AKP görmüyor, saldırılar artıyor

Umut SERDAROĞLU

Ülkede göçmen krizi günden güne artıyor. Ancak göçmen politikası üzerinden muhalefeti eleştiren iktidar, yaşanan krizin çözülmesi için hiçbir girişimde bulunmayarak adeta üç maymunu oynuyor. Geçtiğimiz hafta sonu ise göçmenlere saldırılara iki yenisi eklendi. İlki 8 Ocak’ta Ankara Pursaklar’da gerçekleşirken, diğeri önceki gün İstanbul Esenyurt’ta yaşandı.

8 Ocak Cumartesi günü Ankara Pursaklar’da yaşayan Afgan bir aile ırkçı saldırıya maruz kaldı. Pursaklar Saray Fatih Mahallesi’nde yaşayan Fatih Şahin ve kardeşi üst katlarında oturan Afganistanlı bir ailenin kapısına gidip göçmenlere silah çekti. Şahin’in kardeşi göçmenleri darp etti. Edinilen bilgiye göre, sokağa inen saldırganlar tesadüfen karşılaştıkları mülteci ailenin büyük oğluna ve iki arkadaşına da silah çekerek tehdit etti. Göçmen ailenin büyük oğlunun kafasının, aldığı darbelerle kırıldığı bildirildi.

Fatih Şahin ve Ayfer Şahin çiftinin saldırıdan daha önce de aileyi çok ses yaptıkları gerekçesiyle siteden attırmaya çalıştığı öğrenildi. Çiftin komşuları, saldırıya fiziki olarak katılmayan muhasebeci Fatih Şahin’in daha önce başka şaibeli işlere karıştığını iddia etti. Şahin’in kendisini bazı kişilere AKP Genel Sekreteri Fatih Şahin gibi tanıtarak insanları kandırdığı öne sürüldü.

GÖÇMENLERİN ÇALIŞTIĞI PASAJA SALDIRI

İstanbul Esenyurt’ta ise ilk olarak pazar akşamı başlayan tartışma, göçmenlere yönelik saldırıya dönüştü. İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamaya göre, biri yabancı uyruklu iki kişi arasında kavga yaşandı. Yaşanan olayın ardından 30-40 kişilik grup göçmenlerin çalıştığı pasaja saldırı düzenlerken, polislerin olay yerine gelmesiyle saldırganlar bölgeden ayrıldı. İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada Esenyurt’taki yabancı uyruklu kişinin Filistinli olduğunu belirtirken, kavganın “sigara isteme” nedeniyle ortaya çıktığını belirtti.

Geçtiğimiz yaz gerçekleşen Altındağ Olayları, son zamanlarda göçmenlere yönelik yapılan en büyük saldırılardan biri olarak göze çarpıyor. Bölgede Suriyelilere ait pek çok ev ve iş yerine saldırı gerçekleştirilirken birçok sayıda mesken yaşanamaz hale gelmişti. Altındağ’da yaşanan olayların ardından da göçmenlere yönelik saldırıların ardı arkası kesilmeden devam ettiği görülüyor. Son olarak İzmir’de üç Suriyeli göçmen vahşice yakılarak öldürüldü.

İNSAN HAKLARINDAN MUAF DEĞİLLER

Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Didem Danış saldırıları şöyle yorumladı: "Son dönemde yapılan saldırılar, göçmenlere karşı toplumda uzun süredir yaygın bir şekilde hüküm süren rahatsızlığın, ufak bir kıvılcımla fiziksel şiddete dönüşebildiğini gösteriyor. Tabii bunda Ümit Özdağ gibi bazı siyasetçilerin kışkırtmalarının etkisini de unutmamak gerekiyor. Yaşanan ekonomik ve sosyal krizle günden güne yoksullaşan ve güvencesizleşen kesimler, göçmenleri ekonomik ve sosyal açıdan bir tehdit olarak algılıyorlar. Medyada mültecilerin olumsuz temsilleri de bu tepkileri besliyor. Medya mültecileri çoğunlukla bir tehdit algısıyla resmediyor. Mülteciler, suçlu olarak resmediliyor ya da güvenlik sorunlarıyla özdeşleştiriliyor. Ek olarak, mülteciler hem medyada hem de bazı siyasetçilerin dilinde ülkedeki olumsuz ekonomik koşulların ve işsizliğin sorumlusu olarak gösteriliyor ve demografik yapıya yönelik bir tehdit olarak yaftalanıyorlar."
İstanbul Üniversitesi’nden Emekli Prof. Dr. Hatice Kurtuluş, göçmen krizinin çözülmesi için hem iktidarın hem de muhalefetin popülist söylem ve politikalardan vazgeçmesi gerektiğini söylüyor. Göçmenlerin yasal haklarını arama konusunda en zayıf grup olduğunu belirten Kurtuluş, “Göçmenler insan haklarından muaf değil. İnsan haklarını temel alan yasal güvenceler verilmediği sürece bu tür saldırılar maalesef devam edecek” dedi.