Bir kâbusun kopuk kopuk anları gibi…

Önce Diyarbakır’da bir sahne… 7 Haziran 2015 akşamı; gülen yüzler, halaya duranlar, aydınlık bir ülkenin ışığı. Sonra… Suruç; bir fünye sesi, parçalanmış çocuklar. Ardından Ankara’da Adli Tıp önü... Hayattan kopuk cümleler: “Yakınlarının bedenlerini tek parça halinde alabilenler seviniyor.” Otopsi odaları yetmiyor. Adli Tıp’ın bahçesinde bir çadır... Yağmur yağıyor. Bir kadın, yakınının vücut parçasına sarılıyor.

•••

Bugün Ankara günü… IŞİD sanıkları ikinci kez mahkemeye getiriliyor. Suratlarından pek çok şey seçiliyor. Nursuzluk, kaypaklık, huzursuzluk, kötülük, ilkellik, barbarlık akıyor. O kâbusun parçaları da görülüyor!

•••

Yakın geçmişin ‘aynı soruları’ insanı yoruyor:

Türkiye’de IŞİD, neden ‘bağzı’ katliamları üstlenmiyor?

Katliamlarda ihmal görülüyor. Nasıl oluyor ve niye kamu görevlileri yargı önüne çıkarılmıyor?

Suruç ve Ankara’da yerde yatan kan içindeki yaralılara hangi akla, vicdana istinaden kolluk kuvvetleri tarafından şiddet uygulanıp gaz ve su sıkılıyor, plastik mermi atılıyor?

Yine ’bağzı katliamlar’ Rakka’ya ulaşmıyor. O halde emri kim veriyor?

•••

Ankara günü… Bir öncesi İstanbul’da genç bir kadın ağlayarak soruyor: “Beni dövdünüz diye ülke mi kurtuluyor?” Polis ‘HAYIR’ kampanyası yapanlara silah çekiyor. İktidar sözcüleri gizlemiyor. Referandum yapıp, ‘HAYIR’ verecek olanların vatan haini, terörist, dinsiz ilan edilmesini akıl almıyor da... Aslında aklın çok önce yitirilmiş olduğu da görülüyor.

Dahası ülkenin gidişi; zıt sahneli inanılmaz kareler üzerinden akıyor.

•••

IŞİD şüphelilerine gösterilen hoşgörünün binde biri ‘HAYIR’ diyenlere karşı gösterilmiyor.

Emekli bir öğretmen, sosyal medyada; “Türkiye tek kişiye bırakılmayacak kadar kıymetli bir ülkedir” paylaşımı nedeniyle ‘örgüt propagandası’ yapmaktan 10 dakika içinde tutuklanıyor.

Fakat… Konya Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi (TEM) tarafından yine sosyal medyada propaganda yaptığı tespit edilen 10 kişiden 9’u ‘IŞİD’den’ serbest bırakılıyor.

Bir zihniyetin ifşası... IŞİD’ci, ‘HAYIR’ diyenden daha az tehlikeli. Belki de kullanışlı!

•••

Bugün Ankara günü…

Geçen duruşmada içimize işleyen tanıklıklardan biri, katliamda yaşamını yitiren Güney Doğan’ın babasının çığlığıydı: “Katilsiniz, nasıl kıydınız?”

•••

Bugün günlerden Ankara…

‘HAYIR’ sesleri yükseliyor.

Toplamda bir zihniyetin sureti...

Nursuzluk, kaypaklık, huzursuzluk, kötülük, ilkellik, barbarlık akıyor.

Türkiye yeni mahkeme salonlarının kırılganlığını karşılayamayacak noktadadır. Türkiye de, bu ülkede yaşayan her can da değerlidir.

Biraz akıl kaldıysa eğer; tam da mukayyet olma zamanı!

***

‘Rakka IŞİD’in’ mesajı

Selefi katiller aylık olarak çıkardıkları ‘sanatsal dergileri’ Rumiyah’ın 6. sayısını yayımladılar. Dergide yine birbirinden çarpıcı ve korkunç mesajlara yer verdiler. Hızlıca bir bakıp mesajları okumaya çalışalım.

» Ön kapakta Reiana katliamını var. Eğlence merkezinin harap olmuş bir görüntüsü bulunuyor.

» Arka kapakta ise IŞİD’in İstanbul’da çektiği korkunç videoya gönderme bulunuyor. Ağaçların ardından denizi gören bir manzara resminin üzerinde şunlar yazıyor: “Allah’ın Resulü’ne şöyle soruldu: Hangi şehir, Konstantiniyye mi yoksa Rumiye mi (Roma) daha önce fethedilecektir? Allah Resulü şöyle buyurdu: “Önce Hirakl’in şehri (Konstantiniyye) fethedilecektir. (Ahmet ve Darimni, Abdullah bin Ömer’den rivayet edilmiştir.) mesajın büyük bir huzursuzluk verdiğine şüphe yok.

» Ancak dergide başka sıkıntılı mesajlara da rastlanıyor. IŞİD’in Türkiye’deki din adamlarını ve cemaat önderlerini hedefe koyduğu görülüyor. Bu mezhep ve cemaat çatışması isteği olarak algılanıyor. Daha birkaç yıl önce Türkiye’nin din çatışmalarına sahne olabileceğini söylemiştik. IŞİD bu arayışıyla bunu teyit ediyor.

» Örgüt yine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya lideri Putin’i hedef almayı da ihmal etmemiş. İkisinin yan yana oldukları bir fotoğrafı Rumiyah’a taşımışlar. IŞİD’in Türkiye ile alay etmesi de gözden kaçmıyor. Alçak ifadeler var. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya gönderme yapılıyor ve ‘teröristleri önleyemiyor’ deniyor.

» IŞİD kanlı eylemlerinin ekonomik ve sosyal sonuçlarını da çıkarmış. Bu çalışma zar atmadıklarını gösteriyor. Eylemler sonucunda özetle; korku yayılacak, hastane maliyetleri artacak, mülkiyet ve mal kayıpları yaşanacak, dükkânlar kapanacak ifadelerini kullanıyor. Bunun muhtemel sonuçları; turizmin çökmesi, sermayenin göçü, sigorta sektöründeki zararlar ve uzun vadede ekonominin harap olması şeklinde hesaplanıyor.