Google Play Store
App Store

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin İstanbul ilçe adaylarını açıkladı. Kürsüdeki konuşmasının tamamında İBB Başkanı İmamoğlu ve CHP yönetimini hedef alan Erdoğan, İstanbul'u yeniden 'hizmetle' buluşturacaklarını iddia etti. Erdoğan konuşmasında, komünist yazar Vedat Türkali'nin "İstanbul" şiirinden de dizeler okudu. Cumhur İttifakı çatısı altında açıklanan adaylardan Silivri ve Beşiktaş'ta MHP'li, 37 ilçede de AKP’li isimler aday gösterildi. AKP, mevcut 24 ilçe belediye başkanından 3'ünde değişikliğe gitti.

Kaynak: Haber Merkezi
AKP İstanbul'da üç yeni aday çıkardı, iki ilçede MHP adayı desteklenecek
Fotoğraf: AA

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin İstanbul İlçe Adayları Tanıtım Toplantısı'na katıldı.

Cumhur İttifakı'nın 39 ilçe belediye başkan adayının açıklandığı toplantı, Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleşti.

Cumhur İttifakı çatısı altında açıklanan adaylardan Silivri ve Beşiktaş'ta MHP'li, 37 ilçede de AKP’li isimler aday gösterildi. AKP, 24 ilçe belediye başkanından 3'ünde değişikliğe gitti. Sultanbeyli, Bayrampaşa ve Arnavutköy'de yeni isimler aday gösterildi.

AKP'nin Şişli adayı Gökhan Yüksel, Kadıköy adayı Veli Arslan, Beyoğlu adayı Haydar Ali Yıldız, Esenler adayı Tevfik Göksu oldu.

Beşiktaş adayı MHP'den Serkan Toper, Silivri adayı ise Volkan Yılmaz olarak açıklandı.

Partisinin ilçe adaylarını açıklamak üzere çıktığı kürsüde İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu hedef alan Erdoğan, İmamoğlu ve Cumhur İttifakı'nın İstanbul adayı Murat Kurum arasında geçen 'poşet' polemiğini anımsattı.

Erdoğan, "Vizyonsuzluklarını İstanbul'un dikey bahçelerini yok ederek devam ettirdiler. Aynı zihniyet 'poşet' göndermesiyle arzı endam ediyor" diye konuştu. Erdoğan ayrıca Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) de 'şiddete meyilli' hale geldiğini iddia etti.

Devamla komünist yazar Vedat Türkali’nin ünlü şiirinden dizeler okuyan Erdoğan, "Boşuna çekilmedi bunca acılar. Büyük ve sakin Süleymaniye’nle bekle. Bekle bizi İstanbul" ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın açıkladığı ilçe adayları şöyle:

