Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanun…

Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanun… Kısa adıyla sosyalizasyon, numarasıyla “iki yüz yirmi dört” ya da…

Bundan tam elli yıl önce, 12 Ocak 1961’de yayınlanmıştı Resmi Gazete’de.

Bölge ve nüfus tabanlı, basamaklandırılmış, sevk sistemli… Koruyucu, tedavi edici ve esenlendiriciliği birlikte ele alan, tümelci yani…

Sağlık ocaklarında doktoru, ebesi, hemşiresi, sağlık memuruyla ekip çalışmasına dayalı…

Çağdaş, dahası çağdaşlarının bile ilerisinde bir sağlık sistemiydi öngörülen.

***

Uygulama… Kırlardan kentlere stratejisiyle, Doğu Anadolu’dan başlamıştı.

Tıp fakültesini yeni bitirmiş genç hekimler mahrumiyet bölgelerinde çalışmanın getirdiği zorlukları sosyalizasyonun moral motivasyonuyla alt edip… Köylere, mezralara gittiler.

Bebeleri aşıladılar, gebeleri muayene ettiler… Çocuk felcini, kızamığı, su çiçeğini, sıtmayı, veremi, trahomu yok etmek için didinip durdular.

Büyük şehirlere dönüp büyük hastanelerde ihtisaslarını tamamlayıp, büyük üniversitelerde büyük hocalar olduklarında bile hiç unutmadılar o günlerini.

Genç öğrencilerine coşku ve övünçle anlattılar yaşadıklarını.

Sosyalizasyonun mimarı Prof. Dr. Nusret Fişek’i şükranla andılar, hayatları boyunca.

***

Ne var ki sonraki yılların sağ iktidarları...

Onlar huylanmasın diye “sosyalizasyon” yerine “sosyalleştirme” olarak yumuşatılan adını bile içlerine sindiremediler.

Altında hep bir sosyalizm aradılar.

Sadece köylünün oyunu alabilmek için ilgilendiler ocaklarla.

Sağlık ocakları üvey evlatlara dönüştü bir süre sonra… Çatısı, bacası akan bakımsız binalarda mecburi hizmetle gelmiş küskün doktorların bitse de gitsek diye gün saydığı yerlere dönüştü.

Yaşam desteği kesilen sosyalizasyonun nefesi de kesiliverdi, bu nedenle.

Sonra, zaten… Bütün hükümet tabipliklerini bir gecede sağlık ocağı diye ilan edip kuşa çevirdiler uygulamayı.

***

AKP’nin sağlık “reformu”yla birlikte birer birer kapatılan sağlık ocakları … Geçtiğimiz Aralık ayının on üçünde külliyen tarih oldu.

Beş yıldır süren aile hekimliği “pilot” uygulamasından… Vatandaşlar da, doktorlar da gayet memnun görünüyordu, o güne kadar.

Ve fakat…

Çok değil, aradan topu topu on yedi gün geçmişti ki… Sağlık Bakanlığı’mız yeni bir Yönetmelik yayınladı.

Aile hekimlerini A sınıfı, B sınıfı, C sınıfı, D sınıfı olarak tasnif etmeye… Ücretlerini de sınıfına göre ödemeye karar vermişti, Bakanlık.

Ankara’da örneğin… A sınıfı çıkmadı.

Sadece altı aile hekimi B sınıfına girebilirken, yüzde seksen dokuzu D’yi bile tutturamadı… Sınıf altı, deklase oldular, birden bire.

Neye uğradıklarını şaşırdılar.

Sağlık Bakanı’nın seçim bölgesi Erzurum’daki, “Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında başlatılan Aile Hekimliği Uygulamasının her aşamasında emeği ve
desteği olan” Aile Hekimleri Derneği açıklama yaptı, hemen.

Aile hekimliğinin devamının tehlikeye girdiğini ilan edip…

Özlük hakları kaybına uğradıklarını, şevklerinin kırıldığını… Kaygılarının giderilmemesi durumunda birçok aile hekiminin sözleşmelerini feshetmek zorunda kalabileceğini kamuoyuna duyurdu…

Saygılarıyla.

***

Sizin aile hekiminiz kaçıncı sınıf bilmem ama…

İşin aslına bakarsanız…

Aile hekimleri değil, aile hekimliği sistemi deklase oldu şimdiden.