Ahmedinejad Amerikan ajanı mı?

İran’da sokak gösterileri sona erdi mi, ermedi mi? Buna sağlıklı bir yanıt vermek mümkün değil. Zira İran televizyonları, bizim de aşina olduğumuz şekilde, sanki bu protestolar hiç yokmuş ve hiç olmamış gibi davranıyor, görüntüler sosyal medyadan yayılıyordu. İran internet erişimini kesince bilgi ve görüntü akışı da haliyle sekteye uğradı. Ama binden fazla insan gözaltında, 20’den fazla ölü var, bunu biliyoruz. Gözaltına alınanları bol işkenceli zor günler bekliyor bu da herkesin bildiği acı gerçek.

Totaliter sistemlerin bir karakteristiği hesap vermiyor oluşları. Bir dönem Türkiye’de siyasi iktidarın diline pelesenkti: “Hizmetkâr olmaya geldik”. Totaliter rejimlerde iktidar nasıl ve kime hizmet vereceğine kendi karar verir, vermekten ziyade de alır; koşulsuz da itaat bekler. Talepler totaliter sistemlerde hainlik diye anılıverir. İran’da işte tam da bu oluyor. Sokağa çıkan çocuklar bir şeyler istiyorlar, kimi “Şah geri gelsin!” diye bağırıyor, kimi “Diktatöre ölüm” diye. Çoğu o kadar genç ve muhtemelen apolitik ki, Şah en büyük diktatördü onu bile bilmiyor. Bu rejim, bu çocukları boğmuş, nefes almak istiyorlar.

Gelelim eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’a… Ahmedinejad’ın tutuklandığına dair haberler Arap basınında çıktı, daha sonra Ahmedinejad’ın avukatı bu haberleri yalanladı. Bu söylentiler durduk yere çıkmıyor. Devrim Muhafızları Genelkurmay Başkanı Caferi, “İstihbaratımız eski bir siyasetçinin bu gösterilerde parmağı olup olmadığını araştırıyor, iddialar doğrulanırsa gereken yapılacak” dedi. Gözler eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’a çevrildi.

Besle kargayı oysun gözünü misali Dini Rehber Ayetullah Ali Hamaney’e bayrak açan, açma cesaretini gösterebilen tek siyasetçi Mahmud Ahmedinejad oldu. 2009 seçimlerinde Hamaney’in kanatlarının altına aldığı ve seçimi kazandırdığı Ahmedinejad, bir kaç yıl içinde Hamaney’e karşı duruverdi. Ahmedinejad’ın Cumhurbaşkanlığı’nın ikinci dönemi Hamaney’e bayrak açma dönemi oldu. Hamaney Ahmedinejad’ın atamalarına karşı çıkıyor, Ahmedinejad takmıyor burnunun dikine gidiyordu. Bu dört yıl Ahmedinejad’ın Hamaney ve aslında rejim ile itişmesiyle geçti.

İktidarı biter bitmez, Ahmedinejad’ın kadroları tasfiye edildi. Babek Zencani olayı da işte bu kadro tasfiyesinin bir sonucu. Ahmedinejad’ın devlet içinde kurduğu saadet zinciri dağıtıldı, muhtemelen yerine bir yenisi kuruldu.

Son seçimlerde Ahmedinejad’ın Cumhurbaşkanı adayı olmasına izin çıkmadı, yani rejim bu eski Cumhurbaşkanı’nı çiğnedi attı. Fakat Ahmedinejad susup oturmaya tercih etmedi. Bugüne kadar hiçbir reformistin söylemeye cesaret edemediği şeyleri söylemeye devam etti. En son bir kaç ay önce Twitter hesabından bir konuşmasını yayımladı. Konuşma ağırdı. “Bu millet bu devrimi iktidardan bir aile gitsin başka bir aile gelsin diye yapmadı. Pozisyonlar hiçbir aileye tahsisli değildir” diyordu. “Şah gitti yerine Hamaney geldi” demek istiyordu, bunu Twitter hesabından paylaştığına göre de dünya da duysun istiyordu.

Ahmedinejad, İran siyasetinde dikkat çekici bir karakter. Bir kere Rafsancani ya da Hatemi gibi rejim elitlerinden değil. Gariban bir ailenin çocuğu, rejim Ahmedinejad’ın ailesinin cebini doldurmamış. Tahran Üniversitesi mezunu, yurt dışında havalı bir üniversiteden diploması yok. Konuşurken havalı sözcükler kullanmaz, kenar mahalleli gibi konuşur. Siyasi hayatı boyunca en çok oyu da oralardan, kentlerin çeperlerinden aldı. Bu sistemden elbette fazlasıyla yararlandı, o da diğer siyasilerin yaptığını yaptı ama hep halk adamını oynadı. Hamaney, artık yeter deyince de durmak istemedi. Rejimin besleyip büyüttüğü, sırma köşklerde yaşattığı Ahmedinejad döndü dolaştı rejimin en dişli muhalifine dönüştü. Ve ne ironiktir ki, 2009 seçimlerinde sistemi biraz eleştiriyor diye ev hapsine atılan reformist lider Mir Hüseyin Musavi, Ahmedinejad’ın söylediklerinin onda birini bile hiçbir zaman söylemedi.

Rejim bu olayları fırsat bilip Ahmedinejad’ın emdiği sütü burnundan getirecek mi bekleyip göreceğiz. Sonunda rejim Ahmedinejad’ı Amerikan ajanlığıyla bile suçlayabilir şaşırmayın.