Üniversitelere yatırımdan ayrılan pay 2019’da yüzde 42 azaldı. Üniversite sınavına başvuran ile üniversiteye yerleşenlerin oranı son 10 yılın en düşük seviyesine geriledi. AB bütçesinde ‘otoriterleşme’ gerekçesiyle Türkiye’ye ayrılan paydan 147 milyon avro kesinti yapıldı.

Akademi, 17 yılda yıkıma uğradı

MUSTAFA MERT BİLDİRCİN

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2019-2020 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni’nde çizdiği olumlu tabloya karşın resmi veriler, akademideki gerçek tabloyu bir kez daha gözler önüne serdi. Törende yaptığı konuşmada, eğitim öğretim konusunda “mümkün olan” en iyi imkanları sağladıklarını ifade eden Erdoğan, son 17 yılda 76’dan 207’ye yükselen üniversite sayısı ve 1,6 milyondan 8 milyona yükselen öğrenci sayısı ile de övündü. Erdoğan’ın en iyi imkanların sağlandığını belirttiği üniversitelere bütçeden ayrılan pay ise 2019 yılında 2018 yılına oranla yüzde 42 azaldı.

VERİLER YALANLADI

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Benim lise çağımda üniversiteye girme oranı onda birdi… Şimdi ise öğrencilerin neredeyse tamamı üniversiteye girebiliyor” sözleri de ÖSYM’nin verileriyle yalanlandı. Verilere göre, üniversite sınavına başvuran ile üniversiteye yerleşenlerin oranı 2018 yılında son 10 yılın en düşük seviyesini gördü. 2018’de sınava başvuran 2 milyon 381 bin 412 adayın yalnızca yüzde 36’sı ilk yerleştirmelerde üniversiteye girdi. Bu oranın 2008 yılında yüzde 50,7 olduğu bildirildi.

NİTELİK DEĞİL NİCELİK ÖNCELENİYOR

Erdoğan’ın sözlerine ilk tepki CHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel’den geldi. Açıkel, üniversitelerin AKP döneminde yıkım yaşadığını söyleyerek akademideki plansızlığın 1 milyonu aşkın işsiz yarattığının altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, “Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok” sözlerini de eleştiren Açıkel, “Bu sözler devlet ciddiyeti ve planlama anlayışı ile bağdaşmamaktadır” dedi.

İktidarın, “Her ile bir üniversite” politikasının başarılı sonuçlar getirdiği yönündeki açıklamaların verilerle örtüşmediğine dikkat çeken Açıkel, AKP’nin yükseköğretim politikasının niteliği değil, niceliği öncelediğini savunarak son 17 yılda açılan üniversitelerin büyük bölümünün “hesapsız, plansız ve popülist bir yaklaşım” ile açıldığını anlattı.

TABLO PEMBE DEĞİL

Erdoğan’ın “pembe tablo” çizdiği akademideki yıkımı gösteren verilerden bazıları şöyle:

  • Türkiye’nin, “Yükseköğrenimde Eğitim Sistemi Kalitesi” sıralamasındaki yeri 137 okul arasında 101 oldu.
  • Türkiye, üniversite-sanayi AR-GE ortaklığı sıralamasında Pakistan, Ürdün ve Gana’nın gerisinde kalarak 66’ncı sıraya yerleşti.
  • AB bütçesinde “otoriterleşme” gerekçesiyle Türkiye’ye ayrılan paydan 147 milyon Avro kesinti yapıldı.
  • Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 13 üniversite bölündü. KHK’ler ile 6 bini idari olmak üzere 7 bin 300’ün üzerinde kişi üniversitelerden uzaklaştırıldı.