Akıncı Üssü'nün eski komutanı: Genelkurmay Başkanına 'Hoş geldiniz' dedim

Darbe girişiminin merkezi olan Akıncı Üssü'nün eski komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim savunma yaptı. Darbe girişimine katılmadığını iddia eden Evrim, askerler tarafından tehdit edildiğini öne sürdü. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın yanına gittiğini söyleyen Evrim, " Genelkurmay Başkanına 'Hoş geldiniz' dedim. İçeride Akın Öztürk paşa ile 5-6 kişi daha vardı" dedi.

15 Temmuz darbe girişiminin merkezi olan Akıncı Üssü’nde yaşananlarla ilgili davaya devam edildi. 486 sanıklı davada Akıncı Üssü’nün eski komutanı Tuğgeneral Hakan Evrim savunma yaptı. Evrim’in Genelkurmay Başkanı Orgenarel Hulusi Akar’ı, Fetullah Gülen’le görüştürmek istediği iddia ediliyor.

Genelkurmay çatı davasının ardından ikinci kez hakim karşısına çıkan Evrim, “Tüm meslek hayatım boyunca kazandığım deneyimlere dayanarak, darbe girişimi son derece amatörce planlanmış, mantık dışı, TSK teamüllerine aykırı bir garabetler manzumesidir” dedi.

GENELKURMAY BAŞKANINI SUÇLADI

Savunmasının ilk bölümünde askeri kariyerini anlatan Hakan Evrim, daha önce Gülen cemaati ve diğer dini örgütlere yönelik soruşturmalarda adının hiç geçmediğini belirtti.

İddianamede, “FETÖ” yapılanmasında TSK’nin suçlandığını savunan Evrim, “İddianamede, TSK içerisindeki yapılanma konusunda, darbe girişimine kadarki süreçte sadece TSK sorumlu tutulup, işin siyasi yönüne yer verilmemiş. İddianame bu yönüyle eksik” diye konuştu.

Darbe girişimine ilişkin MİT’e ihbar geldiğini, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının olaylardan önce darbeyi haber aldığını ileri süren Evrim, Genelkurmay Başkanı ve komuta kademesini, darbe girişimini önleyecek tedbirleri almamakla suçladı.

‘DÜNYADA BÖYLE BİR YÖNTEM YOKTUR’

Darbe girişimini iddianamelerden ve günlük gazetelerden detaylı şekilde takip ettiğini belirten Evrim, “Son derece amatörce planlanmış, mantık dışı, TSK teamüllerine aykırı bir garabetler manzumesi” ifadelerini kullandı. Sanık Evrim, şöyle devam etti:

“TSK’nın normal planlama usulleri uygulansaydı, envanterdeki uçak, tank, helikopter tümü kullanılır, ilave telefon iletişimine ihtiyaç kalmayacak şekilde alternatif harekat tarzları belirlenir, icra edilirdi. İddialara göre, darbeye erler dahil 8 bin kişi katılmıştır. Bu sayı TSK’daki personel sayısının yüzde 2-3’üdür. TSK’daki subayların yüzde 80’nin örgüt mensubu olduğu söyleniyor. Son çare olarak ölüm kalım mücadelesi olduğu bildirilmesine rağmen neden örgütün tüm elemanları kullanılmamıştır? Emniyet teşkilatında olduğu iddia edilen on binlerce örgüt mensubunun bu darbede niçin kullanılmadığını nasıl açıklarız? Bu darbeyi planlayan herhangi bir TSK personeli olsa bu hataları yapmazdı. Benim üssümde 71 savaş uçağı vardı. Tüm üs komutanlarının tutuklu olduğu düşünülerse toplamdaki 250 savaş uçağı kullanılabilirdi. Savaş uçaklarının sadece yüzde 8’i kullanılmıştır. Ne 12 Eylül’de ne Sisi’nin Mısır’daki darbesinde böyle bir yöntem kullanılmıştır. Dünyada böyle bir yöntem yoktur. Bu da başka bir amatörlüktür.”

