Her şey çok güzelmiş. Demin ülkeyi yönetenden bizzat duydum. Her şeyimiz fullüymüş. Ülkenin dümenindeki kaptanımız diyor. Kaptan şoförümüz konuşuyor, o konuşurken ben bir kaptan çıkmaya çalışıyorum. Sonunda ülkemiz cemaatlere, tarikatlara olması gereken değeri gösterdi. Yıllar sonra da olsa kızların okula gitmesini istemeyenler, kadınların hayata katılmasını reddedenlere en yüksek makamla taziyelerimizi sunduk. Zaten dinle devlet işleri çoktandır birbirine karışmış durumda. Hatta devlet işi filan da pek kalmamış şekilde ilerliyoruz. İlerliyoruz dedim ama bizim kaptanın tornistanı çok meşhur. Öyle bir tornistan basar ki parmaklarınızı yersiniz. Sonuçta koskoca ülke yönetiyor. Bakkal ya da manav değil. Hoş öyle bir maliye bakanımız geldi ki başımıza, ona bakkal emanet etseniz iki günde batırabilecek kapasitede. Sonuçta eldeki gücü de kullanabilmek önemli. Belki de dipten kum çıkartmak ve ülkemizi daha ileri götürmek için batırıyorlardır. İlla ki vardır bir bildikleri. Okumuş mu okumamış mı pek bilemem ama bunca yıldır hep bizden zaman istiyor kaptanımız. En son geçen yıl temmuz ayından sonra şahlanıyorduk mesela. Sanırım şahlanan üzerine bindiğimiz at oldu. Laps diye sırtımızın üzerine yere düştük, neyse ki toynağı oramıza buramıza gelmedi de LGBTİ olmaktan son anda kurtulduk.

***

Zaten tüm dünya bir köşede geceleri toplanıp Türkiye’yi nasıl LGBTİ yaparız arkadaşlar diye konuşmuyorsa ben de bir şey bilmiyorum. Bakın daha geçen gün, sokakta düz yürümek ve var olduklarını göstermek isteyen yüzlerce insanı paketledik emniyet güçlerimiz de çok saygılı davrandılar. Arkadan kelepçe filan bunlar modern ülkelerde her gün olan şeyler. Amerika enflasyonla boğuşuyor. Hoş onların boğuştuğu enflasyon yüzde 7-8 gibi bir şey. Bizim enflasyonumuz maaşallah kamaşullah gibi. Bizimkinin zekâtı bile Amerikan enflasyonunu tokat manyağı yapar. Maliye bakanımız yine aklıma geldi. Geçen 6 ay önce “Şöyle bi gözlerimi kapatam, 6 ay sonra uyanam” demişti. Hah şimdi uyandık, altı ay geçti, çok afedersiniz ama içimizden geçti. Bazı şeylerin ters göründüğü bir noktadayız.

***

Neyse ki adminin kafası çalışıyor. Müjdeler dolu bir konuşma yaptı, gönülleri bir kez daha İstanbul gibi fethetti. Konuşmada yok yok. Bir ben yokum, zaten ben de öyle bir konuşmada olmayayım. O konuya da sonra gireceğim. Esas bakın geçen gün ne oldu? Bizim ülkemizde konsoloslukta, aman artık biliyorsunuz işte, Suudi’nin tekinin sevmediği bir gazeteci var, bunu Suudiler öldürüyor konsoloslukta. Sonuçta gazeteci bu ölmesi normal. Her ülke gazeteci öldürüyor, her ülkede de gazeteci ölüyor, nedir? Yalnız bu Suudi tayfa acayip şekiller içine girdi. Adama iğneyle bayıltmalı, sonra kıtır kıtır doğramalı, eritmeli filan… Sonra rahmetlinin kıyafetlerini bir çalışana giydirip mobese şaşırtmaya çalışma falan filan. Normal low lovel ülkelerin yapacağı şeyler zaten. İmkânı olan yapıyor kardeşim. Sonra bizim kaptan bi esti gürledi. Haklıydı da, genelde ender olur benim bildiğim. Yani kendi kendine hep haklı da hani normal halkıyla birlikte hep bir kavga dövüş içinde. Neyse admin şöyle dedi “Ne yazık ki doların veya riyalin kurbanı olan bazı ülkeler, bu olaylar karşısında hakikati adalet çerçevesi içinde söylemediler. Batı dünyasında da aynı şekilde birçok baronlar, onlar da bunu söyleyemiyor. Niye? Dolarlar gelecek, bundan dolayı.”… Neyse şimdi biz bu dava dosyasını da başımızdan savdık neyse ki. Verdik bir süre önce katil dediğimiz Suudi kardeşlerimize. İyi de oldu. Ülkenin menfaati önemli. Sözcümüz çıktı “3 yıl Suudi Arabistan’a ilişki kurmadık. Türkiye sert tepki verdi” dedi… Gerçekten de çok sert olmuş. Hesabına da blok atsaydık keşke.

***

Şu son zamlara girerken artık admin kesenin ağzını açtı ama çuval boş. Bakalım kendi paramızla kendimize borçlana borçlana nereye kadar gidebileceğiz. Memleket idaresinde kredi kartı borcunu, başka kredi kartıyla ödemeye çalışmak şeklinde güncelledik. Ekonomi noktasında nokta.