• Adalar: Sina Şen

• Arnavutköy: Mustafa Candaroğlu

• Ataşehir: Mustafa Naim Yağcı

• Avcılar: Abdullah Küçükoğlu

• Bahçelievler: Hakan Bahadır

• Bakırköy: Ali Talip Özdemir

• Bayrampaşa: İlknur Kovaç Bayraktar

• Bağcılar: Abdullah Özdemir

• Başakşehir: Yasin Kartoğlu

• Beykoz: Murat Aydın

• Beylikdüzü: Mustafa Günaydın

• Beyoğlu: Haydar Ali Yıldız

• Beşiktaş: Serkan Toper

• Büyükçekmece: Recep Erol

• Esenler: Tevfik Göksu

• Esenyurt: Hamit Öncü

• Eyüpsultan: Deniz Köken

• Fatih: Mehmet Ergün Turan

• Gaziosmanpaşa: Hasan Tahsin Usta

• Güngören: Bünyamin Demir

• Kadıköy: Veli Arslan

• Kartal: Hüseyin Karakaya

• Kağıthane: Mevlüt Öztekin

• Küçükçekmece: Aziz Yeniay

• Maltepe: Kadem Ekşi

• Pendik: Ahmet Cin

• Sancaktepe: Şeyma Döğücü

• Sarıyer: Hüseyin Coşkun

• Silivri: Volkan Yılmaz

• Sultanbeyli: Ali Tombaş

• Sultangazi: Abdurrahman Dursun

• Tuzla: Şadi Yazıcı

• Zeytinburnu: Ömer Arısoy

• Çatalca: Mesut Üner

• Çekmeköy: Ahmet Poyraz

• Ümraniye: İsmet Yıldırım

• Üsküdar: Hilmi Türkmen

• Şile: İlhan Ocaklı

• Şişli: Gökhan Yüksel

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"AK Partimizi 31 Mart'ta büyükşehirlerimizde, illerimizde, ilçelerimizde temsil edecek adayları peyderpey milletimize takdim ediyoruz. 7 Ocak'ta İBB adayımız Murat Kurum'un da aralarında bulunduğu 26 büyükşehir ve il tanıtımını yapmıştık. Bu hafta da 48 büyükşehir ve il başkan adayımızı açıkladık. Cumhur İttifakı olarak 81 ildeki adaylarımızı ilan etmiş olduk. Bugün 31 Mart seçimlerinde İstanbulumuzun ilçelerinde Cumhur İttifakı'nı temsil edecek adaylarımızı açıklıyoruz.

Seçimlere 70 gün kaldı. Biz milletimizi sandıktan sandığa hatırlayan bir parti hiçbir zaman olmadık. 365 gün, 24 saat milletimizle yüz yüze irtibat halinde olan bir kadroyuz. Seçim dönemleri, bu tempoyu daha da artırmanın, muhabbet saflarını sıklaştırmanın vesilesi olarak görüyoruz. Söz konusu İstanbul olduğunda hem bizim için hem sizler için yaptığımız çalışmalar başka anlam taşıyor. Böyle bir şehiri başka bir türlü kucaklamak mümkün değil.

"HALİÇ'E KOKUDAN YAKLAŞILAMIYORDU"

Binlerce yıldır her medeniyeti her toplumu her cihangirin hayalini süsleyen İstanbul'a hizmet etmenin şerefi dünya malının tamamına değişilmez.

Bu İstanbul'a hizmet etmek için 1994 yılında milletimizin huzurunda, karşımızda altyapısı çökmüş, üstyapısı perişan bir şehir vardı. Çöp, çukur, çamur; İstanbul buydu. Haliç'e kokudan yaklaşılamıyordu. Ben Kasımpaşalıyım. Haliç'le beraber yaşadım. Bu Haliç ne yazık ki ne zaman biz temizlemeye başladık, o zaman bugünkü Haliç oldu. Haliç'ten o zamanlar itibarıyla 9,5 milyon metreküp çamur çıkardık. Bu çamuru Alibeyköy'de bir taşocağına naklettik. Bunu şu andakiler yapabilir miydi? Ama bunu Murat Kurum yapar.

Programda, Cumhur İttifakı'nın İBB Başkan adayı Murat Kurum (sağda) da hazır bulundu / AA

HEDEFİNDE İMAMOĞLU VAR

Son 5 yılda İstanbul yeniden o eski günlerini hatırlatan ihmallere maruk kaldı. Bu güzel şehir, 5 yıl gibi kısa sürede çeyrek asırlık irtifa kaybı yaşadı. İstanbul'un yönetimini devralanlar, temel atmama töreniyle başladılar. Atmadıkları temel Silahtarağa Arıtma Tesisi projesiydi. Arıtma yapılmayan sular Haliç'e boca edilince, burası yeniden ölmeye, kokmaya başladı. Hatalarından ders çıkarmak yerine vizyonsuzluklarını İstanbul'un dikey bahçelerini yok ederek devam ettirdiler. Aynı zihniyet poşet göndermesiyle arzı endam ediyor.

Kağıthane'de bunlar temel atmama merasimi yapıyorlar. Böyle bir şey olur mu? Biz ise temel üstüne temel koyma mücadelesi verdik. İstanbulumuzda bu yarışı biz yaptık. Suyu akmayan, ulaşımı dökülen, çevresini gecekonduların kuşattığı, çöplükleri patlayan, yollarında yürünmeyen bu İstanbul fotoğrafı bizi üzmekle kalmadı, üstlendiğimiz sorumluluğun ağırlığını da gösterdi. Tarihi ve kültürel değerlere yakışmayan bu görüntü kaldırmak için ekiplerimizi kurduk, imkanları seferber ettik.

