Afganistan yeni krizlere gebe

POLİTİKA SERVİSİ

Afganistan’da ABD’nin çekilme kararının yankıları sürerken ülkede gerilim yüksek. Washington’dan kalan ‘güvenlik boşluğu’na Ankara talip oldu. Ülkede hızla güç kazanan Taliban, hiçbir yabancı askeri yerleşimi istemiyor. Taliban sözcüsü Suheyl Shaheen eylülden sonra ülkede kalacak yabancı askerlerin işgal gücü olarak görüleceğini açıkladı. ABD askerlerini Katar’a çekerken Afganistan, Çin ve Rusya’nın odağına girdi.

ABD Başkanı Joe Biden’in, 11 Eylül saldırılarının 20. yılında askeri birliklerini ülkeden çıkarma kararı sonrasında, ülkede iç ve dış tüm siyasi aktörler harekete geçti. 20 yıl önce ABD işgaliyle birlikte siyasi istikrarını tamamen kaybeden ülkede, herhangi bir sorun çözüme kavuşabilmiş değil. Beyaz Saray ile yakın ilişkideki Afgan hükümeti, ülkenin ciddi bir kısmını cihatçı Taliban örgütüyle paylaşıyor.

ABD’nin çekilmesi sonrası duruma ilişkin ilk olarak Başbakan Eşref Gani, Taliban’a silahsızlanma çağrısı yaptı. Gani, gündemdeki Kabil Havalimanı’nın güvenliği için ise Ankara dahil birçok ülkeyle temasta olduklarını açıkladı. Başbakan, haziranda Biden ile Beyaz Saray’da çekilmenin detaylarını görüşmüştü.

‘YABANCI’ İSTEMİYOR

Taliban ise son yaptığı açıklamada, “bütün dış güçlere çekilme çağrısı” yaptı. Taliban sözcüsü Suheyl Shaheen, “Tüm yabancı güçler, üstleniciler, danışmanlar, eğitmenler, ülkeden çekilmeli çünkü bir ihlal olan işgalin parçasıydılar” dedi. Taliban'ın son dönemde artan şiddetten sorumlu olmadığını iddia eden Sözcü, birçok bölgenin Afgan hükümeti askerlerinin savaşmayı reddetmesinin ardından, görüşmeler yoluyla ellerine geçtiğini öne sürdü.
Afgan hükümeti ile Taliban arasındaki çatışmalar ise sürüyor. Çekilme kararına paralel olarak saldırılarını arttıran Taliban, ülkede 30’dan fazla şehri kontrolüne almış durumda. Üstelik Kuzeye doğru ilerlemesini sürdüren örgüte karşı ciddi bir “askeri direniş” yok. Önceki gün yüzlerce Afgan askerinin Tacikistan’a kaçtığının bildirilmesi dikkat çekti. Daha önce de Taliban ile savaşmak istemeyen Afgan askerler, daha önce de Tacikistan’a sığınmıştı.
Washington’ın Afganistan’dan çekilme kararının ardından Pekin ile Moskova da gözünü bu ülkeye dikti. Afganistan ve Rusya arasında Sovyetler Birliği döneminden kalma bir gerilim sürse de ilişkiler devam ediyor. Bunun yanında, Çin’in Afganistan ile ilişkilerini geliştirmesi ve yatırım sözleri, ülkede ABD’den sonra bir başka küresel gücün etkin olması ihtimalini yarattı. Moskova’nın istemediği bu senaryo ekseninde, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, geçen aylarda barış görüşmelerine ev sahipliği yapma teklifinde bulunmuştu.

ABD KATAR’A ÇEKİLİYOR

Amerikan ordusunun resmi yayın organı Stars and Stripes’tan yapılan açıklamaya göre, Pentagon, ana Sayliyah-Main, güneydeki Al Sayliyah askeri kampları ile ikmal noktası Falcon’daki askerleri ve ekipmanları geçen ay Ürdün’e taşıdı. 2002 ile 2011 yılları arasında 200 bin askeri barındıran Sayliyah-Main kampında; tanklar, zırhlı personel taşıyıcıları ve çeşitli ekipmanların bulunduğu 27 depo bulunuyordu. Pentagon, üç üsten gelen mühimmatın ve destek görevinin artık Ürdün’deki Bölge Destek Grubu’nun bir parçası olduğunu söyledi. Dış politika uzmanı Kamran Bokhari ise üslerin Ürdün’e taşınma hamlesinin İran’la olası bir anlaşmazlıkta ABD’nin lehine olabileceğini ifade etti.

GÜNDEM, NÜKLEER ANLAŞMA

Biden yönetimi, İran’ın nükleer silah geliştirmeyeceğine dair bir anlaşma yapma isteğinin sinyallerini veriyor. Üslerin Ürdün’e taşınması, İran destekli milislerin Körfez bölgesine füze saldırısı düzenlemesi riskini azaltarak, Tahran ile olası bir anlaşmazlıkta ABD’ye fayda sağlayabilir. Dış politika uzmanı Bokhari’ye göre, ABD askerlerinin de konuşlu olduğu Irak’taki Ayn el-Esed hava üssüne geçen yıl düzenlenen saldırı gibi ABD kuvvetlerine yönelik bir füze saldırısı tehdidi, Tahran’ın müzakere stratejisinde önemli bir araç. Nükleer anlaşmaya dönmek için Viyana’da İranlılarla müzakere eden Joe Biden’ın Tahran’ı bu stratejiden mahrum etmek istediği söyleniyor.

ABD, Afganistan’daki birliklerini geri çekme ve Katar’daki üstlerini kapatma kararıyla, askeri odağını Orta Doğu’dan kaydırarak Çin gibi diğer güçlü rakiplerine yöneliyor.