Uluslararası bir haber ajansı için çalışıyorsanız, güne mutlaka görevli olduğunuz ülkenin ulusal medyasını taramakla başlarsınız. Dünyanın her yerindeki insanların kulak kabartacağı keyifli, renkli, “ilginç” haberler de ararsınız.

Perşembe sabahı gazeteleri tararken, “Hah” dedim, işte Hıristiyan dünyasında milyonlarca okurun ilgisini çekecek bir haber. Hürriyet, Sabah, Sözcü, Takvim, Yeni Şafak… Hepsinde var. Üstelik videolu olarak; eldivenli bir el, yıpranmış bir “kutsal kitabın” sayfalarını dikkatle çevirirken görünüyor!

Haberin bütün gazetelerdeki başlığı da metni de aynı: “Gaziantep’te ele geçirilen ceylan derisine yazılmış İncil’in değeri tam 1 milyon dolar.”

Anadolu Ajansı 21 Ekim saat 23.03’te geçmiş haberi:

“Gaziantep’te, Suriye’nin Halep kentinde yağmalanan müzeden çalındığı tespit edilen, 1 milyon doların üzerinde değer biçilen ceylan derisi üzerine İbranice yazılmış İncil ele geçirildi. Olayla ilgili 3 kişi gözaltına alındı.

Gaziantep Emniyet Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre, Şehitkamil İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin çalışması sonucu Halep’te yağmalanan müzeden çalınan bir İncil’in Türkiye’ye getirildiği tespit edildi.

… belirlenen adrese düzenlenen operasyonda, çok eski tarihli olduğu değerlendirilen İbranice dilinde ceylan derisine yazılmış İncil ele geçirildi.

Olayla ilgili 3 şüpheli gözaltına alınırken, İncil’e antika eksperlerince 1 milyon doların üzerinde değer biçildiği öğrenildi.”

Sabah’ta İncil’in Hz. Meryem dönemine ait olduğu “detayı” da var! Onun dışında bütün gazetelerdeki haberler noktası virgülüne aynı. Perşembe günü saat 16.30’da CNNTürk de aynı sözcükler ve detaylarla verdi haberi.

Tamam, 1 milyon dolarlık İncil’in uluslararası haber değeri var. Bunu yazayım. Bir ülkenin resmi haber ajansı, o kadar muhabiri, devası bütçesi olan bir kuruluş diyorsa inanmak lazım, değil mi?

“Herhalde koca ajans gazeteciliğin temel kurallarını göz ardı etmemiştir” diyemedim, içimdeki gazeteci dürttü. Önce haberin çıkış noktasını Gaziantep Emniyet Müdürlüğü’nü aradım. Biraz beklettikten sonra, böyle durumlarda alışık olduğum bir cevap verdiler: “Telefonda bilgi veremiyoruz, buraya gelin!”

Eh, bu işlerden anlayan bir uzmana danışmak da gerek. Hani AA haberinde de “antika eksperlerince 1 milyon doların üzerinde değer biçildiği öğrenildi” deniyor ya… O antika eksperi her kimse, ondan kim nasıl öğrenmişse belli değil, ama olsun, ajans böylesi bir bilgiyi bir uzmana dayandırmak gerektiğini biliyor!

Emniyetten sonra bu işlerden biraz anlayan birini arıyorum. Videoya bakıyor ve “İbranice değil ki bu” diyor, “Aramice.” Hayda...

Sonra Gaziantep’teki yerel kaynaklara ulaşıyorum, ne iş diye.

Ve Gaziantep Müze Müdürü Özgür Çomak… Telefonda bunun 21 sayfalık bir fotokopi olduğunu, Google ile taranarak internetten alınan kutsal kitaplarda olmayacak çıplak Roma savaşçısı fotoğraflarının içine yerleştirildiğini, sahteliğinin ilk bakışta anlaşıldığını söylüyor. Nitekim kısa sürede resmi raporlarını da yazıp gönderiyorlar.

Konu ulusal medyada geniş yer bulunca, Ökkeş Özekşi yönetimindeki yerel Gaziantep27 gazetesi de sabahın ilk saatlerinde “gazetecilik yaparak” olayın bir sahtecilik olunduğunu yazıyor!

AA ise bir gün sonra 16.45’te haberini düzeltiyor!

Düzeltmede de “1 milyon dolar değerinde olduğu ileri sürülmüştü” deniyor. Kim kime ileri sürmüşse! Temel birkaç gazetecilik kuralına uyulsa, düzeltilecek bir hata da olmayacak.

Ondan alıp aynen yayımlayanlarda düzeltme falan da yok tabii…

Bizde bir özlü söz vardır; “Çocuktan al haberi” diye. O hâlâ geçerli.

“Ajanstan al haberi” de denilirdi! Bir zamanlar…