Saray rejiminin aile yapısına etkisini gösteren ‘Aileler Buhranda Dağılıyor’ raporuna göre, 19 yıllık AKP iktidarı döneminde aile düzeni bozuldu, aileler ‘uçurumun eşiğine’ geldi. Yoksulluk en temel problem oldu.

Aileleri yoksulluk dağıtıyor

Hüseyin ŞİMŞEK

Gerici çevrelerin ‘halkın aile yapısını bozduğu’ iddiasıyla hedef aldığı İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanı kararıyla bir gecede çıkılırken ailelerin dağılmasına neden olan asıl faktör derinleşen yoksulluk. Ekonomik kriz karşısında alım gücü düşen yurttaşlar temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Krize çözüm üretmeyen iktidar ise çareyi gerçekleri manipüle etmekte arıyor. Krizin aileler üzerindeki etkisini araştıran CHP raporu acı gerçeği gözler önüne serdi. AKP iktidarının yalnızca kamu kurumlarında ve sosyal hayatta değil, aile hayatında da ciddi çözülmelere neden olduğunu kaydeden CHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel, hazırladığı “Aileler Buhranda Dağılıyor” isimli raporda, bu durumun nedenlerini anlattı.

Ekonomi, sosyal hayat, siyaset, toplumsal denge gibi konularda çalışmalara imza atan CHP, son olarak aile kurumunu ele aldı. Açıkel tarafından hazırlanan, politika notunda, 19 yıllık AKP iktidarı döneminde ailenin dirlik ve düzeninin bozulduğu ve AKP’nin aileleri uçurumun eşiğine getirerek sosyal dokuyu ve sosyal dayanışmayı büyük bir çöküntüye uğrattığı vurgulandı. Tek adam rejiminin ranta dayalı ve eşitsizlik yaratan yanlış ekonomi politikaları nedeniyle, aileler üzerindeki işsizlik ve borç yükünün arttığı vurgulanan raporda, “Saray rejiminde, ekonomik sıkıntılar nedeniyle ailelerin intihar, boşanma ve şiddet girdabına itildi. Artan hayat pahalılığı ve kronik işsizlik nedeniyle genç çiftlerin evlenmelerinin neredeyse imkansız hale geldi” denildi.

BİRÇOK AİLE YIKIMIN EŞİĞİNDE

Koronavirüs salgınının var olan yükü artırdığı ve aile içi krizin derinleştiği ifade edilen politika notundan öne çıkanlar özetle şöyle:

“Saray düzeni, sözde koruyucusu olduğunu iddia ettiği aile kurumunu ve ailelerdeki huzuru, çarpık düzeni yüzünden bizzat kendisi yıkan bir duruma gelmiştir. Yaygınlaşan bunalım, aile bireylerinden başlayarak toplumun her kesimine sirayet etmiş, aileleri esir almış ve toplumun dirliğini bozma noktasına ulaşmıştır. Milyonlarca ailenin en temel gündemi geçim sıkıntısı, işsizlik, borçluluk, umutsuzluk ve güvencesizliktir. Halkın gündeminden kopuk olan Saray iktidarı ise tarihte benzeri görülmemiş bir israf, şatafat ve inkâr politikası içinde, milletimize kulak tıkamıştır. Vatandaşların vergileriyle lüks içinde yaşarken, on milyonlarca emekçi asgari ücret düzeyinde çay, simit hesabı yapacak kadar yoksullaştırılmıştır.

İLAÇ KULLANIMINDA REKOR KIRILIYOR

Toplumsal stres ve ekonomik kriz derinleştikçe ailelerin düzeni ve psikolojik dengesi sarsılmış, aileler sosyal strese dayanıksız hale gelerek, dağılma noktasına ulaşmıştır. Antidepresan ilaç kullanımı artmış, 2018-2019 yılları arasında yüzde 1,8 artarken 2019-2020 yılları arasında yüzde 9,6 artmıştır. 2020 yılında 54,6 milyon kutu reçeteli antidepresan ilaç satışı olmuştur.

Kendi eliyle yaşamına son verenlerin sayısı yıllar içerisinde sürekli artarak, 2019 yılında 3 bin 406 olmuştur. Geçim sıkıntısı kaynaklı intihar sayısı yeni sistem öncesindeki 2017 yılına göre yüzde 31 artarak 2019’da 321’e çıkmıştır. Uzmanlar gerçek rakamların bunun çok daha üzerinde olduğunu ileri sürmektedir.
Saray düzeninde maalesef Türkiye’nin adı sefalet çeken ülkeler sıralamasında üst sıralara taşınmıştır. Dünya Sefalet Endeksi’nde 96 ülke arasında dördüncü sırada yer alan ülkemizde, halkımız sadece son bir yılda, kişi başına bin 500 dolar daha yoksul hale getirilmiştir.”