Ahmet Hakan, Rahmi Turan'ın kendisini tehdit ettiğini söyledi. Hakan bugünkü yazısında, "Rahmi Turan’dan gelen mail... Okudum. Canım sıkıldı. Adam resmen, 'Hakkımda yazı yazmaya devam edersen sana bel altından saldırırım, sana iftira atarım, sana kara çalarım' diye beni tehdit ediyordu" ifadelerini kullandı

Ahmet Hakan: Rahmi Turan beni tehdit etti

Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve yazarı Ahmet Hakan, Saray'a giden CHP'li iddiasını yazan ve AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Muharrem İnce’den özür dileyen Sözcü gazetesi yazarı Rahmi Turan’ın kendisine tehdit içeren bir e-posta gönderdiğini duyurdu.

Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve yazarı Ahmet Hakan ile Sözcü yazarı Rahmi Turan arasındaki tartışma devam ediyor.

Bugünkü yazısında Rahmi Turan'ın 'geçmişin namlı asparagasçısı' olduğunu dile getiren Hakan, "Son günlerde Türk basın tarihine geçecek çok büyük bir asparagasa imza attı, bunu da biliyoruz. Böyle biriyle tartışmaya girmeye değmez. Bırakayım ne hali varsa görsün. Fakat sonra düşündüm ki... Ben buna cevap vermeyince ‘Bak, Nişantaşı falan diyerek tehdit edince nasıl da sustu. İftira atacağımı söyleyince nasıl da korktu. Hahahaha!’ falan diyecek. Böyle bir zevki ona tattırmak istemedim. Elinden geleni ardına koyma Rahmi Turan! Senin düzeysizliğine, çirkinliğine, pespayeliğine teslim olacak değilim. Seninle sonuna kadar mücadeleye hazırım. Milim geriletemezsin beni" ifadelerine yer verdi.

"Beni tehdit eden Rahmi Turan’a sesleniyorum... Demek Tan’da yaptıklarını bana da yapacaksın ha!" başlıklı yazısında Hakan, "PAZAR günü... Akşamüzeri... “Mail’lerime şöyle bir bakayım” dedim. Tak diye karşıma çıktı Rahmi Turan’dan gelen mail... Okudum. Canım sıkıldı. Adam resmen, “Hakkımda yazı yazmaya devam edersen sana bel altından saldırırım, sana iftira atarım, sana kara çalarım” diye beni tehdit ediyordu" ifadelerini kullandı.

Hakan yazısında ayrıca, Turan'ın kendisine gönderdiği e-postayı da paylaştı.

Hakan'ın yayınladığına göre Turan'ın kendisine mesajı şu şekilde:

"Ahmet Bey,

Olayı kan davası haline getirdiniz.

Sürekli saldırıyorsunuz.

Beni de saldırmaya mecbur etmeyin.

Mesela;

- Başkasının sevgilisine göz koyduğunuz için fena halde dayak yediğinizi,

- Nişantaşı’ndaki maceralarınızı...

- Hakkınızda abuk sabuk söylenenleri,

- Eski dönemde belediye ile akçeli işler yaptığınız iddialarını, yazmalı mıyım? Bunları tefrika etmeli miyim?

Doğrusu öyle bir şeyi kendime yakıştıramıyorum.

Belden aşağı vurmayı hiç sevmem.

Her şeyi dürüstçe, mertçe yapmayı tercih ederim.

Hakaretleriniz nedeniyle dava açacağım tabiidir...

Fakat beni başka şeyler yazmaya zorlamayın.

Olay daha çirkin bir hale gelmesin!

Hakaret ve sövgüyü ben de en az sizin kadar bilirim. Ancak, kendime yakıştıramıyorum. Büyüklerimizden aldığım terbiye öyledir.

Bilginize... Rahmi TURAN"