İzmir Büyükşehir Belediyesi Akdeniz Akademisi’nin İzmir kentine Akdeniz perspektifiyle bakma amacı taşıyan faaliyetlerinden biri olan “Akdeniz Kent Portreleri” projesinin ilk etkinliği bir sergi olarak tasarlandı

Ah Kardeşim!  Selanik-İzmir (1880-1912)

Dr. Dilek Akyalçın Kaya*

Selanik’te çıkan Journal de Salonique gazetesi 7 Mart 1901 tarihli sayısında yayımladığı bir yazı dizisinde Selanik’in Asya’daki kızkardeşi İzmir gibi “sakince bir tepenin eteğine uzandığını ve yavaşça denize doğru indiğini” yazar. Bu alıntı; iki kentin coğrafi olarak birbirlerine benzemelerinin yüz yıldan uzun bir süre önce bile gözden kaçmadığını, üstelik bu benzerliğin kardeşlik ilişkisi ile betimlenebilecek boyutta olduğunu ortaya koyması açısından önem taşıyor. İki kentin çarpıcı benzerliği günümüzde de pek çok İzmirli ve Selanikli tarafından dile getiriliyor. Yine aynı gazetenin 8 Nisan 1909 tarihli sayısında ise bu sefer Selanik’teki Pathé sinemasının “Selanik ve İzmir” adlı gösteriminin reklamı çıkıyor karşımıza…

İzmir, Selanik, Beyrut, İskenderiye gibi Doğu Akdeniz liman kentlerinin XIX. yüzyılda yaşadığı iktisadi ve toplumsal dönüşümleri son otuz yılda hazırlanan ayrıntılı monografiler sayesinde öğrendik. Hatta sınırlı da olsa bu kentleri karşılaştırmalı olarak ele alan çalışmalar yapılmaya başlandı. Ancak araştırmalarda liman kentlerinin birbirleriyle olan ilişkileri ya hiç yer bulmaz ya da en iyi ihtimalle örtük olarak yer alır. “Ah Kardeşim! Selanik-İzmir” sergisi iki kent arasındaki hareketliliğe odaklanarak İzmir ve Selanik’in tarihlerinin birbirlerinden bağımsız hikayeleri olmadığını, birbirleriyle etkileşim içinde birbirlerinden haberler alarak birlikte nasıl bir gelişim gösterdiklerini inceliyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi Akdeniz Akademisi’nin İzmir kentine Akdeniz perspektifiyle bakma amacı taşıyan faaliyetlerinden biri olan “Akdeniz Kent Portreleri” projesinin ilk etkinliği bir sergi olarak tasarlandı. İzmir’i diğer Akdeniz kentleriyle birlikte ele alarak iktisadi, toplumsal, tarihi ve kültürel ilişkilerini ortaya koymayı tasarlayan proje çerçevesinde İzmir ile Selanik kentlerinin ele alındığı bir sergi hazırlandı. Üç bölümden oluşan sergi günümüzde İzmirlilerin ve Selaniklilerin birbirlerine karşı hissettikleri kardeşlik duygusunu çıkış noktası olarak değerlendirip bu duygunun tarihte izlerini arıyor. 1880-1912 yılları arasına odaklanan sergi bu iki liman kenti arasındaki benzerliklerin ve ilişkilerin hangi tarihsel koşullar çerçevesinde ortaya çıktıklarını araştırıyor.

