İktidar kanadında çözülmeler devam ediyor. Hükümet, parti örgütü ve Meclis grubu arasında Erdoğan tek köprü durumunda. O olmadığı dönemlerde istişare mekanizması bile işletilemiyor. Erdoğan, parti içindeki kavgayı bitiremezse bu kış çok sert geçecek.

AKP’de köprüler yıkıldı

YAŞAR AYDIN

Hafta boyunca AKP'de, önce parti içinde başlayıp hükümete sıçrayan oradan da yandaş kalemlere kadar uzanan iktidar içi kapışmaya tanıklık ettik. Erdoğan’ın bugüne kadar açık bir tutum deklare etmemesi ise tartışmanın uzamasına neden oldu.

MESELE PELİKAN DEĞİL

Gazetelere yansıdığı kadarıyla tartışmanın iki tarafı olduğu görülüyor. Ama bunun sadece görüntüde böyle olduğu, aslında sorunun çok daha derinlerde olduğunu hangi AKP’liye sorsanız söyleyecektir. Adalet Bakanı Gül ile Sabah Gazetesi yazarları arasında yaşanan tartışma sorunun çok küçük bir kısmına işaret ediyor. Uzun yıllar genel merkez yöneticiliği yapmış bir AKP’linin “Kuruluşumuzdan bu yana ilk defa yarın ne olacağını bilmeden siyaset yapıyoruz” diyerek yaptığı değerlendirme durumu özetliyor. Parti genel merkezi son derece tenha. Ne bir çalışma birimi var ne de işleyen bir mekanizma. Erdoğan’la birebir görüştüğü tahmin edilen bazı isimlerden gelen bilgilerle partiyi yönetmeye çalışıyorlar. Hükümetle parti yönetimi arasında neredeyse bir temas yok. İşin ilginç yanı bir dizi yasa yapmaya hazırlanan Meclis grubu da aynı durumda. TBMM’de yaşananları uzun yıllardır AKP’yi takip eden bir meslektaşımızın “bu kadar moralsiz bir AKP grubuyla ilk kez karşılaşıyorum. Turgut Özal Cumhurbaşkanı olduğunda dağılma sürecine giren ANAP bile daha derli toplu görüntü veriyordu” diye değerlendirdi.

ERDOĞAN TEK KÖPRÜ

Hükümet, parti örgütü ve Meclis grubu arasında Erdoğan tek köprü durumunda. O olmadığı dönemlerde istişare mekanizması bile işletilemiyor. Bu yüzden Erdoğan’ın uzun uzun seyahatleri ve zorunlu ayrılıklar da AKP içinde mutlaka soruna yol açıyor. Erdoğan’ın kritik ABD zirvesi öncesi benzer bir endişeye kapıldığı çok açık. Bu yüzden gezi öncesi mesaisinin önemli bölümünü parti ve Meclis içinde çalışma yürüten isimlere ayırdı. Aldığımız bilgilere göre Erdoğan parti içi tartışmalara son verilmesi için sert uyarılarda bulunmuş. Saray’dan çıkanların kaldıkları yerden devam etme eğiliminde olması Tayyip Erdoğan’ın bu konuda istediği sonucu alamadığını gösteriyor.

YENİ AKP’LİLER BELİRLİYOR

AKP içinde “İstanbul ekibi” diye isimlendirilen ekip şu anda Erdoğan’a en yakın kesim durumunda. Daha çok ikinci nesil AKP’liler olarak tanımlanabilir. Şu anda özellikle bazı bakanlık ve medya kuruluşları üzerindeki etkilerine kullanarak siyasette belirleyici konumdalar. Kurucu ve yıllardır yönetim kademesinde olanların çok önemli bölümü devre dışı. Yönetimde olanlar bile kâğıt üzerinde yetkilendirilmiş. Bir dönem milletvekilliği de yapmış eski bir İstanbul yöneticisi “Beyefendiyi bunlar sarmış. Ulaşmak mümkün olmuyor” diyerek yeni ekibin Erdoğan üzerinde de büyük etki kurduğunu ifade ediyor.

HERKES BİRİLERİ İLE GÖRÜŞÜYOR

Parti içerisinde başıbozukluğu gösteren bir başka olgu ise yaşanan baş döndürücü görüşme trafiği. Kimi sorsanız parti içinden ya da dışından bir gurupla ya ‘teması var’ ya da ‘angaje olmuş’ yanıtı alıyorsunuz. Bu değerlendirmeler o kadar yoğun ve yaygın yapılıyor ki hangisinin doğru olduğunu bile kestirmek zor. Öyle ki görüştüğümüz iki isim birbirleri hakkında “Babacan’la teması var” diyebildi. Bu kadar açık devam eden görüşme trafiğine bir de istifalar ve sonrası eklenince AKP için tablo iyice çıkmaza giriyor. Uzaktan bakınca gayet sağlam görünen bir parti ve mutlak bir lider var. Doğal olarak da çok sorunlu gözükmüyor. Ama parti içine doğru ilerledikçe ve peşi sıra yapılan açıklamalara bakınca gerçeğin farklı oluğunu düşünmeye başlıyorsunuz. Erdoğan için böyle sert ve aleni eleştiriler çok tanık olduğumuz şeyler değil. Erdoğan muhafazakâr topluluk içinde ilk kez bu kadar itibar kaybetti. Acaba bizim görmediğimiz neyi görüyorlar ya da bilmediğimiz hangi gerçeği biliyorlar. Meclis 10 gün sonra açılacak. Ülke içinde ve dışında çok kritik süreçler yaşanacak. Erdoğan, ilk kez güçlü bir örgüt olmadan bu süreci karşılamak zorunda. Kavgayı bitiremezse kış çok sert geçecek.