TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri İbrahim Yücesoy, Akkuyu Nükleer Santraline yakıt yüklemesi yapılmaması gerektiğini söyledi. Yücesoy, “Akkuyu NGS şantiyesi çalışmaları şeffaf bir şekilde yapılmadığı için birinci ünitenin yakıt yüklemesi yapılabilecek seviyeye gelip gelmediği bilinmemektedir. Birinci reaktör bölgesinin her kısmında çalışmalar devam etmektedir. Bu durumdaki bir şantiyeye nükleer taze yakıt nasıl, hangi özel güvenlik önlemleri ile getirilecektir, nerede ve ne şekilde depolanacaktır, nükleer yakıtın depolandığı bir şantiyede güvenlik nasıl sağlanacaktır? Tüm bu hususlar belirsizdir” dedi.

Akkuyu’da güvenlik nasıl sağlanacak?

Abidin YAĞMUR

Türkiye’nin ilk nükleer santrali olan, Rusya tarafından Mersin’in Gülnar ilçesinde inşa edilen Akkuyu Nükleer Santrali'ne ilk yakıt yüklemesinin 27 Nisan’da yapılacağı duyuruldu. AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da santrale ilk yakıtın verileceği gün Mersin’de olacak.

Santrale İlk yakıtın verilmesi işleminin 14 Mayıs seçimlerine kısa bir süre kala yapılacak olması “seçim öncesi siyasi şov” eleştirilerini beraberinde getirdi. Uzmanlar ise işin sadece şov kısmına değil, güvenlik kısmına da odaklanıyor ve hali hazırda bir şantiye görünümünde olan Akkuyu Nükleer Santrali'ne bu aşamada nükleer yakıt getirilmesinin güvenlik açısından riskli olacağına dikkat çekiyor.

ŞANTİYEDE NÜKLEER FAALİYET

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mersin İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri İbrahim Yücesoy, “Siyasi iktidar yaklaşan seçimler öncesinde yapımı devam eden tüm projeleri bir bahaneyle seçim propagandasına çevirmek için elinden geleni yapıyor” dedi.

Proje aşamasından itibaren toplumun büyük itirazlarıyla karşılaşan, inşaat süreçlerinde hatalı imalatlar nedeniyle endişeleri artıran Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin de bu seçim propagandasının malzemelerinden birisi haline getirildiğine dikkat çeken Yücesoy, “Yapılan açıklamalara göre santralin birinci ünitesine ilk nükleer yakıt yüklemesi 27 Nisan 2023 tarihinde yapılacak. Bu yükleme Akkuyu NGS sahasına nükleer yakıt getirilmesi reaktörün devreye alınması anlamına gelmemekle birlikte, inşaatı süren büyük bir şantiyede yapılmak istenen bir nükleer faaliyet olması nedeniyle önemlidir” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE HAZIRLIKLI DEĞİL”

Akkuyu NGS’nin Türkiye için gerekli bir tesis olmadığını, Türkiye tarafında yeterli hazırlık olmadığından projenin denetiminin gereken düzeyde yapılamayacağını ve olası bir kaza durumunda Çernobil ve Fukuşima kazalarında olduğu gibi çok büyük felaketler yaşanabileceğini kaydeden Yücesoy, “Tüm bu uyarıları kulak arkası eden AKP hükümetlerinin teşvikleri ile Akkuyu nükleer güç santralı yakıt yüklemesi yapılacağı söylenen bir aşamaya getirildi” dedi.

“NÜKLEER YAKIT NASIL GETİRİLECEK, NASIL DEPOLANACAK”

Akkuyu NGS şantiyesi çalışmalarının şeffaf bir şekilde yapılmadığı için birinci ünitenin yakıt yüklemesi yapılabilecek seviyeye gelip gelmediğinin bilinmediğini ileri süren Yücesoy şu ifadeleri kullandı:

