Afganistan’da yaşananlar, emperyalist barbarlık, dinci gericilik ve feodal derebeylikler arasında sıkışan bir kadim ülkenin hazin öyküsüdür. Neresinden tutsanız elinizde kalan, küresel güç merkezleriyle yerel işbirlikçilerin el birliğiyle çökerttiği Güney Asya’nın bu mazlum ülkesinde pazar günü itibariyle yeni bir sayfa açıldı.

ABD emperyalizminin soğuk savaş stratejisi Yeşil Kuşak projesinin yetiştirmesi “Mücahitler”in günümüzdeki “Talebeler”i 20 yıl sonra Kabil’e döndü. Bu basit bir dönüş değil, harap edilen bir ülkenin bitmeyen acı döngüsüdür de. Her şeyin başa sardığı, köktendincilerin yeniden ülke kontrolünü ele geçirdiği ortaçağ karanlığına açılan bir başlangıç.

BARBARLARI BEKLERKEN

“Yerli İslamcılar”ın “İnancıyla ters yanımız yok” dediği radikal İslamcı Taliban’ın kısa sürede Kabil’i ve tüm Afganistan’ı ele geçirmesi sadece bu ülkede değil tüm Güney Asya ve Orta Asya taşları yerinden oynatacak.

Alman Der Spiegel, Taliban’ın Kabil’e girmesi üzerine “barbarları beklerken” başlığını attı. Batı emperyalizminin bu yıkımdaki büyük payını görmezden gelerek. “Ilımlı”sından “radikal”ine siyasal İslamcılığın her tonunu kendi çıkarları için kullanan ABD liderliğindeki Batı emperyalizmi şimdi müessisi olduğu “şeytan”la baş etmek zorunda.

Köktendinci Talebelerin kadının adının, fotoğrafının geçtiği herhangi bir şeye tahammülleri dahi yok. Kabil’e girer girmez sokaklarda, caddelerde, meydanlarda “kadın temizliği” başladı. Kadınları ikinci sınıf olarak gören, yaşam alanı tanımayan “barbarlar”, kadınların burka giymesini, recmini, şeriat istemlerini tekrarlamaları ülkeyi nasıl bir karanlığın beklediğinin göstergesi.

RUSYA-ÇİN’İN ORTASINDA PİMİ ÇEKİLMİŞ BOMBA

ABD emperyalizminin çekilerek ülkeyi Taliban’a bırakması nedensiz değil? Evet, açık bir başarısızlık söz konusu ancak, bunu da “başarı”ya tahvil edecek bir stratejiyi hayata geçirdikleri de ortada. Nedir o peki? Taliban ihalesi “düşman” hasımlar Rusya ve Çin’e havale edildi. Böylece fitili çekilmiş Afganistan bombası Rusya ve Çin’in ortasına bırakıldı.

İran, Pakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan ve Çin ile komşu, Orta/Güney Asya’nın merkezindeki bir ülke olan Afganistan’ın jeo politik önemi büyük. Avrasya’da sergilenen “büyük oyun”un sahnesi olması da bundan.

Şimdi Afganistan Amerika’nın olduğu kadar Moskova ve Pekin’in de meselesine dönüşmüş oldu. Artık onlar uğraşsın dursun. Amerika’nın küresel hasımlarının her ikisi de radikal İslamcı köktendinciliğin hedefinde. Sınır komşusu Çin, büyük bir Uygur meselesiyle meşgul, Rusya ise Orta Asya’dan Kafkasya’ya uzanan coğrafyada “cihadizm”den endişe ediyor.

Uluslararası siyasetini, “ticaretimi yapar gerisine karışmam” stratejisi üzerine bina eden Çin, artık küresel denkleme askeri olarak da dahil olmak zorunda kalacak. Bu da “uyuyan dev”i yuvasından çıkaracaktır. “Güncellenmiş Amerikan stratejisi”ni devreye sokan ABD'nin istediği tam da bu.

YENİ OSMANLICI HAYALLER BOŞA DÜŞTÜ

Taliban şimdiden birçok ülkeyle doğrudan temas kurmaya başladı. Köktendinciler uluslararası sisteme entegre olmak için bazı ödünler vermeye hazır olduklarını gösterdi. Tipik bir siyasal İslamcı kurnazlığı.

Saray rejimi, istekli girişimlerine rağmen Taliban’dan istediği karşılığı almış değil. Nisandaki İstanbul buluşmasını kabul etmeyen Taliban, bu ayın başında Doha’da gerçekleştirilen toplantıya da Ankara’yı çağırtmadı.

Erdoğan'ın "Türkiye’nin inancıyla alakalı ters bir yanı yok" dediği Taliban'ın Kabil'e girmesi yeni Osmanlıcı hayalleri suya düşürdü. Uzun süredir hem ABD emperyalizmi hem de Taliban ile Kabil havalimanı pazarlıkları sürüyordu. Artık yeni bir denklem söz konusu. Taliban’a rağmen Afganistan’da adım atmak artık mümkün değil.

Taliban, kendisinden olmayana yaşam hakkı tanımayan kadın düşmanı, modern yaşamın gereklerine karşı çıkan gerici bir örgüt. Boko Haram’ından Ebu Sayyaf’ına, Nahda’sından İhvanı’na hepsi aynı. “Ilımlısı”, “radikali” dava sahibi bütün siyasal İslamcılar birbirilerinin tıpkı basımı.

ABD imparatorluğunun yirmi yıllık misyonu çökse de asıl çökertilen Afganistan’ın kendisi. Pılını pırtını toplayan Amerikan emperyalizmi arkasına bakmadan çekilirken geride büyük bir trajedi bıraktı.

Emperyalizmin ve dinci gericiliğin kıskacındaki bütün coğrafyalarda, Ortadoğu’dan Güney Asya’ya her yerde yaşananlar benzer. Halkların emperyalizme, zorbalığa ve her türden gericiliğe karşı birlikte mücadele etmekten başka çıkar yolu yok.