Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, Erdoğan ve Bahçeli için, “Sayın Bahçeli ve Sayın Erdoğan'ın ortak özelliği, yüzlerinde bir tebessüm, bir empati, bir muhabbet yok. Ben bugün koalisyonu adlandırmak istesem, asık suratlar koalisyonu derim” ifadelerini kullandı.

Ahmet Davutoğlu’ndan, Erdoğan ve Bahçeli’ye: Asık suratlar koalisyonu

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı ve AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ilişkin eleştirilerde bulunan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Sayın Bahçeli ve Sayın Erdoğan'ın ortak özelliği, yüzlerinde bir tebessüm, bir empati, bir muhabbet yok. Ben bugün koalisyonu adlandırmak istesem, asık suratlar koalisyonu derim” dedi.

Davutoğlu, şöyle devam etti:

“Her ikisi de konuştuğunda karşıda bir düşman cephe varmış gibi konuşuyorlar. Sayın Erdoğan ve Bahçeli öyle bir eda ile konuşuyorlar ki bu ülkenin gerçek sahipleri onlar, diğer herkes kiralık oturuyor gibi. Hayır, bu ülkenin sahipleri 83 milyonun hepsidir.”

‘BAHÇELİ KÜRTÇEYE HAKARET EDİYOR’

MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin 'Serok Ahmet' diyerek kendince hakaret etmeye çalıştığını söyleyen Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu "Bahçeli Kürtçeye hakaret ediyor. Bana hakaret etmek için Kürtçeyi kendince kullanıyor. Bu Türkiye'de gerçek anlamda bölücülüktür. Bugün maalesef İçişleri Bakanı da iktidar da Bahçeli'nin onayı olmadan, Bahçeli ne düşünüyor diye düşünmeden adım atamıyorlar" dedi.

Bahçeli'nin açıklamalarını öfke, nefret ve intikam duygusu olarak değerlendiren Davtuoğlu, "Nedir bizimle, farklı düşünen insanlarla alıp veremediği. Ona tavsiyem şu; normalleşmeli" ifadelerini kullandı.

Ahmet Davutoğlu bugün FOX TV'de İsmail Küçükkaya'nın konuğu oldu. Burada gündeme dair açıklamalarda bulunan Davutoğlu, evinin önünde saldırıya uğrayan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ile ilgili de konuştu. Özdağ'a yönelik saldırının ardından AKP ve MHP'nin tavrına tepki gösteren Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, "Eğer bu saldırı bir AK Parti’nin bir üyesine yapılsaydı tepkiniz ne olurdu? Sayın Cumhurbaşkanı 4 gün oldu hâla kamuoyuna bir açıklama yapmadı. Devlet Bahçeli bir açıklama yaptı, keşke yapmasaydı" diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un Selçuk Özdağ'a ilişkin açıklamalarının siyasi açıdan bir anlam ifade etmediğini belirten Davutoğlu, "Altun bir bürokrattır. Bizzat Sayın Cumhurbaşkanının çıkması lazım. Sayın Erdoğan'a sesleniyorum, Sayın Özdağ sizinle de siyaset yaptı. Daha önce Sayın Akşener'in evine baskın yapıldı o zaman da tepki verilmedi" ifadelerini kullandı.

Küçükkaya'nın sorularını yanıtlayan Davutoğlu'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

‘50 MİLYON DOZLUK AŞI SÖZLEŞMESİ NEREDE?’

“Aşı konusunda iktidarın tutumu güven uyandırmaktan uzak. Tüm yatırımlarını ikinci faz denemelerini yeni bitirmiş Çin aşısına yaptılar. Diğer aşıları yok saydılar, alternatif bir arayışa girmediler. Sağlık Bakanı iddialı bir açıklama yaptı, "11 Aralık'ta aşılamaya başlıyoruz" dedi ve kısa bir sürede 50 milyon hedefini koydu. 11 Aralık geldi geçti, aşı yok. 25 Aralık geldi geçti, aşı yok. Nihayet aşı geldi ama 3 milyon doz. Yani 1.5 milyon insana aşı. Eğer gerçekten Çin ile yaptığınız 50 milyon dozluk bir aşı sözleşmesi var ise bize bir gösterin. Ama yok.

‘TÜRKİYE DEMOKRASİ ZEMİNİNDE TAM BAĞIMSIZ BİR POLİTİKA YÜRÜTMELİDİR’

Son 4 yıl içinde Türkiye de içinde olmak üzere yükselen otoriter dalga biraz da Trump'ın o tek taraflı otoriter eğiliminden etkilenmişti. Türkiye'de otoriterliği tenkit ettiğimizde 'Bütün dünyada otoriter liderler var' deniliyordu. Türkiye sırtını ne Biden'a ne Trump'a ne Brüksel'e ne de Pekin'e dayamamalıdır. Türkiye demokrasi zemininde tam bağımsız bir politika yürütmelidir. Böyle bir politika yürütürsek saygı duyarlar, yürütemezsek 'aptal olma' diye mektup alırlar Ankara'da oturanlar.

‘İKTİDAR BAHÇELİ’DEN ONAY ALMADAN ADIM ATAMIYOR’

Bahçeli mağduru değil, saldırganları neredeyse gözeten açıklamalar yaptı. Türkiye'de 90'lı yıllarda da benzer şekilde siyasiler ve gazeteciler hedef alınıyordu. Kimse önünü göremiyordu ve Türkiye'de demokrasi büyük zarar görmüştü. Türkiye'de otoriter yönetim heveslileri böyle bir atmosfer oluşturmaya ve toplumu kutuplaştırmaya çalışıyorlar. Bunun için tehditler, hakaretler, saldırılar, sert dil ile Türkiye'yi seçim öncesi gerilime dayalı, kutuplaştırıcı bir atmosfere sokuyorlar.

Bugün maalesef İçişleri Bakanı da, iktidar da Bahçeli'nin onayı olmadan, Bahçeli ne düşünüyor diye düşünmeden adım atamıyorlar. Bazı MHP milletvekilleri, soruşturmayı yapan Başsavcı Alparslan Tufan'ı tehdit ettiler. Niye suçluların ortaya çıkmasına engel oluyorsunuz? Bırakın çıksın bu suçlular, ülkücü camia da aklansın siz de aklanın alakasızsa.”