Murat Kurum'un İstanbul'u depreme hazırlamak başta olmak üzere, bu güzel şehrin geleceği için hayati öneme sahip projelerini küçümsüyorlar. Tabi bunların çevreden anladıkları tek şey yalnızca şehri yakıp yıkan çapulculara sahip çıkmaktır.

"İSTANBUL HIRSI BOYUNU AŞANLARIN OYUNCAĞI HALİNE GELMEYİ HAK ETMİYOR"

Son 5 yılda İstanbul yeniden eski günlerini hatırlatan ihmallere maruz kaldı. Bu güzel şehir 5 yıl gibi kısa sürede çeyrek asırlık irtifa kaybı yaşadı. İstanbul hırsı boyunu aşanların oyuncağı haline gelmeyi hak etmiyor. İstanbul beceriksizlikleri hak etmiyor. 

Murat Kurum'un deprem başta olmak üzere hayati öneme sahip projelerini kendi akıllarınca küçümseyip hafife alıyorlar. Bunların çevreden anladıkları şehri yakıp yıkanlara sahip çıkmaktır. 

Çevreye, insana dair meselelerin niçin öncelikli olduğuna dair fikirleri yoktur. Yeşil panolara bile tahammül edemeyip betona boğan kafanın böyle bir derdinin olmadığı açıktır. Deprem tehdidine karşı üzerine düşeni yerine getirmediği gibi bunu sırıtarak dalga konusu yapabiliyor. Böyle bir meselede bile aymazlık yapanların şehrin diğer sorunlarında ne hassasiyeti olabilir. Tek dertleri İstanbul nimetini kendi şahsi çıkarları, kendi kariyerleri için kullanabildikleri kadar kullanmak, sömürebildikleri kadar sömürmektir. İstanbul bu zulmü, bu riyakarlığı hak etmiyor. İstanbul aklı da gözü de gönlü de başka yerlerde olanların yedeği olmayı hak etmiyor. Beceriksizlikleri hak etmiyor. İstanbul dünyanın en gözde şehri iken son birkaç yıldır yaşanması en zor yerler arasında zikredilmeyi hak etmiyor. 31 Mart'ta hak etmediklerinden kurtulup büyükşehir hizmetleri konusundaki hasreti sona erecek. İstanbul doğru tercihle kendisine yeni ufuk açacak, 5 yıllık fetret devri son bulup şahlanış devri başlayacak. 31 Mart'ta İstanbul tekrar gerçek belediyecilikle buluşacak.

"AYKIRI SES DUYUNCA KARŞISINDAKİNİN GIRTLAĞINA ÇÖKÜYORLAR"

En ufak aykırı ses duyunca karşısındakinin gırtlağına çöküyorlar. Büyükçekmece'de Yaşlı teyzeye vurdular ve bir de gırtlağına sarıldılar. Basın mensubunu yere yatırıp dövmeye kalktılar. Hani bunlar basına saygılıydı? Gırtlağına sarıldığınız bu millet size sandıkta cevabı verecektir. Kadınlar size ettiğiniz hakaretlerin hesabını soracaktır. Hem kadın hakları diyeceksiniz hem de yaşlı kadına saldıran edepsize hiçbir tepki göstermeyeceksiniz. Basın özgürlüğü deyip hem de militanlarınıza linç ettireceksiniz. bu aynı zamanda faşizmdir.

CHP'de her seferinde gelen gideni arattı. Baykal ile anlaşamazdık ama siyasi birikimini takdir ederdik. Bay Kemal ile çok kavgamız oldu ama onun da kendine göre bir tarzı, üslubu ve misyonu vardı. CHP'nin mevcut genel başkanı Özgür Özel efendi ise daha başlamadan listenin en altına yuvarlanmayı başardı. CHP uzunca süredir bölücü bir örgütün güdümündeki parti ile el altından iş birliği yapıyordu. Bu iş birliğinden rahatsızlık duyup saklıyorlardı. Özgür efendi bölücü örgütün aparatlığına devam eden DEM ile bütünleşmiş durumdadır. Bu iş birliği ile her iki parti de kendi ayaklarına utanç prangası vurmaktadır."