı bir gruba dönüştü

Afganistan’da sona doğru: Anlaşma Taliban’ın başarısı

DİDEM MERCAN

ABD, Eylül 2001’deki İkiz Kule saldırılarının ardından Afganistan’ı işgal ederek iktidardan uzaklaştırdığı Taliban ile anlaşmaya vardı. Katar’ın başkenti Doha’da yürütülen müzakereler sonucunda ilan edilen yedi günlük geçici ateşkes 22 Şubat’ta başladı. ‘Barış’ anlaşmasının bu ay sonunda imzalaması bekleniyor. 19 yıldır süren işgal ve çatışmaların ardından gelen ateşkes kararını bölgedeki gelişmeleri yakından takip eden Pakistan merkezli Araştırma ve Güvenlik Çalışmaları Merkezi’nin (Center for Research and Security Studies) kurucusu İmtiaz Gül, anlaşmanın bölgedeki dengeleri nasıl değiştireceğini ve bölgede yaşananları değerlendirdi.

Gül’e göre ‘barış’ görüşmeleri ABD’nin Afganistan stratejindeki değişikliğin işareti. ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi taahhüdü konusunda değişikler olacağını ifade eden Gül, ABD Başkanı Donald Trump’ın bu barışın bir sonucu olarak birliklerini geri çekme taahhüdü verdiğini kaydetti. Tüm askerlerin çekilmeyeceğini, ABD’nin bu ülkede bir kısım askeri birlikle kalmaya devam edeceğini belirten Gül, “4 binden fazla askeri birlik ABD’ye geri gönderilecek. Trump başkan olduğu ve ikinci kez seçimleri kazandığı sürece stratejinin büyük ölçüde bu şekilde olacağını varsayabiliriz” dedi.

ÜÇ ASKERİ ÜS İÇİN ANLAŞTILAR

Bu durumun 2001 yılında başlayan uzun yıllardır süren karmaşanın kısmen de olsa sona ermesi demek olduğunu kaydeden Gül, Taliban’ın Amerika ile üç askeri üs için anlaştığını, anlaşmanın temel olarak geçici hükümete liderlik edecek ve diyalog için zemin oluşturacağını ifade ederek, sürecin sonunda büyük olasılıkla seçime gidileceğini kaydetti.

Pakistan ve Afganistan’daki radikal grupları iki şekilde değerlendiren Gül, Afganistan’daki Taliban organik olarak ortaya çıkan bir hareket olduğunu iddia ederek dinciliğinden daha çok milliyetçi olduğunu belirtti. Pakistan’daki grupların da iki farklı kategoride ele alınabileceğini ifade eden Gül, bazı grupların ideolojik olarak ilham ve motivasyonlarını Taliban’dan aldıklarını sadece Keşmir odaklı olduklarını ve Taliban’ı destekleyen Pakistan’la ilgilerinin olmadığını ileri sürdü.

Bu grupların dışındakilerin Pakistan’da karmaşa çıkarmak için kullanılan gruplar olduğunu sanılanın aksine çok güçlü olmadıklarını tam tersine daha öncede örnekleri görülen şekilde kolayca sindirilebilen gruplar olduklarını söyledi.
Geçmişte Filsitin’in efsanevi lideri Yaser Arafat’ın da “terörist” olarak görüldüğünü hatırlatan Gül, barış anlaşmasını Taliban’ın başarısı olarak değerlendirdi ve ekledi: “Taliban terör listesindeydi. Bugünkü duruma baktığımızda Taliban terör grubu olmaktan çıktı ve ABD’nin masaya oturup pazarlık yaptığı bir grup oldu. Bu kesinlikle hiç şüphesiz Taliban’ın başarısıdır.”

afganistan-da-sona-dogru-anlasma-taliban-in-basarisi-692941-1.

KEŞMİR’DEN SAVAŞ ÇIKMAZ

1947’den beri Pakistan ile Hindistan arasında gerilime neden olan Keşmir konusunu da değerlendiren Gül, Pakistan ve Hindistan arasında bir savaş ya da Keşmir konusunda oluşabilecek herhangi bir karışıklık ön görmediğinin altını çizdi ve sözlerine şu şekilde devam etti: “Başkan Trump’ın, Narendra Modi ve Ram Nath ile oldukça iyi ilişkileri var. Pakistan ordusu bu konuda farklı bir bakış açısında sahip değil. Dolayısıyla Keşmir konusunda iki ülke arasında bir savaş beklemiyorum.”

PAKİSTAN, ÇİN'LE KOPMAZ

Küresel hegemonya mücadelesine de değinen Gül, dünyanın iki jeopolitik blok etrafında ayrıştığını vurguladı. Bir tarafta Amerika’nın önderliğinde AB, Hindistan, Japonya ve Afganistan’ın olduğunu diğer tarafta ise Çin, Rusya, Pakistan, İran ve Türkiye’nin olduğunu söyleyen Gül, “Amerika’nın Çin’le olan fikir ayrılılarını biliyoruz. Dolayısı ile Çin ile Pakistan yakınlaşması Amerika’yı mutlu etmiyor. Ama bu Pakistan ve Çin’i durdurmuyor, onlar işbirliklerine devam ediyor. Dolayısı ile dengeler burada biraz daha farklı. Bu bloğun varlığını bölgede devam edeceğini düşünüyorum. Afganistan’da ne olursa olsun Pakistan, Çin’le birlikte yol almaya devam edecek ama bir yanda da Afganistan’daki barışı destekleyecektir. Ama bu gelecekte ne gibi bir tablo ortaya çıkaracak henüz bilmiyoruz” dedi.