Google Play Store
App Store

Ege çiftçisine, selden görülen zararın karşılanması için verilen yardı

Ege çiftçisine, selden görülen zararın karşılanması için verilen yardım sözü boş çıktı. Kiraz, Tire ve Kemalpaşa’da 30 Mayıs tarihinde meydana gelen ve 15 bin dekarlık ekili alanın tahrip olmasına neden olan sel felaketinin ardından, verilen yardım sözünün altı yaşanan şok gelişme çiftçiyi bir kez daha perişan etti. Selin ardından AKP milletvekillerinin ve İzmir'in eski valisi Yusuf Ziya Göksu'nun 'Zararınız kesinlikle karşılanacak'' sözleriyle umutlanan ve zarar tespit komisyonunun yaptığı inceleme sonucu 2 trilyonluk zarar olduğ unu saptamasıyla beklenti içine giren çiftçiler Ankara'dan gelen yardım 90 milyon liralık yardımı görünce şok oldu. Ödemiş Ziraat Odası Başkanı Ahmet Kocaağa, “Bu çiftçinin bakkala, manava, gübre aldığı mağazaya, bankaya borcu var. Bu para hangi yarayı saracak. Hiç olmazsa bu borçları da da erteleseydiler'' diye konuştu.

Meteoroloji yetkililerinin birkaç gün öncesinden haber verdiği aşırı yağış ve dolu 30 Mayıs 2005 tarihinde İzmir'in Ödemiş, Tire, Kiraz ve Beydağ ilçelerini vurdu. Yağıştan en çok etkilenen ilçe ise Kiraz oldu. Öğle saatlerinde yağmurla başlayan yağış, bir süre sonra yumurta büyüklüğünde doluya döndü. Bir kişinin boğularak ölmesine neden olan yağış nedeniyle Yeniköy, Avunduruk, Haliller, Umurcalı, Karaman, Yenişehir ve Kaleköy'e ait yaklaşı k 15 bin dekarlık arazide ekili alanlar büyük zarar gördü. 500'den fazla haneye ait olduğu bildirilen ekili alanlardaki tahıl, tütün, karpuz, sebze ve meyveler yok olurken sel sularına kapılan 10'u küçükbaş olmak üzere 15 kadar hayvan da telef oldu.

‘ZARARLARINIZ KARŞILANACAK’

Olaydan birkaç gün sonra dönemin İzmir Valisi Yusuf Ziya Göksu, İl Tarım Müdürü Muzaffer Ağar, Kiraz İlçe Tarım Müdürü Alpaslan Dankaz ve AKP Milletvekili İsmail Katmerci bölgede inceleme yaptı. Heyet selden zarar görenlerinin yaralarının kısa sürede sarılacağına devlet adına söz verdi.

Sel felaketinden sonra bölgede detaylı araştırma yapan Zarar Ziyan Tespit Komisyonu ise, bu tespitin sonucunda hazırladığı raporda 2 trilyon liranın üzerinde bir zararın meydana geldiğini belirledi. Raporun sonuç bölümünde çiftçinin mağduriyetinin giderilmesi için gerekenler şöyle sıralandı: “Banka borçlarının ertelenmesi ve düşük faizle kredilendirilmesi, aldıkları kredinin yarısı kadar yeniden kredi verilmesi, elektrik ve su borçlarının gerekirse silinmesi, eğitimde yatılı kontenjan sağlanması için gerekli çalışmaların sürdürülmesi, tarı msal amaçlı sulama sularının ve elektrik giderlerinin faizsiz ertelenebilmesi için mikro kredi yardımı yapılması, sağlık sorunlarının yeşilkart aracılığı ile çözülmesi..''

Devlet adına verilen söz ve komisyonun saptadığı rakamla umutlanan köylüler zararlarının karşılanacağı günü beklemeye başladılar. Bir süre sonra gelen miktar ise selin ardından köylüyü bir kez daha yıktı. Hükümet zararların karşılanması için hane başına 90 milyon TL göndermişti.

‘Nasıl geçinecekler’

CHP’li İzmir İl Gn. Meclisi Üyesi Cevdet Gerçek: Yardım dosyasının İl Genel Meclisi’ne bile gelmediğini belirterek, “Böyle bir dosya gündeme alınmadığı için biz de bir işlem yapamadık. Ancak Ankara’dan yardım amacıyla 60 bin YTL göndermişler, Fakir Fukara Fonu da 30 bin YTL’lik yardı m kararı almış. Bunu bölgedeki mağdurlara dağıtınca çiftçi başına 90 YTL düştü. Bu para kimsenin işine yaramaz. Çiftçi bir yıl boyunca ailesini 90 YTL ile nasıl geçindirsin'' dedi.

İzmir İl Encümen Üyesi Dilaver Koğ: Bölgedeki çiftçinin zararının bu kadar küçük yardımlarla karşılanmasının söz konusu olamayacağı nı belirtti. Kol, “AKP hükümeti sözünde durmadı. Selden zarar görenlere vaat ettiği yardımı yapmadı. Binlerce üretici bütün bir yıl sıkıntı çekecek'' diye konuştu.

Ödemiş Ziraat Od. Bşk. Ahmet Kocaağa: 30 Mayıs’taki sel felaketinde sadece tarım alanlarının değil, meyve ağaçlarının, köy evlerinin bile portakal büyüklüğündeki doludan zarar gördüğünü hatırlatarak şöyle konuştu:“Bu çiftçinin bakkala, manava, gübre aldığı mağazaya, bankaya borcu var. Bu borçlar ertelenmedi ki? Çiftçi bu borçlarını nasıl ödeyecek. Devletin umurunda bile değil. İşte devlet yaraları böyle sarıyor. Hiç olmazsa çiftçinin borçlarını erteleselerdi.''