Gelecek Partisi Başkanı Ahmet Davutoğlu, avukatı aracılığıyla Gezi Parkı Davası'na bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne dilekçe verdi. Dilekçede, “Müvekkilimiz davaya hiçbir zaman iştirak etmemiş, kimseden şikayetçi olmamıştır” ifadeleri yer aldı. Gezi Direnişi’nin yaşandığı günlerde Dışişleri Bakanı olan Davutoğlu, Kabataş yalanına ortak olmuş ve Gezi’nin Mısır’daki darbeden 1 ay önce gerçekleşmesinden hareket ederek, “Türkiye'de başaramayınca Mısır'da darbe oldu” demişti.

Ahmet Davutoğlu’ndan Gezi manevrası: Mahkemeye dilekçe verdi

Gelecek Partisi Genel Başkanı ve Gezi döneminin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun avukatı Ahmet Başçı, müvekkilinin ‘Gezi Parkı Davası'na müdahilliği' iddiasına ilişkin bir açıklama yayınladı.

Davutoğlu’nun Gezi Parkı Davası’na 'şikayetçi' olarak yer aldığı yönündeki haberlerin doğru olmadığını savunan Başçı, ‘müvekkilinin davaya hiçbir zaman iştirak etmediğini’ ve ‘kimseden şikayetçi olmadığını’ dile getirdi.

Başçı, bu durumun tespiti için davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne dilekçe sunarak, herhangi bir şikâyetlerinin olmadığını da ifade ettiklerini duyurdu.

DAVUTOĞLU GEZİ DİRENİŞİ İÇİN NE DEMİŞTİ?

Gezi Direnişi’nin yaşandığı 2013 yazında Dışişleri Bakanı olan Ahmet Davutoğlu, eylemler konusunda yaptığı açıklamada, “Taksim'deki sükuneti istismar eden odaklar” bulunduğunu iddia ederek, "Bu provokatörlere hiçbir şekilde hiçbir devlet izin veremez. Bugün izin verirsek yarın Türkiye'de demokrasinin izi kalmaz" ifadesini kullanmıştı.

Davutoğlu ayrıca “Mısır’da darbe olmadan bir ay önce Türkiye’de Gezi olayları yaşandı. Türkiye'de başaramayınca Mısır'da darbe oldu” şeklinde bir ‘bağlantı’ da kurmuştu.

Meşhur Kabataş yalanına da ortak olan Davutoğlu, o günlerde şöyle demişti:

“O saldırıya uğrayan başörtülü hanım, benim çok yakın bir öğrencimin eşidir. Olayın olduğu gün kendisiyle konuştum. Cezayir'deydim, bizzat aradım. Kayınpederi üniversite arkadaşımdır. Ortada bir fiili vaka var, bu bilinsin diye söylüyorum. Babası üniversite arkadaşımdır, aynı dönemlerde okuduk. Oğlu benim talebemdir. Eşi benim de gelinim sayılır. Ben bunu birinci ağızdan dinledim. Twitter'da bu çıkınca ben şüphe ettim ve dedim ki 'birileri provokasyon yapıp kitlesel karşıtlığa mı yol açmak istiyor' ve bizzat aradım.”