‘TBMM BİNASININ YIKILMASI İÇİN 35-40 TANE F-16’NIN KULLANILMASI GEREKİYOR’

Televizyonlardan sokağa çıkma çağrıları yapıldıktan sonra darbe girişiminin başarısız olacağının belli olduğunu ileri süren Hakan Evrim, “Çağrıların ardından halkımız sokağa döküldükten sonra TÜRKSAT’ı vurmak ve televizyon yayınlarını iptal etmek nasıl bir mantıkla açıklanabilir. Öte yandan bombalanan TBMM binasının yıkılması için 35-40 tane F-16’nın kullanılması gerekmektedir. Darbenin başarısız olduğunun anlaşılmasından sonra Meclis’e atılan o bombaların ortadan kaldırılmak için atılmadığı ortadadır. Meclis’e çok yakın olan Genelkurmay’daki yüzlerce askerle Meclis işgal edilebilecekken, niçin bombalandığı da ayrıca irdelenmelidir” dedi.

‘CUMHURBAŞKANI İÇİN TERTİBAT ALINMASI BEKLENMEZ MİYDİ?’

Evrim, F-16 uçaklarının darbe yapmaktan ziyade, infial yaratarak, başarısızlığı garantileyecek şekilde, darbenin bastırılması sonrası başlatılacak tasfiyeye yönelik kamuoyu oluşturmak amacıyla kullanıldığını öne sürdü.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uçağının İstanbul’a gitmek için Dalaman’dan havalandığını hatırlatan Evrim, iddialarını şöyle sürdürdü:

“Dalaman meydanı emir komutada, Balıkesir 9. Ana Jet Üssü Komutanlığı’na bağlıdır. Balıkesir üst komutanı hali hazırda tutukludur. Eğer bu general darbenin bir parçası olsaydı, ne sayın Cumhurbaşkanı o uçağa binebilirdi, ne de o uçak o meydandan kalkabilirdi. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanı, saat 00.24’de konuşma yaptıktan sonra uçağın bulunduğu meydanda Cumhurbaşkanını almak için bir tertibat alınması beklenmez miydi? Görüldüğü gibi darbenin en kritik hamlesi, Hollwood yapımı muhteşem bir komedi film senaryosunu andıran acemi bir planlama ve uygulamaya sahne olmuştur.”

SİLAHLA TEHDİT EDİLDİĞİNİ İDDİA ETTİ

15 Temmuz’da yaşadıklarını anlatan Evrim, Akıncı Üssü’nde darbeci askerler tarafından tehdit edildiğini ileri sürdü. Akşam saatlerinde teçhizatlı sivil ve asker kişiler gördüğünü söyleyen Hakan Evrim, “‘Siz kimsiniz? Burada ne yapıyorsunuz’ diye sordum. Aniden etrafımı sarıp silahlarını bana doğrulttular. Ve, ‘Sizlik bir şey yok, size, ailenize ve personelinize zarar vermek istemiyoruz. Kendinizi ve bunların selametini düşünüyorsanız sadece sizden istediklerimizi yapın, yoksa siz ve personeliniz için kötü olur’ dediler” iddiasında bulundu.

‘LOJİSTİK DESTEK İSTEDİLER’

O şartlarda yapacak bir şeyi olmadığını ve zorla 143. Filoya götürdüğünü öne süren sanık Evrim, “Çardakta beklerken yüzü maskeli iki komando yanıma gelip, ‘Size ve personelinize bir şey olmayacak. Sadece lojistik anlamda istediklerimizi yerine getirin’ dediler. ‘Ne oluyor, ne yapmaya çalışıyorsunuz’ dediğimde, ‘Sen karışma yoksa senin ve personelin için iyi olmaz’ diyerek telefonuma el koydular” diye konuştu.