Serginin ana teması olan “kardeşlik duygusu” üç bölümde ele alınıyor: “Temas”, “Benzerlikler” ve “İlişkiler”. “Temas” bölümünde iki kentin düzenli ilişkilerinin ne zaman başladığı sorusuna cevap aranıyor. XIX. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan farklı ulaşım ağlarının Selanik ve İzmir’i sürekli ve düzenli bir şekilde birbirlerine bağladıklarını görüyoruz. Doğu Akdeniz’de 1840’lardan itibaren seferlere başlayan buharlı gemiler, bu iki kent arasındaki ilişkinin hem niteliğini hem de niceliğini dönüştürmüştü. Zamanı ve mesafeyi düzenleyebilen buharlı gemiler sayesinde, ilişkileri daha düzenli ve daha yoğun bir hale gelmekle birlikte buharlı gemilerin artan hacimleri ve sıklıkları, Selanik ve İzmir gibi Doğu Akdeniz liman kentlerinde bu ihtiyaca cevap verecek nitelikte rıhtım ve liman inşaat süreçlerini başlatmıştı. XIX. yüzyılın sonuna geldiğimizde Selanik, Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa topraklarındaki en önemli kenti ve Balkan yarımadasının Akdeniz’e açılan tek kapısı haline gelmişti. İzmir ise Anadolu’nun Avrupa’ya açılan kapısı olma özelliğini iyice pekiştirmişti.

Günümüzde iki kent sakinlerine kardeşlik duygusunu yaşatan benzerliğin temelinde ne tür öğelerin yattığı sorusu ise ikinci bölümde ele alınıyor. İktisadi ve toplumsal yapılarının dönüşümünde yaşanan benzerlik, XIX. yüzyılın ikinci yarısında uygulamaya konan reformlar tarafından atılmıştı. Osmanlı merkezi hükümetin Tanzimat adı altında giriştiği reformlar; idari, iktisadi, toplumsal hayatın her alanına dokunuyordu. Merkezi idare tarafından taşraya gönderilen bu bürokratlar; yerel idareden, ekonomiye, kentlerin yönetiminden, toplumsal hayata ve eğitime kadar her alanda gerçekleştirdikleri düzenlemelerle İzmir ve Selanik’in birbirlerine hem iktisadi ve toplumsal yapılarının hem de fiziksel olarak benzemelerinde büyük rol oynamışlardı.

Selanik ve İzmir kentlerinin ilişkileri ise üçüncü bölümde inceleniyor. XIX. yüzyılın sonunda pek çok gemi şirketi iki kent arasında insan, ticari mal ve bilgi taşıyarak iki kentin sakinleri arasında benzerlik ve yakınlık hissinin gelişmesine katkıda bulundular. Bu gemi şirketlerinden biri de İzmir merkezli Hacı Davud Farkuh adlı şirketti. Yüzyıl sonunda iki kent arasında gelişmekte olan bu ilişki; Avrupa’dan alınan Batılı yaşam kültürünün liman kentleri sakinleri tarafından yalıtılmış bir şekilde benimsenen bir kültür olmaktan çok farklı kentlerin sakinlerinin en azından bir kısmını ortaklaştıran bir araç haline göstermesi açısından önem taşıyor. Bu ortak kültüre sahip İzmirliler, örneğin, Selanik’e gittiklerinde kalacakları otelleri, yemek yiyecekleri restoranları, kahvelerini ay da biralarını yudumlayacak kafeleri, izleyebilecekleri tiyatro gösterilerini tanıyorlar, biliyorlar. Bu aşinalık ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunuyor.

İki kent arasındaki bu hareketlilik, ilişki ve yakınlık hissi XX. yüzyılın başında yaşanan savaşlarla birlikte kesintiye uğrayacaktı. 29 Nisan 1912 sabahı İzmir’den Selanik’e gidecek olan Hacı Davud Farkuh gemi şirketinin Teksas adlı gemisinin İzmir körfezinde batması iki kentin ilişkilerinin kesilmesinin habercisi olacaktı. Küratörlüğünü Dr. Dilek Akyalçın Kaya’nın, sergileme tasarımını Ömer Durmaz’ın gerçekleştirdiği sergi 4 Ekim-30 Kasım 2019 tarihleri arasında Tarihi Havagazı Fabrikası Sergi Galerisi’nde gezilebilir.

*Bağımsız Araştırmacı