AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, HDP'yi kapatmak yerine üst seviye cezalar verilmesi yolunu seçebileceklerinin sinyalini verdi. Buna göre HDP'nin hazine yardımının da kesilmesi planlanıyor.

AKP'den HDP'yi kapatmak yerine 'ara formül' planı

AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, makamında gazetecilerle buluştu.

Turan, 80’den fazla milletvekilinin Covid 19 olduğunu söyleyerek, yasama faaliyetlerinin aksatmamaya çalıştıklarını belirtti.

Turan, “Sırf AK Parti’nin içinde 80’den fazla milletvekilimiz Covid-19’a yakalandı. 2020 yılında Gazi Meclisimizde; 25 kanun teklifi, 36 uluslararası anlaşma ve 8 yurt dışına asker gönderilmesine ilişkin tezkere kabul edildi. Toplamda çalışma süresi olarak 117 birleşim, 571 oturum, yaklaşık 900 saat görüşme gerçekleştirildi. Meclis Başkanlığımıza, görüşmelere katkı sunan, emek veren tüm partilerimize, milletvekillerimize, çalışanlara, bizlerle beraber mesai yapan basın mensubu arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Turan, “İktidar olarak bizlerin de muhalefetle daha fazla diyaloğa girmemiz gerektiği kanaatindeyim. Farklı ideolojilere, siyasi görüşlere sahip olabiliriz; ancak söz konusu ülke menfaati, toplumun ihtiyaçlarına cevap vermek ise bu tür görüşmelerin yarar sağlayacağı düşüncesindeyim. Gerilim, yalan ve hakaret siyaseti; bu ülkeye en büyük kötülük” şeklinde konuştu.

HDP İÇİN 'ARA FORMÜL' FİKRİ

Parti kapatma tartışmalarına yönelik Turan, “AK Parti'nin bir duruşu var. Biz hep parti kapatmalarının dışında olduk. Bunun Türkiye'ye faydası olmadığını düşünüyoruz. Ama gelinen yerde HDP'nin iyice hani kör göze parmak sokmak vardır, PKK'yla olan ilişkisi, muhabbeti, sahip çıkması, 'Heykelini dikeceğiz' den sokağa çıkana kadar ki adeta parti değil de bir terör örgütünün paydaşı, yandaşı gibi olması her gün düşündürüyor” dedi.

Turan parti kapatmaktan öte cezalar verilmesi gerektiğini söyleyerek, “Türkiye'de parti kapatmaktan öte cezalar var. Hazine yardımının kesilmesi, ilgililerin vekilliğinin düşürülmesi, vekil değilse ceza kovuşturmasının başlaması gibi ara formüller var. Bunların hepsini yargının mutlaka değerlendirmesi kanaatindeyim. HDP'nin bir siyasi parti gibi değil bir terör örgütünün sözcüsü gibi davranıyor olmasından kaynaklı yargı başta tüm kurumların gereğini yapması lazım. Ancak yargı gereğini yapması lazım dediğimizde parti kapatmanın yanında hazine yardımını kesmek gibi, teröre sahip çıkan vekillerin ceza alması, vekilliğinin düşürülmesi ara formüller de var. Yargının tümünü değerlendirmesinde fayda var diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Selahattin Demirtaş ile ilgili kararına Turan, “AİHM’nin Demirtaş hakkındaki kararı hukuki değil, siyasidir. Burada konu AİHM kararından önce Demirtaş’ın ne yaptığıdır? 50’den fazla kişinin hayatını kaybettiği 6-8 Ekim Olayları olsun, suç işlemeye alenen tahrik, silahlı terör örgütüne üye olmak, halkı kanunlara uymamaya tahrik etmek, terör örgütü propagandası yapmak, suçu ve suçluyu övmek gibi pek çok suçtan Demirtaş hakkında suç isnadı var. Davalar devam ediyor. Demirtaş tartışmasız 6-8 Ekim Olaylarının baş müsebbibidir. HDP MYK’sı, Genel Başkanı halkı sokağa çağıracak, tweet atacak, Kandil’e alan açacak ve bundan sorumlu tutulmayacak, böyle bir şey olabilir mi? 6-8 Ekimde yaşananların bir AB ülkesinde yaşandığını düşünün, nasıl karar verirlerdi? AİHM, Refah Partisi’nin kapatılmasında, başörtüsü davalarında verdiği kararlarda ne kadar adilse, Demirtaş kararında da o kadar adil. Tutukluluk kararının OHAL döneminde verilmesi vurgusunda bulunup AİHM’nin 18. maddesinin ihlal edildiğine dair karar veriyor. Yani OHAL döneminde alınan bir karar olduğu için AİHM tutukluluk siyasi diyor. Ayrıca dokunulmazlığın kaldırılması kararını da siyasi buluyor” değerlendirmesinde bulundu.