Evrim, zaman zaman kendisini çağırıp lojiktik destek istendiğini söyledi. Uçaklara bomba yüklenmesi, yakıt alınması gibi konularda istekleri teknik olarak mümkün olmadığını söyleyerek yerine getirmediğini anlatan Evrim, “İçeride tanımadığım 30 kişi vardı. Ve yoğun bir faaliyet içindeydiler” dedi.

‘GENELKURMAY BAŞKANINA ‘HOŞ GELDİNİZ’ DEDİM’

“Genelkurmay Başkanı üste geldiğinde üst komutanı olmam nedeniyle yanına gitmem gerektiğini söylediler” diyen Hakan Evrim, savunmasına şu şekilde devam etti.

“Yanına gidene kadar Genelkurmay Başkanının darbedeki pozisyonuna veya öncesinde yaşananlara ait en küçük bir bilgim yoktu. Karargahın girişinde sivil, asker silahlı pek çok kişi vardı. Hemen içeri girerek Genelkurmay Başkanına ‘Hoş geldiniz’ dedim. İçeride Akın Öztürk paşa ile 5-6 kişi daha vardı. Boş olan tek sandalye olan makam koltuğumu alarak komutanı görecek bir şekilde oturdum. O geceki olaylara ilişkin konuşuyorlardı. Ben hiç konuşmadan olanı biteni dinledim. Konuya uzak oluşum, olayların içinde olmayışım nedenleriyle ve açıkçası orada bulunmamın gereksiz olduğuna kanaat getirerek, konuşmalar sırasında bir ara telefonla arama, görüştürme lafları geçmesini fırsat bilerek ayağa kalktım. Genelkurmay Başkanımıza hitaben, ‘Eğer aramak istediğiniz biri olursa, (ön tarafta bizim emir astsubaylarımızın olduğu yeri göstererek) sizi görüştürebilirler’ diyerek odadan ayrıldım. Yaklaşık bir iki dakika sonrada içerdeki gurup çıktı. Gece boyunca Genelkurmay Başkanı ve Akın Öztürk paşanın makam odamda kaldıklarını düşünüyorum. Ben bir daha oraya gitmedim.”

Saat 08.00 sıralarında Genelkurmay Başkanının helikopterle ayrıldığını ve ekibin teslim olma kararı aldığını öğrendiğini belirten Evrim, karargah bölgesine gittiğini ve burada beklerken uçakların üssü bombaladığını söyledi. Evrim, öğleden sonra üsse gelen askeri savcılar tarafından gözaltına alındıklarını aktardı.

‘KEMAL BATMAZ’A SELAM VERMEDİM’

Adil Öksüz’ün darbe öncesi yaptığı iddia edilen toplantılara katılmadığını savunan Hakan Evrim, “Darbeye ev sahipliği yapan üssün komutanı olarak bu toplantılara katılmam gerekmez mi? Bu toplantıların yapıldığı tarih bayram tatiline denk geliyor. Bayramda personelle bayramlaştıktan sonra memleketim olan Ödemiş’e gittim. Bu kamera kayıtlarıyla tespit edilebilir” dedi.

O gece Akıncı Üssü önünde sivillerin yaşamını yitirdiğini gözaltına alındıktan sonra öğrendiğini ileri süren Evrim, “Öğrenince çok üzüldüm. Bu konuda bir bilgim ve emrim kesinlikle olmamıştır” diye savunma yaptı.

Kuleden uçaklara talimat verdiği suçlamalarını da kabul etmeyen Evrim, Kemal Batmaz’a asker selamı verdiği görülen görüntülerle ilgili de, “Bu kişiyle ne telefon görüşmem oldu ne de bu kişiye selam verdim. Kendisini tanımıyorum. Üste yakalandıkları söylenen diğer sivilleri de tanımıyorum” şeklinde konuştu.

SAVUNMASINA YARIN DEVAM EDECEK

Yaklaşık 4.5 saat konuşan Evrim’in savunması bugünkü celsede bitmedi. Mahkeme Başkanı sanığın savunmasına yarın devam edileceğini belirterek, duruşmayı yarın saat 09.30’a erteledi. (DHA)