“Resmi makamlar tarafından yayınlanan şantiye görüntü ve videolarından anlaşıldığı kadarı ile Akkuyu NGS inşaat sahası nükleer tesis niteliği kazanabilecek durumda değildir. Öncelikle devreye alınacağı söylenen birinci reaktör bölgesinin her kısmında çalışmalar devam etmektedir. Bu durumdaki bir şantiyeye nükleer taze yakıt nasıl, hangi özel güvenlik önlemleri ile nereden ve ne yolla getirilecektir, getirilmesi durumunda nerede ve ne şekilde depolanacaktır, nükleer yakıtın depolandığı bir şantiyede güvenlik nasıl sağlanacaktır? Tüm bu hususlar belirsizdir. Şantiyede çalışanların nükleer tesiste çalışanlarında bulunması gereken niteliklere kavuşması için eğitimler yapılmış mıdır, yapılmamış ise bu birkaç gün içerisinde ne şekilde ve nasıl yapılacaktır? Sayısı on binlere vardığı söylenen çok sayıda taşeron şirket çalışanının nükleer tesis şantiyesine uyumunun sağlanıp sağlanamayacağı kuşkuludur. Gerek nükleer yakıtların nakliye, santral sahasına indirme ve depolanma süreçlerinin, gerekse yakıtların reaktörlere yüklenmesi işlemlerinin öncesinde belirlenmiş ve onaylanmış bir program dahilinde ve ilgili teknik düzenlemelere uygun olarak yapılması gerekir. İnşaat çalışmalarının hızla sürdüğü, Akkuyu NGS şantiyesinde, bu tür özel bir hazırlık yapıldığını gösterir bir işaret de yoktur.”

“SAHTE BİR BAŞARI HİKAYESİ”

Akkuyu NGS projesinin başlangıcında siyasi sebep ve beklentiler belirleyici olduğunu kaydeden Yücesoy, “Şimdi Akkuyu NGS şantiyesinde yapılacak gösterişli bir şov ile gerçekler karartılacak, yurttaşlar sahte bir başarı hikayesi ile yanıltılacaktır. Nükleer gibi çok önemli ve riskli bir konunun aceleyle ve tedbirler göz ardı edilerek seçim propagandası haline getirilmesi kabul edilemez. Bir ülkeye nükleer santral yaparak elektrik üretmek övünülecek değil ancak çaresizlikten yaptık denecek bir iştir. Başka kaynaklardan elektrik üretmek varken nükleer santrala yönelmek hiçbir ülke için doğru bir seçenek değildir. Başka olanaklar varken ülkemizi nükleer risk altına sokmak sorunları arttırmak anlamındadır. Akkuyu nükleer güç santrali ülke için daha büyük sorunlara neden olmadan bu projeden vazgeçilmelidir” dedi.

“DÜNYANIN EN PAHALI ELEKTRİĞİNİ ALACAĞIZ”

TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri İbrahim Yücesoy, Akkuyu NGS’nin ekonomik maliyet açısından da Türkiye’yi zarara sokacağını savundu. Yücesoy şunları söyledi:

TMMOB Mersin İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri İbrahim Yücesoy 

“2010 yılında Rusya ile yapılan bir milletler arası anlaşma ile Rus devlet şirketi Rosatom’un Türkiye’de sahibi olacağı bir nükleer santral kurmasını ve bu santralda üretilecek elektriğin yüzde 50’sine 15 yıl boyunca satın alma garantisi verilmesini, AKP hükümetleri kabul etti ve 2015 yılında temeli atılan Akkuyu NGS çalışmaları başladı. Bu anlaşma, Türkiye’nin Rus nükleer santralından elektrik alması zorunlu kılmaktaydı. Anlaşma, ülkemizi enerji kaynakları temininde Rusya’ya doğal gaz, petrol ve kömüre ek olarak, bir de nükleer yakıt açısından bağımlı hale getiriyor ve enerjide dışa bağımlılık oranını arttırıyordu. Bununla da sınırlı kalınmadı ve 12,35 dolar cent/kwh gibi yüksek bir fiyattan 15 yıl boyunca Akkuyu nükleer santralının üretiminin yüzde 50’sini, yani yaklaşık 290 milyar kwh elektriği satın almayı garanti ederek Türkiye’yi 35,8 milyar dolar bedelinde bir elektrik alım yükümlülüğü altına soktu. Böylece Rosatom şirketine, Akkuyu için yaptığı yatırımın kat ve kat fazlasını almasını garanti edilerek ilk 15 yılda geri kalan 290 milyar kwh elektriği de piyasada satarak ilave karlar elde edeceği özel bir imtiyaz verilmiş oldu. Yurttaşlarımız güneş, rüzgâr veya öteki yerli ve yenilenebilir kaynaklardan elektrik elde etmek yerine dünyanın en tehlikeli tip enerji üretim tesisinden çok pahalı elektrik almak zorunda kalmasının yolu açılmış oldu.”